Dilenci cenneti Köln

Almanya’nın en büyük şehirlerinden Köln’ün ünlü katedral meydanı aynı zamanda dilencilerin de mekânı. İlginç kıyafetleriyle heykel gibi duran makyajlı figürler, verilen sadakaya Almanca teşekkür ettikten sonra aralarında Rumence konuşuyorlar. Bu "canlı heykellere" artık Almanya’nın tüm büyük kentlerinde rastlamak mümkün.

1990’lı yılların başlarından itibaren dilencilik, yankesicilik ya da hırsızlık yapmak üzere Almanya’ya akın eden ve çoğu Romanya’dan gelen güneydoğu Avrupalılar belediye ve emniyet yetkililerinin başına dert oldu. Köln Emniyet Müdürlüğü Sözcüsü Christoph Gilles, yabancılar tarafından işlenen suçlarda Rumen faillere sıkça rastlandığını ve kendilerine yardımcı olmak için Romanya’dan gelen meslektaşlarıyla birlikte devriyeye çıktıklarını anlatıyor. Gilles bu sayede Rumenler tarafından işlenen suçları aydınlatmanın kolaylaştığını belirtiyor. Gilles, "Çete halinde çalışan soyguncular gece yarısı yaşlı bir çiftin evini soymaya kalkışmıştı. Gürültüye uyanan ev sakinlerini dövüp kan revan içinde bırakmışlar, sonra ellerini kollarını bağlayıp evi soymuşlar. Çeteyi ortaya çıkardık. 18 soygun yapıp 100 bin euroluk para ve takı çalmışlar. Dört hırsız yakalanıp tutuklanarak cezaevine kondu" diyor.

Bir başka Rumen çetesinin de yedi üyesi Köln’de 600 bin euroluk metal çaldıktan sonra yakayı ele vermiş. Bir diğer Rumen çetesi de yüzün üzerinde bankamatiğin içini boşalttıktan sonra Köln'de yakalanmış.

Çifte devriye

Rumen polislerin Köln’de görev yaptığının öğrenilmesi üzerine Rumenlerin karıştığı suçlarda azalma görüldü. Rumen emniyetiyle yaptıkları işbirliğinden son derece memnun olduklarını belirten Köln Emniyet Müdürlüğü Sözcüsü Gilles, Rumenlerin organize suç şebekesi düzeyinde çalışmadıklarını, organize eylemler düzenleyen dilenci mafyasıyla mücadelenin ise polise değil, zabıtaya düşen bir görev olduğunu söylüyor.

Son yıllarda Köln’de saldırgan tavırlarıyla halka yaka silktiren Rumen dilenciler sorun haline geldi. Merhamet duygularını okşamak için topal taklidi yapan, yorulduktan sonra da sağlam bacağıyla topallamaya başlayan bir dilenci Alman televizyonundaki bir programa konu olmuştu. Sadaka toplamak için her türlü yola başvuran dilencilerin Rumen ve Bulgar mafyasına çalıştıklarını söyleyen Köln Belediyesi Zabıta Müdürlüğü yetkilisi Robert Kilp, "Patronları lüks arabalarla gezen bu dilenciler harap evlerde barınıyor' diyor ve ekliyor: 'Tek bir dairede, bodrumlarda ve çatı aralarında en az 20 kişinin birden oturduğunu gördük. Bu yabancıların Almanya’ya dilencilik ya da hırsızlık yapmak için geldiklerini saptadık."

Sadaka mafyayı zengin ediyor

Köln’ün dilenci manzarasını görmek için kentte şöyle bir dolaşmak yetiyor. Evsizleri kovup "stratejik" noktaları işgal eden dilenciler, en fazla sadaka toplanan yerlerde dilenebilmek için Rumen mafyasına rüşvet ödemek zorunda. 20 yıldır Köln’de yaşayan bir Rumen, katedralin önündeki "canlı heykellerle" Rumence sohbet ettiğini ve dilenenlerle yankesicilerin birlikte çalıştıklarını onlardan öğrendiğini söylüyor.

Dilencilerin topladıkları para derhal Köln garındaki bankalardan Sofya ve Bükreş’e havale ediliyor ve çok geçmeden de büyük ailelerin reisleri tarafından hesaptan çekiliyor. Sadaka için saatlerce ayakta dikilip avuç açanlara ise bir şey kalmıyor.

© Deutsche Welle Türçe

Cristian Stefanescu / Ahmet Günaltay

Editör: Ercan Coşkun