Albayrak’ın ekonomi karnesi: Veriler ne diyor?
9 Kasım 2020Dün akşam Instagram hesabından istifasını duyuran Berat Albayrak, 10 Temmuz 2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk Hazine ve Maliye Bakanı olarak göreve başladı. Albayrak, göreve geldiği andan itibaren ekonomideki kötü gidişat nedeniyle eleştirilerin hedefinde oldu.
Peki, Albayrak döneminde uygulanan politikalar, kur, faiz, büyüme, işsizlik ve enflasyon gibi ekonomik göstergeleri nasıl etkiledi?
Lira yüzde 44 değer yitirdi
Albayrak’ın göreve başlamasının ardından piyasalarda yeni sisteme ilişkin bir güven bunalımı söz konusu oldu. Ekonomistlere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faizlerin düşük tutulması yönünde sık sık dile getirdiği söylemler nedeniyle kurların yükseldiği dönemde, ekonomi yönetiminin başına Berat Albayrak’ın getirilmesi, Merkez Bankası’nın bağımsızlığına yönelik endişeleri daha da artırdı. Aralarında Moody’s ve Standard&Poor’s’un da olduğu uluslararası kurumlar kararı eleştirdi.
9 Temmuz’da 4.55 TL’den güne başlayan dolar kuru, yeni kabinenin açıklanmasından sonra 4.75 seviyesini gördü.
Kur, Ağustos 2018’de ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile Pastör Andrew Brunson üzerinden yaşadığı gerilimle birlikte 7 seviyesini geçerek rekor kırdı. Eylül ayında Merkez Bankası politika faizini yüzde 24’e yükseltti. Dolar kuru faiz artırımının etkisiyle 6 seviyesinin altına gerilese de ardından gelen faiz indirimleri kuru yeniden yukarı taşıdı. Politika faizi bir yıldan kısa süre içinde yüzde 24’ten yüzde 8.25’e kadar çekildi.
Ekonomistlere göre Albayrak dönemi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz teorisinin hayata geçtiği bir dönem oldu. Düşük faiz politikası nedeniyle kurlardaki ve enflasyondaki artış sürdü.
Dolar/TL kuru, Albayrak’ın Instagram üzerinden istifasını açıkladığı tarihe kadar ise 8.59’a kadar yükseldi. Geçen 28 aylık süreçte dolar TL karşısında yüzde 89 değer kazandı. Başka bir deyişle TL, dolar karşısında yüzde 45 eridi. Merkez Bankası Eylül 2020’de politika faizini yüzde 10.25’e yükseltse de kurdaki artışın önüne geçemedi.
DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Barış Soydan, Erdoğan’ın faizin enflasyonun sonucu değil nedeni olduğunu savunduğunu, Albayrak döneminde de daha önceki ekonomi yönetimlerinden farklı olarak buna uygun bir politika yürütüldüğünü söylüyor. Soydan, düşük faiz politikası sonucu kurlarda yaşanan yükseliş nedeniyle vatandaşın TL’den kaçıp banka mevduatlarını dövize çevirdiğini, bireylerin döviz hesaplarının toplam içinde yüzde 60’a ulaştığını belirtiyor.
Albayrak’ın göreve ilk geldiği Temmuz 2018’in ikinci haftasında yurtiçi yerleşiklerin 158.9 milyar dolarlık döviz mevduatı bulunuyordu. 30 Ekim 2020 itibarıyla bu rakam, 221 milyar 38 milyon dolara ulaştı. Buna göre döviz mevduatları 62 milyar dolar arttı.
Enflasyon çift haneye demirledi
Albayrak, Eylül 2018 tarihinde ise 2019-2021 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomi Programı’nı açıkladı. Orta Vadeli Programın ismi Yeni Ekonomi Programı olarak değiştirilirken, programın açıklanmasının gecikmesi de tepkiye yol açtı.
Açıklanan plana göre hükümetin dolar kuru varsayımı 2018 için 4.90, 2019 için 5.63, 2020 için 6.00 ve 2021 için 6.21 olarak belirlendi.
Albayrak, Ağustos 2018’de yaptığı açıklamada ise enflasyonun 2019’da tek haneye ineceğini belirtmişti. 2019 yıllık enflasyonu ise resmi rakamlara göre yüzde 11.84 olarak gerçekleşti.
Berat Albayrak görevi devralmadan önce Haziran 2018’e ait enflasyon rakamı yıllık yüzde 15.39 idi. 2018 sonunda yıllık enflasyon yüzde 20.30 oldu. 2019’da ise 11.84 olarak açıklanan enflasyon son açıklanan ekim ayı verisine göre yüzde 11.89 seviyesinde bulunuyor. Albayrak’ın 2019’da açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’nda da enflasyon hedefi 2019 için yüzde 15.9, 2020 için ise yüzde 8.5 idi.
İşsizlik arttı
Albayrak dönemde enflasyondaki çift haneli seyirle birlikte işsizlikteki artış da sürdü. Haziran 2018’de işsizlik yüzde 10.1 olarak açıklanmıştı. Son verilere göre ise işsizlik oranı, Temmuz 2020’de yüzde 13.4 seviyesinde bulunuyor.
Albayrak Eylül 2018’de açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’nda işsizlik beklentisini 2018 için yüzde 11.3; 2019 için yüzde 12.1 ve 2020 için de yüzde 11.9 olarak duyurmuştu. İşsizlik oranı 2018’de yüzde 11, 2019’da 13.7 olarak gerçekleşti. Buna göre Albayrak’ın 2019 ekonomi programındaki işsizlik hedefi de tutmadı.
Kişi başına gelir azaldı
Öte yandan Türkiye ekonomisi, Albayrak’ın göreve başladığı 2018’in ikinci yarısında yavaşlayarak resesyona girdi. İkinci çeyrekte yüzde 5.8 büyüyen ekonomi 2018’in üçüncü çeyreğinde yavaşlayarak yüzde 2.5 büyüme kaydetti, son çeyrekte ise yüzde 2.7 daraldı. 2018’de büyüme yüzde 2.6 olarak açıklandı. Nisan 2019’da Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya ile birlikte Washington'a giden Albayrak, burada 400'den fazla yatırımcının ve banka temsilcisinin katıldığı toplantıda yaklaşık bir saat boyunca Türkiye'de hükümetin uygulamaya koymayı hedeflediği reformları anlattı. Ancak reform paketi, yatırımcılar tarafından, yüksek enflasyon ve kırılgan para birimi sorunlarıyla mücadele eden ülke ekonomisini canlandıracak iddialı taahhütleri içermediği gerekçesiyle yetersiz bulundu.
2019 yılında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) yüzde 0.9 arttı. 2019 ekonomi programında aynı yıl için yüzde 2.3 büyüme öngörülmüştü. Bu yılın ilk çeyreğinde ise yüzde 4.4 büyüme kaydedilirken, ikinci çeyrekte pandeminin de etkisiyle ekonomide yüzde 9.9 daralma yaşandı. TÜİK verisine göre, dolar cinsinden kişi başı milli gelir de 8 bin 934 dolara geriledi. 2018 yılında kişi başına GSYH ABD doları cinsinden 9 bin 632 dolar olarak hesaplanmıştı. Bu durum Albayrak döneminde kişi başı milli gelirde 698 dolarlık düşüşe işaret ediyor.
DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Mustafa Sönmez, Erdoğan’ın damadı olan Berat Albayrak’ın ekonomi yönetiminin başına geçmesinin liyakata çok uygun görülmediğini vurguluyor. 2018 sonrası yaşanan siyasi gelişmelerin de Albayrak’a hiç yardımcı olmadığını söyleyen Sönmez, yükseltilen faizlerle ekonominin daraltılıp istikrara sokulmaya çalışıldığı, ekonomi üç çeyrek daralınca da toplumda bir işsizlik, bir gelirsizlik ortaya çıktığını belirtiyor. Sönmez, yerel seçimlerden sonra ekonomide canlandırma adımları atılmaya çalışılsa da pandeminin getirdiği daralmayla beraber ekonomideki bocalamanın sürdüğünü ifade ediyor.
Hazine’nin borcu arttı
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak döneminde kamu borçlarında artış gözlemlenirken Hazine, döviz cinsinden borçlanmayı tercih etti. 30 Haziran 2018 itibariyle merkezi yönetimin borcu 969.8 milyar lira iken borcun 408.6 milyar lirasını döviz cinsi borçlanma oluşturuyordu. Bu yılın eylül ayında ise bu borç 1 trilyon 863 milyar liraya ulaştı. Döviz cinsi borçlar 1 trilyon 45 milyar lirayı buldu. Rakamlar, kamu borcunda yüzde 92, döviz cinsi borçlarda da yüzde 155 artışa işaret ediyor.
Aynı dönemde Merkez Bankası’nın döviz rezervleri de azaldı. Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervleri 6 Temmuz’da 79 milyar 95 milyon dolar seviyesindeydi. Brüt rezervler 30 Ekim itibariyle 42 milyar 259 milyon dolar seviyesinde bulunuyor. Buna göre rezervlerdeki düşüş yüzde 47’yi buluyor.
Ekonomistlere göre, kurlardaki artışla beraber ekonomideki olumsuz göstergeler politika değişiklikliği ihtiyacını zorunlu kıldı.
DW Türkçe’ye konuşan Marmara Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, ekonomi yönetiminin dış kredibilite, borç yönetimi ve yeni sermaye girişi açısından önemine dikkat çekiyor. Bunun doların eksik değerli konumundan normal değerine doğru yönelmesinde ve enflasyon üzerinde etkili olacağını söyleyen Şişman, yeni bir algı yönetimi üzerinden bu değişikliklerin yapılmak istendiğine işaret ediyor.
Pelin Ünker / İstanbul
© Deutsche Welle Türkçe