Fransa’ya Katalunyalı Başbakan
31 Mart 2014Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, iktidardaki Sosyalist Parti'nin bozguna uğradığı belediye seçimleri sonrasında kabinede revizyon kararı aldı. Hollande, Başbakanlık görevine Haziran 2012'den bu yana İçişleri Bakanlığı görevini yürütmekte olan Manuel Valls'i atadı. Kabinedeki revizyonun Cumhurbaşkanı François Hollande’ın geçtiğimiz haftalarda çizdiği sosyal-liberal çizgiden sapma anlamına gelmediği belirtiliyor.
Fransa’da 1983 yılından bu yana düzenli olarak düşüşte olan seçime katılım oranı bu sefer rekor kırarak geriledi. Pazar günü yapılan ikinci turda seçmenlerin yüzde 36,3’ü sandık başına gitmedi. Geçen hafta sonu yapılan ilk tura katılmayanların oranı yüzde 36,5 olarak kaydedilmişti. Siyasi partiler iki tur arasında bu kitleyi sandık başına gitmeye ikna edemedi.
İkinci turu 30 Mart Pazar günü yapılan seçimlerde, beklendiği gibi, iktidardaki Sosyalist Parti (PS) bozguna uğradı. İçişleri Bakanlığı verilerine göre, nüfusu 9 binin üzerindeki 150 kentte belediyeler başta PS olmak üzere sol partilerden sağ partilere geçti. Bu kadar kentin bir seçimde kaybedilmesi Fransız siyasi yaşamında son olarak 1977 yılında gözlemlenmiş, o yıl sağ partilerin elindeki 94 yerleşim merkezinde belediyeler sol partiler tarafından kazanılmıştı.
PS’nin pazar günü seçimleri kaybettiği kentlerin arasında “solun kaleleri” olarak bilinen Toulouse, Montpellier, Limoges ve Niort gibi kentler de var. Limoges 102, Niort ise 67 yıldır aralıksız PS’nin yönetimindeydi. PS buna karşılık başkent Paris ve ülkenin ikinci büyük kenti Lyon’da büyükşehir belediyelerini almayı başardı. Paris’te ilk turda ikinci sırada gelen PS adayı Anne Hidalgo, büyük ölçüde çevreciler ve komünistler sayesinde ikinci turda ipi göğüsleyen isim oldu. PS; Strasbourg, Lille ve Nantes kentlerinin belediyelerini de kazanarak teselli buldu. Buna rağmen kırsaldan ve küçük yerleşim merkezlerinden seçim kazandıracak derecede oy almayı başaramadı.
PS’nin elde ettiği bu kötü sonuçlar üzerine Cumhurbaşkanı Hollande kabinede revizyona gitme kararı aldı. Haziran 2012'den bu yana Başbakanlık görevini yürüten Jean-Marc Ayrault'nun yerine, aynı tarihten bu yana İçişleri Bakanı olarak görev yapan Manuel Valls atandı. Katalunyalı bir İspanyol olarak 1962 yılında Barselona'da dünyaya gelen Valls, göçmen çocuğu olarak ailesiyle geldiği Fransa'da 1982 yılında Fransız vatandaşlığına geçti. 17 yaşından bu yana PS içinde militanlık yapan Valls, parti içinde eski IMF direktörü Dominique Strauss-Kahn'ın ekolü olarak bilinen sosyal-liberal kanadı, yani partinin sağ kanadını temsil ediyor. Valls son iki yıldır yabancı göçmenler ve Romanlar konusunda yaptığı ve sağ partilerin söylemini andırmayan çıkışlarıyla gündeme gelmişti. Fransız medyasında Vall'in İçişleri Bakanı olarak bilançosunun negatif olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
Fransız solundan tepki
Valls'in Başbakanlığa atanması Fransız solu içinde tepkiyle karşılanmakta. Sol partiler ve sendikalar Valls ile birlikte Hollande'ın iş dünyasına mesaj verdiğini, seçim sonuçlarını görmezden geldiğini söylüyorlar. PS içindeki değişik akımlar da belediye seçimleri sonrasındaki siyasi yönelim konusunda sözlü çatışmaya başladılar. Partinin sol kanadı dar gelirlilere daha fazla yardım sağlayacak “sol” politikalara yelken açılmasından yana. Partinin sağ kanadı ise bu fikre şiddetle karşı çıkmakta. Hollande sağ kanada daha yakın duruyor. Siyasi gözlemciler de revizyonun hükümet politikalarında değişiklik değil, seçmene “sizi anladım” mesajı vermek amaçlı olacağı görüşünde birleşiyor. Hollande’ın iktidara geldiği 2012 yılından bu yana Başbakanlık yapan, kadim dostu Jean-Marc Ayrault kendisini Fransız toplumuna sevdiremedi. Son kamuoyu araştırmaları Fransızların yüzde 69’unun Ayrault’nun Başbakanlığı bırakmasını istediğini göstermişti. Kronik işsizlik ve sosyal problemlerin Ayrault’nun görevden alınmasında rol oynadığı yorumlarında bulunanlar da var.
Seçimlerde zafer sağ partilerin
Belediye seçimlerinin sayısal galibi ise ana muhelefetteki Halk Hareketi Birliği (UMP) oldu. UMP 2008 yılındaki belediye seçimlerinde 120 kent kaybetmişti. Bu yılki seçimlerde, diğer merkez sağ partilerle beraber fazladan 142 belediye kazandı. Kırsaldan iyi oy topladı. Ülkenin en büyük kentleri arasında yer alan Marsilya, Toulouse, Bordeaux ve Montpellier’yi kazandı. Paris banliyösünde sol partilerin yıllardır hüküm sürdüğü yerleşim merkezlerinde bekleneden fazla oy topladı, belediyeleri ele geçirdi. Daha da önemlisi, içindeki liderlik krizine rağmen bu sonuçlarla diri bir parti olduğunu ispatladı. Mayıs ayındaki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerine favori olarak girecek UMP, sonbaharda da şu anda kıl payı farkla solun kontrolünde olan Fransız Senatosu’nu yeniden fethetme ümidini artırmış görünüyor.
Belediye seçimleri aşırı sağcı Milli Cephe (FN) partisinin Fransız siyasal yaşamında kurumsallaştığı seçimler olarak da tarihe geçti. FN, tarihinde ilk defa 12 kentin birden belediyesini kazandı, ülke genelinde 1300’den fazla belediye meclis üyesi çıkardı. FN 2008 seçimlerinde ülke genelinde sadece 100 belediye meclis üyesi çıkarabilmişti. Beziers, Frejus, Henin-Beaumont FN’nin kazandığı kentlerden sadece bazıları. FN ayrıca Marsilya’nın 7’inci bölgesinin belediyesini de kazanarak bir ilke imza attı. Bu sonuçlar FN’yi, asıl hedefi olan AP seçimlerinde siyasi arenada ön plana yerleştirmiş durumda. Tek turlu yapılacak AP seçimlerinin Fransa’daki olası sonuçları hakkında gerçekleştirilen son kamuoyu yoklaması FN’nin yarışı UMP ile dirsek dirseğe ilk sırada götürdüğünü açığa vurdu. Yorulmuş ve Cumhurbaşkanı Hollande ve hükümetinin başarısız politikaları nedeniyle imajı zedelenmiş PS ise AP seçimleri için sprinte kalkmazsa Fransa’da Millet Meclisi’nin de feshedilebileceği bir süreç yaşanabilir.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Kayhan Karaca / Strasbourg
Editör: Gezal Acer