AB'den Ankara'ya: Kimse AB'ye şantaj yapamaz
2 Mart 2020Avrupa Birliği Göç Komiseri Margaritis Schinas, Birlik üyesi bütün ülkeleri mülteciler ve Türkiye konusunda kararlı bir ortak tavır göstermeye çağırdı. Berlin ziyareti sırasında yaptığı açıklamada konuşan Yunan Komiser Schinas, "AB, yeni bir imtihanla karşı karşıya kaldığı her sefer birlik içinde olmalı" diye konuştu ve "Hiç kimse Avrupa Birliği'ne şantaj yapamaz ve gözünü korkutamaz" diye vurguladı. AB Göç Komiseri Schinas, ayrıca AB üyesi ülkelerin içişleri ve adalet bakanlarını pazar günü olağanüstü bir zirve yapmaya da davet etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Avrupa Birliği'ni yeni bir mülteci dalgasıyla tehdit etti. Kapıları açtıklarından beri yüzbinlerce sığınmacının Avrupa sınırına dayandığını söyleyen Erdoğan, pek yakında bu rakamın milyonlara ulaşacağını ileri sürdü.
AB Komisyonu'ndan Bulgaristan ve Yunanistan'a yardım
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ankara’nın, Avrupa’ya gitmek isteyenleri engellemeyeceğini açıklaması üzerine sığınmacıların akın ettiği Yunanistan ve Bulgaristan’a yardım edileceğini duyurdu.
Brüksel'de konuşan Alman siyasetçi von der Leyen, "Önceliğimiz, karşı karşıya kaldığı durumun üstesinden gelmesi için Bulgaristan ve Yunanistan'a ihtiyacı olan bütün desteği vermektir“ diye konuştu. Von der Leyen, Yunanistan’ın üstesinden gelmekle sorumlu olduğu gelişmenin Avrupa Birliği’nin karşı karşıya kaldığı bir ödev olduğunu da vurguladı.
Komsiyon Başkanı von der Leyen, Salı günü AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli ile birlikte tam olarak hangi konularda desteğe ihtiyacı olduğunu görüşmek üzere Yunanistan'a gideceklerini de duyurdu.
"Mevcut durum çözüm değil"
Açıklamasında Türkiye'nin AB'ye sınırıları açmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan von der Leyen, Türkiye'nin mülteciler konusunda içinde bulunduğu zor durumun farkında olduklarını, ancak buna rağmen karşı karşıya kalınan mevcut durumun çözüm veya cevap olmadığını söyledi.
Bu yüzden Türkiye ile diyaloğun bütün siyasi platformlarda yoğunlaşacağını, hâlâ geçerli olan mülteci anlaşması göz önünde bulundurularak hangi alanlarda Ankara'nın desteğe ihtiyacı olduğunun netliğe kavuşturulması için çaba harcanacağını da sözlerine ekledi.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ayrıca AB Kriz Yönetimi Komiseri Janez Lenarcic’in de önümüzdeki günlerde Gaziantep'e gideceğini ve bölgede incelemelerde bulunduktan sonra İdlib ile Türkiye sınırı arasındaki bölgede sığınmacılara hangi alanlarda insani yardım yapılabileceğine dair değerlendirmede bulunulacağını söyledi.
Mülteciler siyasete malzeme yapılmamalı
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adını anmadan "Sığınmacıların jeopolitik çıkarlara malzeme yapılmasına izin vermemeliyiz" diye konuştu. "Her kim ki buna yeltenir ise buna karşı direnişi de hesaba katmalı" diyen Maas, sığınmacıların Suriye ve Türkiye'de insani koşullar altında ihtiyaçlarının karşılanması için Avrupa Birliği’in üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu da kaydetti.
Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon mülteci ile büyük bir yükü taşıdığına da işaret eden Maas, mülteci mutabakatını kastederek taşıdığı ağır yüke rağmen Brüksel'in Ankara'ya yükümlülükleri olduğunu da hatırlatması gerektiğini savundu.
2015’e göre AB mültecilere daha hazırlıklı
Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert de Türkiye ile AB arasında 2016’da kabul edilen mülteci mutabakatının hala geçerli olduğunu söyledi. Mutabakatın şimdiye kadar büyük ölçüde işlediğini de vurgulayan Seibert, Türkiye'nin söz konusu anlaşmanın hayata geçirilmesine ilişkin memnun olmadığı noktalar var ise buna dair görüşmeler yapılabileceğini söyledi.
Seibert, Türkiye'den sığınmacıların giderek Yunanistan ve Bulgaristan sınırında yığılmasıyla yaşananları "Üstesinden gelinmesi gereken, çok endişe verici bir durum" diye niteledi.
Seibert, karşı karşıya kalınan durumu 2015’teki mülteci akını ile karşılaştıranların iddiaları da geri çevirdi ve o zamanla karşılaştırıldığında bugün Türkiye ile AB arasında bir mülteci mutabakatı bulunduğunu, AB sınır koruma ajansı Frontex’in o zamana göre daha iyi bir donanıma sahip olduğunu ve mültecilerin geldiği ve geçtiği ülkelerle AB arasında da siyasi ilişkilerin o zamana göre daha da yoğunlaştırıldığını hatırlattı.
AFP, dpa/ETO, HS
© Deutsche Welle Türkçe