Canan Coşkun: Hapis cezasına şaşırmadım

Cumhuriyet muhabiri Canan Coşkun’a gazetede yayımlanan bir haberinde “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçunu işlediği gerekçesiyle iki yıl üç ay hapis cezası verildi. 

Gazeteci Coşkun, geçen sene DHKP-C’ye yönelik soruşturma kapsamında açlık grevindeki eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın gözaltına alınan avukatlarının savcılık sorgusunu haberleştirmiş, haberin ardından Coşkun hakkında soruşturma başlatılmıştı. Savcılık, söz konusu haberin kısıtlama kararı olmasına rağmen yazılmasının DHKP-C’ye yönelik soruşturmanın amacını tehlikeye soktuğunu iddia etmiş, Coşkun’a açılan davanın 10 Temmuz’da görülen ikinci duruşmasında savcının verdiği mütalaada, Canan Coşkun’un “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istenmişti. 

İki yıl üç ay ceza verildi

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayı CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren ile meslektaşları takip etti. Duruşmada söz alan Canan Coşkun, “Kısıtlı bir soruşturmayla ilgili olarak yazmış olduğum ilk haber değil. Benzer şekilde medyada bu konuda birçok haber yapıldı” diyerek beraatini istedi. Coşkun’un avukatlarından Abbas Yalçın ise, “Anadolu Ajansı tarafından müvekkilimin yapmış olduğu haberin aynı nitelikteki haber içeriğinden bir haber yapılmıştır. Anadolu Ajansı ya da başka haber ajansları haber yaptığı zaman normal haber olarak görülmektedir” diyerek beraat talep etti. 

Mahkeme heyeti, Coşkun'a yaptığı haber ile “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçundan ertelemesiz iki yıl üç ay hapis cezası verdi. Heyet ayrıca, verdiği cezada indirime de gitmedi. 

Coşkun: Muhaliflere yönelik baskının parçası

DW Türkçe’ye konuşan Canan Coşkun, kararı şaşırtıcı bulmadığını söyledi. “Soruşturma açıldığında davaya dönüşeceği belliydi. İkinci duruşmada mütalaa hazırlandı. Savunma için ek süre istediğimde mütalaanın kısa olduğu gerekçesiyle süre verilmedi” diyen Coşkun, kendisine verilen hapis cezasının Türkiye’de gazeteciliğe verilen ilk ceza olmadığını dile getirerek, “Cumhuriyet’te kantincisine kadar tutuklanmayan kalmadı. Yalnız Cumhuriyet’e yönelik de değil, muhalif seslere yönelik bir baskı var. Bu ceza da onun bir parçası” diye konuştu. Coşkun, avukatlarının karara itiraz edeceğini dile getirdi. 

Burcu Karakaş/İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe