Avrupa Birliği’nden İrlanda resti
20 Haziran 2008AB Dönem Başkanı Slovenya Başbakanı Janez Jansa, AB'nin yeni anayasası olacak Lizbon Anlaşmasının uzun müzakerelerin ardından 27 üye ülke tarafından imzalandığını hatırlatarak, ''Yürürlüğe girmesi için tüm üyeler elinden geleni yapacak'' dedi.
Jansa, AB zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, Lizbon Anlaşmasını hayata geçirmek için ''güçlü bir kararlılığa'' sahip olduklarını anlattı.
AB zirvesinin hemen öncesinde İngiltere'nin Lizbon Anlaşmasını 19'uncu üye olarak onaylamasını ''büyük teşvik'' olarak gördüğünü anlatan Jansa, farklı üyelerin farklı onay süreçlerine saygı gösterilmesini istedi.
Çek Cumhuriyeti’ne özel atıf
Lizbon Anlaşmasını onaylamak için Anayasa Mahkemesi kararı bekleyen Çek Cumhuriyeti'nin bu tutumunun İrlanda'daki referandum sonucundan bağımsız olduğunu belirten Jansa, ''İrlanda ve Çek Cumhuriyeti dahil, Lizbon Anlaşmasını imzalayan 27 üye, yürürlüğe girmesi için elinden geleni yapacak. En kısa zamanda çözüm bulmak için her beraber çalışacağız'' dedi.
AB zirvesi kararlarında referandum sonucunu analiz etmesi için ''İrlanda'nın daha fazla zamana ihtiyaç duyduğu'' kabullenilerek çözüm önerilerini sunması için bu ülkeye bir sonraki AB zirvesine (15 Ekim) kadar süre tanındı.
Kararlarda bugüne dek 19 üyenin Lizbon Anlaşmasını onaylaması ve onay sürecinin diğer ülkelerde devam ettiği not edildi.
Zirve kararlarında Çek Cumhuriyeti'ne yapılan özel atıfla bu ülkenin Lizbon Anlaşmasını onaylamak için Anayasa Mahkemesinden olumlu görüş alması gerektiği kayıt altına alındı.
Akdeniz bölgesinin AB için ''hayati stratejik öneminden'' bahsedilen kararlarda, ''Barselona Süreci: Akdeniz İçin Birlik'' önerisinin AB'ye Akdeniz ülkeleri arasındaki ilişkilere yeni bir ivme kazandıracağı ifade edildi.
Kararlarda, bu kapsamda AB Komisyonu tarafından hazırlanan Akdeniz Birliği önerisi taslağının memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, 13 Temmuzda Paris'te planlanan Akdeniz Zirvesi için AB'nin ''ortaklarıyla gerekli görüş alışverişini gerçekleştireceği'' bildirildi.
”Doğu Ortaklığı” önerisi
Öte yandan, İsveç ve Polonya'nın ortaklaşa hazırladığı ''Doğu Ortaklığı'' önerisine de yer verilen zirve kararlarında, AB'nin doğu komşularıyla bölgesel işbirliğini daha ileri götürmesi gerektiği kabul edilerek, bu kapsamdaki önerilerini hazırlaması için AB Komisyonuna 2009 yılı bahar zirvesine kadar süre tanındı.
Brown: Lizbon reddedilse de genişleme sürmeli
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin "Lizbon Anlaşması olmazsa genişleme olmaz" yaklaşımı, AB Dönem Başkanı Slovenya'nın ardından İngiltere Başbakanı Gordon Brown tarafından da reddedildi.
Brown, AB zirvesinin ardından yaptığı açıklamada, İrlanda'daki referandumda AB'nin yeni anayasası Lizbon Anlaşmasının reddedilmesine rağmen "genişlemenin süreceğinden hala emin olduğunu" söyledi.
AB üyesi ülkelerin Lizbon Anlaşmasını onaylamaya devam etmesini isteyen Brown, "çok açık ki Lizbon Anlaşması üzerinde uzlaşmamız gerekiyor" dedi.
İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Lizbon Anlaşmasının AB'nin genişlemesiyle ilgili olduğuna dikkat çekti.
Merkel: Sarkozy ile görüş birliği içindeyiz
Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Sarkozy ile, genişleme konusunda görüş birliği içinde olduğunu belirterek, "Mevcut Nice Anlaşması, AB'yi 27 üyeyle sınırlıyor. Bana göre Lizbon anlaşmasının tamamına bakmak yerine Nice anlaşmasının bir kısmını değiştirmek tasavvur edilemeyecek bir şeydir" dedi.
AB Dönem Başkanı Slovenya Başbakanı Janez Jansa, zirvede ilk günün ardından düzenlediği basın toplantısında, İrlanda'daki referandum mağlubiyeti nedeniyle AB'nin yeni anayasası Lizbon Anlaşmasının yürürlüğe girmesinin gecikmesi halinde "genişlemenin kurban edilmemesi gerektiğini" söylemişti.
Jansa: Genişleme kurban edilmesin
Jansa, Lizbon Anlaşmasının İrlanda'da reddedilmesinin AB'nin genişlemesini olumsuz etkileyip etkilemeyeceğinin sorulması üzerine, "Herhangi bir aday ülke üyeliğe hazır olana kadar ya da bu konuda karar zamanı geldiğinde çıkış yolu bulacağımıza inanıyorum. O halde üyelik müzakerelerini sürdüren ülkeler için reformları yavaşlatmanın gerekçesi olamaz. Aynı şekilde AB Komisyonunun (aday ülkelerle) müzakereleri yavaşlatmasının da gerekçesi olamaz" demişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ise İrlanda'daki referandumda Lizbon Anlaşmasına "hayır" çıkmasının ardından AB'nin genişleme sürecinin "fiilen durduğunu" söylemişti.
Sarkozy, AB'nin geleceği konusunda 27 üyenin anlaşma sağlayamadığı bir ortamda genişlemekten bahsetmenin anlamlı olmadığını ileri sürmüştü.
Nicolas Sarkozy, AB Komisyonu ve AB Dönem Başkanı Slovenya'dan farklı olarak, Lizbon Anlaşması olmadan Hırvatistan'ın üyeliğine de karşı çıkmıştı.