Dış politikadaki gerilim dövizi tırmandırıyor
26 Ekim 2020Merkez Bankası'nın faizleri sabit tutan kararının ardından yükselişe geçen kur, yeni haftaya rekorlarla başladı. Dolar/TL kuru, Pazartesi günü 8 TL'nin üzerine çıkarken, Euro/TL kuru da 9,54 seviyesine kadar ilerledi. Türk Lirası, 2020’de dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimleri arasında gösteriliyor.
Ekonomistler ve siyaset bilimciler ise Türk Lirası'ndaki bu gerilemenin arkasında Türk siyasetindeki "çalkantılı dönem"in yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dış politikadaki sivri çıkışlarının da etkili olduğu görüşünde.
Erdoğan'ın Washington yönetiminin karşı çıkmasına karşın Türkiye’nin S-400 füzelerini denediğini açıklaması, İslam düşmanlığı tartışması üzerinden Fransa Cumhurbaşkanı Macron'u hedef alarak "Zihinsel noktada tedaviye ihtiyacı var" şeklindeki sözleri ve son olarak Fransız mallarını boykot çağrısı geçen haftadan bu yana dış politikada tansiyonu yükseltmiş durumda.
"Dolar 1 günde 10 kuruş arttı"
Dünyayı sarsan Covid-19 salgınının yol açtığı ekonomik krize Türkiye'nin ekonomideki mevcut krizlerle yakalandığına dikkat çeken ekonomist Uğur Gürses, Türk ekonomisinin içinde bulunduğu durumu "Kredi büyümesiyle krizlerin çözüleceğini zanneden hükümet, işsizliğe ve iş kaybına karşı hane halkına geniş çaplı finansal destek sağlayamadı. Faizler düşük tutuldu hep, döviz kuru patladı" sözleriyle özetliyor.
Turizm ve ihracattaki kayıplarla birlikte Türkiye'nin ödemeler dengesinin bozulduğunu, ekonomideki ciddi zorlukların da halkın gündelik yaşamını doğrudan etkilediğini anlatan Gürses'e göre Türkiye'de iktidarın oy kaybı da böylelikle hızlandı.
Gürses, "Tüm anketler iktidar bloğundaki oy kaybını ortaya koyuyor. Erdoğan da seçmen konsolidasyonunu korumak için dış politikayı kullanmaya başladı. Batı ve Rusya’yla olan gerilimi artırdı. Türkiye'de doların fırlayacağı bir güne uyanacağımızı Macron'a söylenen sözlerin ardından hemen biliyorduk, bekliyorduk" diyor.
"Türkiye darboğaza sürükleniyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta sonu ABD'nin Türkiye'nin Dağlık Karabağ krizinde Azerbaycan'a verdiği desteği eleştirdiğini gündeme taşırken de Türkiye'ye "yaptırım tehdidi" olduğundan yakınmış ve ABD’ye "Sen kiminle dans ettiğinin farkında değilsin. Yaptırımın neyse, geç kalma, yap" çıkışında bulunmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türk halkına "Fransız mallarını boykot edin" çağrısı da Macron'a çıkışlarının hemen arkasından geldi.
Gürses, dış politikada böylesi gerilimler sürdükçe kur üzerinde baskının daha da artacağını söylüyor. Gürses, "Erdoğan'ın ABD'ye yaptırım çağrısı ve Türk halkından Fransız mallarını boykot etmelerini istediği gün dolar 10 kuruş arttı. Türkiye siyasette ve ekonomide darboğaza sürükleniyor" yorumu yapıyor.
"Vatandaş sürekli kazık yiyor"
Türk Lirası yılbaşından bu yana Amerikan Doları karşısında yüzde 26 değer kaybetti. Ekonomi yazarlarından Alaaddin Aktaş, Türk mallarının bugün sadece Ortadoğu'da değil Ukrayna'dan Batı'ya uzanan geniş bir bölgede de boykot edildiğini hatırlatıyor. Aktaş, "Türkiye’nin Azerbaycan'a koşulsuz desteğini tasvip etmeyen Ukrayna'da Türk mallarına boykot çağrısı yapılıyor. Suudi Arabistan'ı, Mısır'ı, Birleşik Arap Emirlikleri'ni zaten herkes biliyor. Ama Türkiye, yangının üzerine hep körükle gidiyor. Ankara'nın Fransa'ya laf etmesi Türk ekonomisini içine düştüğü zorluklardan kurtarmıyor" diyor.
Türkiye'de döviz kurunun sürekli tırmanışta olmasında dış politikadaki "kavgacı söylemin doğrudan etkisine" değinen Aktaş, "Böyle gittiği sürece döviz borcu olan şirketler patır patır batacaklar. Kurların yükselmesinden birileri kazanç sağlıyor olabilir, ama vatandaşlar sürekli kazık yiyor" sözleriyle de Türkiye'nin kavgadan çok reforma ihtiyacı olduğu mesajını veriyor.
"Herkese saldıran bir Türkiye var"
Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. İlhan Uzgel'e göre de Erdoğan "Türk ekonomisini kurtaracak formüller üretemediği için" dış politikada "saldırgan" bir tutum izliyor. Uzgel, "Erdoğan dışarda ne kadar herkesle kavga ederse oylarını koruyabileceğini gösterme stratejisi izliyor. Türkiye'de döviz kurlarını fırlatacağını zaten biliyordu, yeter ki seçmenine, dışarıyla ne kadar güzel kavga ettiğini göstersin" diyor.
Erdoğan’ın Türk halkına Fransız mallarını boykot çağrısı yapmasının da şaşırtıcı olmadığını söyleyen Uzgel, "Herkese saldıran bir Türkiye var ortada. Dış politikada kavgacı bir imaj çizen Erdoğan için artık bu imajın hiçbir önemi yok. Onun tek derdi, kendi oylarını korumak" yorumu yapıyor.
"Boykot tehlikeli bir çağrı"
Siyaset bilimci Burak Bilgehan Özpek de "Erdoğan her siyasi konuyu ekonomiye alet ediyor. Çünkü ekonomideki büyük çöküntünün kaynağını dış güçlerin üstüne yıkmaya çalışıyor. Eğer iç politikada birileri çıkıp da ekonomi kötü olduğunu söylerse de, onları iç düşman olarak ilan edecek. Ekonomiyle mücadelesinin bu olduğu açıkça ortada" diyor.
Erdoğan’ın Fransız mallarını boykot çağrısının Türk ekonomisini büyük zarara uğratabilecek "çok tehlikeli" bir çağrı olduğunu söyleyen Özpek, "Eğer bu çağrıya Fransa da karşılık verirse, yani onlar da Türk mallarını boykot ederse, Türkiye ekonomisinin çöküşü hızlanacak. Çünkü Türkiye ihracatının yarısını Avrupa'ya yapıyor" görüşünü dile getiriyor.
Hilal Köylü / Ankara
© Deutsche Welle Türkçe