Doğan Akhanlı tahliye edildi
8 Aralık 2010
Doğan Akhanlı yaklaşık 21 yıldır yaşadığı Almanya’dan 10 Ağustos’ta hasta babasını ziyaret için İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Türkiye’ye giriş yaparken tutuklanarak cezaevine konmuştu.
Tutuklandıktan sonra bugün ilk kez İstanbul'da hakim karşısına çıkan Doğan Akhanlı'nın tahliye edilmesine karar verildi. Duruşmada hakkındaki suçlamaları ifade vermeyerek protesto eden Akhanlı'nın yargılanmasına tutuksuz olarak devam edilecek.
Doğan Akhanlı, 1989'da Türkiye Halk Kurtuluş Partisi (THKP), Yeniden Kurtuluş Birliği (YKB), Halk Kurtuluş Güçleri (HKG) örgütüyle bağlantılı olmak ve bir döviz bürosuna yönelik silahlı soygun girişimine karışmakla suçlanıyor.
"İddiaların dayanağı zayıf"
Davayı yerinde takip etmek üzere İstanbul'a giden bazı Alman siyasetçiler ve sivil toplum kuruluş temsilcileri, Doğan Akhanlı'nın siyasi bir komployla karşı karşıya kaldığını iddia ediyor. Alman Birinci Televizyon Kanalı ARD’nin hukuk uzmanı Arnd Künnecke, Almanya’da da yakından takip edilen dava ile ilgili şu değerlendirmede bulunmuştu:
“Hazırlanan iddianameye konu olan şüphelerin dayanaklarının oldukça zayıf olduğunu söyleyebiliriz. İddia makamı sadece iki tanığın –ki daha sonra onlar da beyanlarını değiştirdi- ifadeleri doğrultusunda hazırlanmış. Bu yüzden tanık ifadelerinin ardından mahkemenin Akhanlı’nın tutukluluk halini kaldıracağını ve serbest kalmasına karar vereceğini düşünüyorum.”
"Dava, 12 Eylül'le mücadele edenlere yönelik"
Artvin doğumlu olan Doğan Akhanlı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencisiyken 12 Eylül askerî darbesini yaşadı. 1985’te yakalanarak iki yıl hapis yattı. 1990’lı yılların başında da Almanya’ya sığınarak, bu ülkenin vatandaşı oldu.
Avukatı Haydar Erol, müvekkili Akhanlı hakkındaki suçlamaları geri çeviriyor. Erol, “Bunun aslında Türkiye’de sol örgütlere özgü yapılan operasyonlarda sıkça görülen bir durum" olduğunu belirterek sözlerini, "Tutuklu olan insanlara bu sefer suçluluğunu netleştirmek için suçlar bulur. 12 Eylül sonrası, 12 Eylül’le mücadele eden insanlara yönelik bir dava bu zaten” şeklinde sürdürüyor.
"Türk yargı sistemi pratikte farklı işliyor"
Alman uzmanlar Akhanlı davasının 12 Eylül'den yıllar sonra bile, Türk yargı sisteminde farklı otoriter baskıların devam ettiğinin bir göstergesi olarak yorumluyordu. ARD televizyonu hukuk uzmanı Arndt Künnecke şu değerlendirmeyi yapmıştı:
“Almanya'da, ‘tereddüt halinde yargı davalının lehine işler' prensibi benimsenmiştir. Türkiye'de de bu geçerli ama kâğıt üzeride. Pratikte tam tersi geçerli ve herhangi bir tereddüt durumunda mahkeme ve savcılık davalının karşısında yer alıyor. Davalı da uzun süre hakkını aramak zorunda bırakılıyor.”
Yazar Doğan Akhanlı'ya destek vermek için Almanya'dan da birçok politikacı, yazar ve sivil toplum temsilcisi İstanbul'a gitmişti. Bu kişiler arasında ünlü Alman yazar Günter Wallraf da bulunuyor. Birçok insan hakları derneği temsilcisi ve edebiyatçının yanı sıra Avukat Eren Keskin ve Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk da Akhanlı'ya destek veren diğer ünlü isimler arasındaysa da yer alıyor.
53 yaşındaki yazar ve insan hakları savunucusu Doğan Akhanlı, 20'inci yüzyılda işlenmiş soykırımları araştırdı, Yahudi ve Ermeni olaylarını işleyen romanlar yazdı. “Denizi Beklerken”, “Gelincik Tarlası” ve “Kıyamet Günü Yargıçları”ndan oluşan Kayıp Denizler üçlüsü, 2005 yılında yayımlanan “Madonna'nın Son Hayali” ve 2009'daki “Babasız Günler” Akhanlı'nın kaleme aldığı eserlerden.
© Deutsche Welle Türkçe
Ulrich Pick / Çeviri: Meltem Karagöz
Editör: Murat Çelikkafa