Almanya'da mücahit kaygısı
3 Temmuz 2012Alman güvenlik birimleri 90’lı yıllardan buyana mücahit olmaya giden gençlerin sayısının yaklaşık 235 olduğunu tahmin ediyor. Bu kişilerin radikal dinci örgütler bünyesinde askerî eğitim aldıklarından ya da teşebbüs ettiklerinden yola çıkılıyor. Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın bir sözcüsü, Almanya’ya geri dönen mücahitlerin güvenliği tehdit eden faaliyetlerde bulunabileceklerini söylüyor. Teşkilat sözcüsü, ün kazanan bu mücahitlerin İslamcı çevrelerde etkili olup, şiddet eğilimini yaymaları riskine de değiniyor. Asiem El Difraoui, radikal İslamcıların internette yaptığı propagandaların da etkili olduğuna dikkat çekiyor:
“El Kaide ile yandaşlarının yayınladıkları videoların bir tarzı var. Görüntülerde eğitim kamplarında duygusal bir atmosfer yaratılıyor. Sivil Müslümanlar birer kurban gibi gösteriliyor ve şehit olmak yüce bir davranışmış gibi yansıtılıyor. Norveçli araştırmacılar internette yaptıkları araştırmalarda yüzlerce cihat sempatizanı tespit ettiler. Ve her birinin izlediği bu tür fimlerden şiddetle etkilendiğini gördüler.“
İnternet propaganda aracı
Mart 2011’de Frankfurt Havaalanı’nda iki ABD askerini vuran Arid U.’nun da internet üzerinden radikalleştiği, başka bir bağlantısı olmadığı tahmin ediliyor. Radikal dinci gruplar, mücahit olarak yetiştirmek istedikleri gençleri seçerken farklı yöntemler uyguluyorlar. Berlin'deki Demokratik Kültür Merkezi adlı kuruluştan Claudia Dantschke gençlerin zayıf yönlerinden yararlandığına dikkat çekiyor:
“Aşırı dinci çevrelerle hiç bağı, ilgisi olmadığı halde rakidal liderlerin hızla etkisi altına giren gençler mevcut. Ya da uzun vadeli projeler yürütenler de var. Örneğin Selefiler pek çok şehirde, sokaklarda sosyal çalışmalar yapıp, hayata karamsar bakan, tutunamayan gençleri aşırı muhafazakâr İslamcı çevrelere katmaya çalışıyorlar. Hedef kitleleri, Müslüman kökenli olan ama ibadet etmeyen, uyuşturucu bağımlısı, küçük suçlar işlemiş ya da meslek eğitimi olmayan gençler.“
Sorunlu gençler kandırılıyor
Böylece gençlerin yeni edindiği bu muhafazakâr çevre, onlara toplumda yer edindikleri, eksikliğini hissettikleri sözde bir aile ortamı sağlıyor. Çoğunlukla bu grupların amacı gençlerin, güdülen "dava"yı daha fazla benimsemeleri ve çoğunluk toplumuyla aralarına mesafe koymaları. Aralarından çok azı radikalleşerek mücahit oluyor.
Almanya'nın Wuppertal kentinde yaşayan Türk kökenli Alman vatandaşları Bünyamin E. ile Emrah E. de Pakistan'daki terör kampında eğitim almak üzere Veziristan'a gitmişti. Bünyamin E. kampa vardığından kısa bir süre sonra bir ABD operasyonunda yaşamını yitirdi. “Jung, Deutsch, Taliban – Genç, Alman, Taliban“ adlı kitabın yazarı ve “Berliner Zeitung“ adlı gazetenin editörü Wolf Schmidt, çoğu zaman gençlerin eğitim kamplarında kendilerini nelerin beklediğinden habersiz olduğunu belirtiyor:
“Almanya'dan giden gençlerden bir çoğu Çeçenistan'a gitmeyi umarken kendini Pakistan'da buluyor. Çatışma bölgelerini tanımıyorlar. Ve uğruna savaşacakları sorunları ya da dini de iyi bilmiyorlar.“
Almanya'da bu akımın önüne geçmek için 2009 yılında yapılan düzenlemeye göre, cihat eğitimi verilen terör kamplarına katılmak suç teşkil ediyor. Wolf Schmidt, cezalandırmak gibi zorlayıcı önlemlerin yerine caydırıcı önlemlerin daha etkili olacağı kanısında. Çocukları bu tür eğilimlere kapılan ailelere danışmanlık yapan Claudia Dantschke da radikal grupların gençlere neler vaat ettiğine bakmak gerektiğini belirtiyor. Dantschke, genelde muhafazakâr çevrelere kapılan gençlerin toplumda anlaşılmadığı, dışlandığı hissine kapıldığına dikkat çekiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Dennis Stute / Çeviren: Deniz Eğilmez
Editör: Nihat Halıcı